Bölüm 19

288 66 48
                                    

           O gece Dağhan tüm sitemlerime rağmen ancak gece ikide ayrıldı evimden.Duyduklarımın üzerimde yarattığı şoku ılık bir duşla atacağımı düşünüp kendimi Dağhan gider gitmez duşun altına attım.Keşke içime oturan tüm bu berbat hisler üzerime dökülen sular gibi aksa gitseydi.Ama bir süre daha beni terk etmeyeceğinden neredeyse emin olduğumdan direnmeyip teslim olmaya karar verdim.

           Gecenin bir yarısı girdiğim duştan sonra saçlarımı dahi kurutmadan kendimi yatağa attım.Ahlaya vahlaya dinlediğim anneannemin hikayesine üzülmeye yatağımda da devam edebilirdim yani.Sabah ise kargalar henüz uyanmamışken annemi arayıp tüm bu duyduklarımı onunla da paylaşmak istedim.Annem bu hikayeye çok da şaşırmamış gibi görülmekle beraber bu konu hakkında uzun uzadıya yorum yapmayı da pek tercih etmedi.Onun yerine bana kargo ile bir defter göndermek istediğini o defterde aklımdaki tüm soruların cevabını bulabileceğimi söyleyip sabretmemi telkin ederek telefonu kapattı.

        Annemle geçen konuşmamızın 4.gününde dükkandayken aldım kargoyu ... Paketin içerisinde annemin el yazısıyla yazılmış bir not ve hemen altında eski deri kaplama bir defter vardı.Annemin bahsettiği şeyin o olduğunu hemen anladım.Zaten içerisini açtığımda bunun anneanneme ait bir günlük olduğunu tahmin etmek çok da zor olmadı.Annemin notunda ise;

'Güzel Kızım Sare,
Anneannene ait bu defteri seninle beraber tekrar okumayı hayal etmiştim. Kendimi daha güçlü hissettiğim bir vakitte bu aşk hikayesinin içine tekrar dahil olabilirim sandım.Bunu yaparken seninle olmak üzerimden büyük de bir yük alabilirdi aslında ancak birileri belliki benden erken davranmış.Bana sorduğun tüm soruların cevabı bu defterde.Umarım bende açtığı yaraları sende açmaz evladım.Gözlerinden öperim'

Elimde tuttuğum defteri kapağını açmaya cesaret edemeden evirip çevirdim bir süre.İçim meraktan kavruluyor ama o defteri de açmaktan ölesiye korkuyordum.Yıllar sonra anneannemin evinde onun bildiğimi zannettiğim ama aslında çok da fikrimin olmadığını öğrendiğim hikayesinin delillerine şahit olacak olmak kötü bir şakaymış gibi geliyor...

Koltuğumda uzanmış öylece salonumun tavanını seyrettiğim ikinci saatin sonunda kapının zil sesiyle ancak silkelendim.Apar topar kendime gelmeye çalışıp kapıyı açtığımda ise karşımda son zamanların asla beklenemeyen misafirlerinin cumhurbaşkanı yine karşımdaydı.

Dağhan Giritli...Bela mısın be adam?Ne yapacaksın her şey aydınlandığında dedenin intikamını almak için gebertecek misin beni nedir yani ???Sürekli pusuda gibisin.

-Şaka mısın sen?

-Belki..

-Neden geldin yine Dağhan?

Kafamı evimin dış kapısına dayayıp bitkin halimle ona laf yetiştirmeye çalışırken dahi asla ciddiye alınmıyordum bu adam tarafından.Vallahi gırtlağına çöksem kimse ses edemez.

-Günlerdir sesin çıkmıyor.Mesaj attım okumadın.Aradım açmadın.Ben de acaba özledi de söyleyemiyor mu diye düşünüp.Bir de yüz yüze şansımı deneyeyım dedim.

-Demeseydin keşke canım...

Cevabıma yarım ağız gülüp bir de taklidimi yapması yok mu?

-Dedik artık canım.Neyse sarışın çok uzatmadan soruyorum asıl soruyu.Hazır mısın?

-Sor!

-Evde soğuk bir şeyler var mı?Yoksa bu sıcakta gidip bir de onu mu alayım?

Ciddi mi bu adam ya??

Hahahahah.Anam deli kız buuuu.Bayılırım..

Kes sesini be adam türbe gibi zırt pırt ziyarete geliyor.Bir de kırk yıllık ahbap olmuşuz anlamadan.Hala dalgadasın sen de.

Senin de hiç işine gelmiyor dimi.Agzının içine düşüyordun şurda birkaç güne kadar herifin.Şimdi poz yapma bana valla sıçarım depresyonuna bu çocuğu kaçırırsan.Aaaaa yettin artık be...İstifası biter Panik atağı başlar o biter depresyonu başlar..Nedir senden çektiğimiz yaa. Bizimki de can bee..

Anaaa! Salon kadını iç sesim sonunda Güllü'ye evrildi kız.Onu da delirttin Sare helal olsun sana..Bu da bakıyor karşımda melül melül.Hayır ikidir eve dalyan gibi çocuk atıyoruz bi numara da yok anacım.Neyse gelsin de biraz derdimizle dertlensin ukala sıpa..Kendi kaşındı...

-Alkol yok biliyorsun zaten..

-Biliyorum sarışın.

-Ama limonatam var.Ev yapımı..

Ardına kadar açtığım kapıdan içeriye süzülürken bir yandan da bana laf yetiştiriyordu Dağhancım.

-Demek ev yapımı limonatan ha?

-Yaniiiii.Bizim Elif yaptı işte.

-Dükkandan arakladın yani..

Konuşa konuşa geçip salonda koltuğa kuruldu bile geveze.Bir de kollarını koltuğumda geriye atıp etrafı seyretme başlaması yok mu?Ay başında kirasını almaya gelmiş ev sahibi gibi..Rahatlığına göz devirmemek elde değildi doğrusu..Ee biz de gerekeni yaptık..Devirdik...

Bir koşu mutfağa gidip doldurduğum limonata dolu bardakları orta sehpaya bırakır bırakmaz kana kana içti bile yarısını devecan.

-Oooh yanmışım beee.Dışarısı bir sıcak bir sıcak beyni kaynıyor adamın.Sen böyle düşünce suçlusu gibi eve kapandığından hissetmemişsindir.2 gündür cayır cayır yanıyor Cunda.Limonata da güzelmiş.Öğrensene bunu arada yaparsın bana..

-Oldu..Çalışanın mıyım ben senin ?Çok sevdiysen gelirsin dükkana içersin .Menüde hep var..

-Ama böyle bedava..

-Ah yazııııkkk.Paran biter..

-Aynen sarışın durumumuz yok ...

Tepesine diktiği limonatayı bitirip sehpaya koyduktan sonra benim şaşkın sıfatıma gözlerini dikip bol sesli bir kahkaha atmayı da ihmal etmedi tabii kendi espirisine herkesten çok gülen adam..

-Neden geldin?

-Aaa bunlar ne?

-Sanane Dağhan soruma cevap ver .Neden buradasın?

-Günlük mü tutuyorsun yoksa sarışın?

Koltuğun kenarında duran paketin üzerindeki defteri ve annemin notunun bulunduğu kağıdı elinde evirip çevirirken soruyordu tüm bu soruları bana.Kendisi asla beni dinlemediği için bir yandan elindekilerin ne olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da beni umursamazlığıyla delirtmeye baş koymuştu yine.Bir anda defterin ilk sayfasını açıp ilk cümleyi yüksek sesle okumaya başladı.Benim yerimden kalkıp elindeki defteri almama fırsat vermeden.

İki Gözüm ,Canımın İçi Bekirim...

Benim saatlerdir açamadığım kapağı bir saniyede açıp bir de dedesinin ismine yazılmış satırları okumasıyla benim şaşkınlığıma onun şok olmuş suratı da eklendi.Ben ayakta o oturduğu yerde elinde defterle ...Az önceki özgüveninden eser kalmamış ve omuzları düşmüş şekilde gözlerimde kilitledi ela gözlerini.Dudaklarından ise neredeyse duyulmayacak kadar ince bir fısıltı gibi çıktı cümlesi;

-Sare?Bu ne?

Merhabalar.
Yazmayalı uzun zaman olmuş.Oldukça zorlandım toparlarken umarım beğenirsiniz.Sevgiler.En kısa zamanda görüşmek üzere.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum efenim.

GİRİTLİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now