1.Bölüm

9.5K 689 274
                                    

                             "Gönlümü put sanıp da kıran kim?"                                                                  Asaf Halet Çelebi

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.



                             "Gönlümü put sanıp da kıran kim?"
                                                                  Asaf Halet Çelebi

Medya
Cem Adrian~ Sonsuz Aşk

Yaman'dan

                                 
Eylül, İstanbul,

Hayatı, bir mücadele alanı olarak gören insanlarla sadece eğlenmeyi düşünenler arasında nasıl da bir uçurum vardı. Bunun, neredeyse kendimi bildim bileli farkındaydım. Ancak biraz ötemde, çevreyi hiç umursamadan bağıra çağıra konuşan, taşkın bir neşe içinde olan yeni öğrenci grubunu izlerken acıtan bu gerçeğe daha bir vakıf oluyordum. Henüz yolun başındaki, çocuk yaştaki bu grup bir taraftan eleştirdiğim o kaygısızlığa, diğer taraftan belki de hiç sahip olamadığım o çocukça neşeye sahipti.

Vaktinden önce büyümek zorunda kalmış bir çocuktum ben... Gerçi bundan gocunmuyordum, zira çoğuna göre yine de çok şanslıydım.

Elimdeki kitaba tekrar dikkatimi vermeye çalışırken bir kadın kahkahası bu gayretimi yerle bir etti. Yanlış anlaşılmasın, hoşuma gitmediğinden değil... Tam aksine, eşsiz bir bestenin notalarına benzeyen, akışıyla beni kendisine çekip sürükleyen bir tınıya sahip olan bu bahar tazeliğindeki kahkahanın sahibini merak etmiştim. Oturduğum bankta başımı yana çevirip, bakışlarımı grubun olduğu yere yönelttim.

Altı yedi kişilik çemberin ortasında ince, uzun bir kız durmaktaydı; koyu, karamel rengi saçları bukleler halinde omuzlarından beline doğru şelale misali dökülüyordu. Güneşin vurduğu noktalarda yer yer bakır rengi ışıltılar göz alıyordu. Uzun boyuna rağmen kırılacakmışçasına bir narinlikteydi. Sesin sahibine ait yüzün nasıl olabileceğini hayal ederken kız aniden başını olduğum yöne doğru çevirdi. Bir an, altın parçacıkların serpiştirildiği bir çift ela göze hapsoldum. İçimden gayriihtiyari, ela gözlü pars sıfatı olsa olsa bu kıza yakışır, diye geçirmiştim. Neşeli olduğu kadar vahşi bir cazibeyle dolu o gözler, tutsak aldığı karşı cinse ait herhangi bir şeyin farkında değilmiş gibiydi.

Kızın gözleri araştıran nazarlarla beni baştan aşağı şöyle bir süzmüş ve sonra dudakları muzır bir tebessümle genişlerken bana çapkınca göz kırpmıştı. Doğrusu bu, ummadığım bir hareketti ve gafil avlanmıştım. 

Onun bu hareketiyle çevresindekilerin başları da bana dönmüştü ve kahretsin ki kafamı çevirmeye fırsat bulamadığım için şaşkın halime hepsi şahit olmuştu. Ortalık kahkaha tufanıyla çınlarken boynumdan başlayan bir sıcaklığın hızlıca yüzüme ve yanaklarıma hücum ettiğini hissediyordum. Lanet çömezler! diye içimden söylenirken aceleyle yerimden kalktım, daha fazla alay konusu olmaya dayanamayacaktım.

BEGONVİL ÇIKMAZI (Mahalle Hikâyesi)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon