Bölüm 2

620 77 38
                                    

Selamlar Efenim
Yeni bölüm sonunda gelebildi.Bu bölümü aslında 13 Ekimde doğum günü için ablama ithaf ederek yükleyecektim ancak o kadar hızlı olamadım.Yine de semosss81 'm benim tüm bölümlerim sana biliyorsun.Seni çok seviyorum.

1923/GİRİT

Yüksek duvarlı ahşap konağın bahçe kapısını çalmadan önce derin derin iki soluk aldım ciğerlerime ...Daha önce defalarca girmiş olmama rağmen bu kapıdan bu seferki bambaşkaydı benim için ve tabii tüm ev ahalisi için...En çok da güzel gözlü nişanlım müstakbel hayat arkadaşım Sara için...

Annem ,Sara'nın annesi konağın da hanımı olan Üftade Hanımın köylüsü olur.Gençken yani bekarlıkta yakın da arkadaşlarmış aslında.Sonra ikisi de bu güzel sahil şehri Hanya 'ya gelin gelince sık sık görüşür olmuşlar.Tabii babamın vefatından sonra olmuş tüm bunlar.Babam biraz kıskanç bir adammış rahmetli ...Annem de endamlı güzel hatun hiç yalnız evden çıkarmak istemezmiş validemi.Annem nereye gidecekse babamla gider babamla dönermiş.Nenem yaşlı olmasa o anneme eşlik etmek istermiş ama yaşı pek geçkinmiş evlendiklerinde .Onun da dizlerindeki ağrılar yürümeye pek müsaade etmezmiş anca bahçeden eve evden avluya...Ben tüm bunları annemin bana anlattığıyla bilirim çünkü babamı pek tanımam maalesef.
Ben çok küçükken rahmetli olmuş kendisi.Bir ablam var evli o çok az hatırlar ama ben anca anlatıldığı kadarını bilirim.Sahildeki en güzel balıkçının sahibiymiş babam.Şimdilerde benim de işlettiğim o zamanlar sadece balıkçı olan dükkandan bahsediyorum.Ona da babasından kalmış dükkanı.Ben daha 2 ablam 4 yaşındaymış taze taze tutup pişirmek için yanındaki çalışanı Ali amca ile açıldıkları denizden bir daha dönememişler.Hanya bir olmuş Rumların Müslümanların kim varsa herkesin teknesiyle açılmışlar denize günlerce.Ama ne ölüsü ne dirisi bulunmuş ikisin de.Sonra sonra kendilerine gelince nenemle anam bir mezar yapalım en azından gider başında dua okuruz, bayramda ziyaret ederiz içimiz soğur demişler.Müslüman mezarlığına bir kazı da babam için kazmışlar.Yıllarca da dediklerini yapmışlar.Hatta hatırlarım nenem o ağrıyan dizlerine rağmen bir tek babamı ziyaret için çıkardı evin avlusundan.Ben de sık sık ziyaret ederim içinde babamın olmadığı mezarı.Bayramda giderim, başım sıkışır giderim .Annemle biz boş mezarı her fırsatta ziyarete gideriz hala.Ben bildim bileli babamdır o toprak benim için çünkü.Hatta artık annem için de dağ gibiydi dediği kocası orada yatıyordur...

Konağın kapısının önünde bir ileri bir geri adımlayıp sıcak pita dolu üzeri kırmızı uçları dantelli mutfak örtüsüyle kapalı tepsiden gözümü kaçırarak kapının tokmağına ufak ufak vurdum iki kez...Usul usul vurmamın sebebi belki olur da duymaz açmazlarsa hemen eve dönüp açmadılar artık başka zaman yapar benimle konuşmasını Seyit bey derim.Kurtulurum bu stresten diye düşünüyorum ya da örtüyü atarım bir köşeye götürürüm kahvede bizim çocuklarla yeriz pitayı namazdan önce...Ohh canlarına minnet hele Adil'in..Bayılır böyle hamura.Ana yok baba yok adamda abisinin bahçesinde bir odada yengesinin insafına kalır o iş.Zaten sırık Adil'in tenezzül edip istemişliği de olmaz pek kimseden bir şey.Hele o mendebur yengesinden hiiç.Ben böyle olur olmaz hayallerdeyken açıldı kapı evin emektarı Fatıma hanım tarafından.Buyur içeri damat bey dedi elimdekini hemen ona uzatıp annem gönderdi dedim kısık sesimle.Kenara çekilirken Seyit Bey beni beklermiş arka bahçedeki yazlık odada onu sıkıştırdı teşekkürlerinin arasına .Meşhur denize nazır yaz kış püfür püfür esen yazlık oda.Sara'ya titreye titreye aşkımı ilan ettiğim , karşılığında kısık bir kıkırdama ile kaçıp benı orada öylece bıraktığı yazlık oda.

Küçük küçük adımladığım bahçe taşlarını takip edip konağın kapısının yanından geçerek arka bahçeye doğru ilerledim.Odanın kapısını tıklatıp buyurun sesiyle içeriye adımımı istemeye istemeye attım.Dün akşam itibariyle kayınbabam olan Seyit Bey'in oturduğu deniz gören divana ilerleyip yarım ağız hoşgeldinini gülümseyerek karşıladım.Uzattığı elini öperek gösterdiği karşı divanın ucuna saygıyla iliştim.Kurbanlık koyun gibi sıramı beklerken bir an önce mevzuya girsin diye de sabırsızlanıyordum oturduğum yerde...Ve başladı da çok bekletmeden konuşmaya;

-Eee Bekir dün konuşamadık kalabalıkta hayırlı olsun oğlum.Seyit Bey'in damadı da oldun sonunda.

Sanki Seyit Bey kendi değilmiş gibi.Kendi kendine böbürleniyor adam olacak iş değil.

-Sağolun Seyit Bey öyle oldu doğru.Hayırlı olur inşallah.

-İnşallah tabi inşallah .Ama işte evlilik zordur .Kırkbeş yıllık evlilikte ne öğrendin diye sorsan evliliğin zor hele bizim gibi soylu aileye damat olmanın daha zor olduğunu öğrendim derim.

-Tabii Seyit Bey.

Büyük dedesi Girit henüz Osmanlı topağıyken paşa imiş burada ondan bahsediyor haşmetlim.Oradanmış soyluluk.Her cemiyette bununla övünen konuşmalar yaptığı için tüm ahali hakimdir Seyit Beyin bu şanlı aile geçmişine.Sanki padişahtı adamlar.Ne soyuymuş bu böyle anlamadım gitti.Ne zaman konu yine benim örgüt işlerime gelecek diye beklerken içeriye elinde kahveleriyle biri girdi Fatma hanımdır diye düşünüp gözlerimi aile geçmişi açıldığından beri diktiğim deniz manzarasından çekmedim.Ta ki burnuma gelen tanıdık lavanta kokusuna kadar.Bu koku ...Kalbimin atışını değiştiren beni benden alan sevdiğimin kokusu...Kafamı hızla odanın içine çevirdiğimde Sara'nın bana yaklaştığını gördüm.Önceleri taşıdığı tepside olan gözleri babasına sırtını dönmesiyle hemen yüzümü buldu.Utangaç gülümsemesine onun gibi karşılık vermemek için tüm yüz kaslarımı zorlayarak aldım tepsiden kahveyi,kısık sesimle sağ ol dedim ama o afiyet olsun demese benim sesimin çıktığından dahi emin olmayacaktım.Babasının yeter bu seremoni dercesine çıkardığı yapay öksürüğü hızla arkasına dönmesine sebep oldu güzel gözlümün.Aynı hızla da ayrıldı odadan..Gözüm onda kalmasın diye çok çabaladım geldiğimden beri Seyit Beyin sıkıcı konuşmalarını dinliyormuş gibi yaptığımdan daha büyük bir çaba hem de....

Kahvelerimizi benim yine gözüm denizde Seyit Beyin ise ben de olduğunu bildiğim hallerimizle biraz da Hanya'dan ahaliden sohbetle bitirdikten sonra kalkmak için hazırlandığımı anlamış olacak ki konuyu hiç istemediğim mevzuya getirdi.

-Artık evli barklı adam da olacaksın Bekir oğlum bu örgüt işlerini de bitirirsin herhalde diye attı ortaya cümlesini...

Bak yine seğirmeye başladı gözüm.

Merhabalar Efenim
Yarım yarım anca fırsat bulup atabildim bölümü...Zaten baya da zor oluyor yazma işleri Asluşkamla❤️Girit şimdilik böyle...Hikaye bir ileri bir geri gidecek tarih akışında şimdilik 1923leri toparlıyorum.Aradaki ilişkiyi kurunca günümüzden devam edeceğiz.Günümüz kısmı sizin bende alışık olduğunuz tarzda daha eğlenceli haliyle devam eder diye planlıyorum.

Keyifle okudunuzu umuyorum.Devamında görüşmek üzere .Sevgiler efenim...

GİRİTLİ (TAMAMLANDI)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant