want you back

225 26 110
                                    

üzücü bir haber aldıktan sonra ne yapardınız?

insanların otomatik olarak verdiği tepki ağlamak olurdu. belirli kaslarımızın kranyal sinir denilen kısmımızı uyarması ve ardından gözyaşı üretmemiz gibi bir bilimsel açıklaması da var fakat insanların ilk olarak ağlamalarının en büyük sebebi söyleyecek ya da yapacak başka bir şey bulamamalarıdır.

taehyun için üzüldüğü zaman ağlamak olmamıştı hiçbir zaman ilk tepki. kang taehyun üzüldüğünde, kırıldığında ya da sinirlendiğinde ilk olarak derin bir nefes alırdı. insanları kırıp kırmamak aslında çokta umurunda değildi fakat elinden geldiğince az hasar bırakmak istiyordu insanlarda. eğer üzgünken ya da sinirliyken konuşursa beyninin içerisinde sakladığı düşünceler bir anda ortaya çıkar diye hep korktuğundandı bu savunma mekanizmasını geliştirmesi.

beomgyu'nun neler yaşamış olabileceğini düşündü. iki haftadır yaptığı şeylerin tersini yaptı. arkadaşlarını salonda bırakıp odasına ilerlerken bardağına viski yerine su doldurdu. ağrı kesicisiyle beraber odasına girerken günlerdir oturmadığı yatağa oturdu. beomgyu'nun burada geçirdiği, yastığında uyuduğu on dakika yüzünden bu odaya giremediği geceleri geride bıraktı. eli yatakta turlarken düşündü. beomgyu ona aşıktı.

çünkü sana aşığım.

güçlü olmak zorundaymış gibi hissetmezdi hiçbir zaman kendini taehyun. maskelerle dolaşıp insanlara rol yapmak istemezdi. fakat şimdi çok farklı hissediyordu. beomgyu karşısında kızarmış gözlerle ağlayarak ona sevgisini haykırırken üzülmesi gerekirdi ama bu gece kendini üzgün hissetmiyordu taehyun. güçlü hissediyordu.

beomgyu'nun sevgisi miydi onu güçlü hissettiren?

"pişt," soobin odasının kapısından büyük siyah gözlerini dikmişti arkadaşının üzerine. düşüncelerine o kadar dalmıştı ki kapının çaldığını duymamıştı bile. "biraz konuşabilir miyiz?"

"tabii hyung, gel."

soobin çok nadir onunla yalnız konuşmak isterdi. yeonjun her zaman sevgilisinin yanındaydı ve bu üçlünün arasında gizli saklı olmadığı için dönen konular genelde ortak olurdu. taehyun büyüğünün onunla ciddi bir konuşma yapacağını bu yüzden çoktan anlamıştı bile.

"yeonjun sana kırıldı baya.." soobin'in yanına otururken kurduğu cümleye gülümsedi. sebebini biliyor olsa da sorma ihtiyacı hissetti. "neden?"

"bize yıllarca doğum gününü söylemedin ama beomgyu'ya söyledin diye içlendi biraz. aşağıda sigara içiyor."

beomgyu'ya bilerek söylememişti aslında doğum gününü. kulübeye babasının bıraktığı nottan öğrenmişti oda fakat o not olmasa dahi taehyun pazar günü buluşurlarsa ona söylemeyi planlıyordu. bu yüzden soobin'e durumu açıklamadı.

"benimle bir şey mi konuşmak istiyordun?"

soobin elini ensesine attı ve kaşırken kafasını salladı.

"bizden jeongin'in adresini bulmamızı istedin, ki yeonjun şu an deniyor fakat.." kendisinden küçük olan çocuğa baktı. sinirli ya da gergin gözükmüyordu. "beomgyu'nun iyiliği için biraz sakin ve düşünerek mi davransan acaba? biliyorum yeonjun seni orada gazladı-"

"evet hyung. sakin olmalıyım."

soobin taehyun'u ikna etmek için daha fazla uğraşacağını düşünmüştü buraya çıkarken. bu yüzden şaşkınlığını gizleyemedi. "kafana taş düştü herhalde." şaşkın yüzüyle arkadaşına bakarken onun gülümsemesini hiç beklemiyordu.

"bilmiyorum.. beomgyu son iki haftadır çok fazla şey yaşadı. size onu nasıl anlattığımı hatırlarsın belki hyung. tartışmalar, kavgalar bu tarz şeyler onun için çok fazlayken bir de üstüne geçmişi ortaya, hiç beklemediği bir anda ve hiç beklemediği bir şekilde çıktı. ben şu an ne kadar sinirli, üzgün olsam bile onun hissettiklerinin yanında büyük ihtimalle bir hiç gibi kalır.." taehyun tane tane ve sakince konuşuyordu. soobin lafını hiç kesmeden onu dinledi. "hayatım boyunca onun gibi birini hayal ettim ben. güvenip sevebileceğim, pamuklara saracağım birini.. bilirsin." taehyun ellerindeki bakışlarını arkadaşına çıkardığında gülümseyerek onu onayladığını gördü. "beomgyu benim için çok fazla şey anlam ifade ediyor soobin hyung. bu yüzden agresifçe davranıp bir şeyleri ikimiz için de daha kötü yapmamalıyım. şu an bu şekilde davranıp içindekileri dökmesi gereken o. ona fırsat tanımalıyım. şu an her hücrem gidip jeongin'in ağzını yüzünü dağıtmak istese bile eğer bunu yaparsam sadece kendi öfkemi dindireceğim. jeongin gidip sinirini yine beomgyu'dan çıkaracak ve günün sonunda yine ben acı çekeceğim.. onun istediği de bu işte! beomgyu'ya zarar verip beni üzmek.."

babylon, taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin