Yetişkinler için uygundur!+18
Bir üniversite aşkı ve mahâlle hikayesi🌺
&&&
Her şey, kazananı olmayan bir iddiayla başladı. Peki, oyun gerçeğe dönerse ve ömür boyunca unutulmayacak bir aşk yaşanırsa...
...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Medya Sezen Aksu~Yalnızca Sitem
&&&
Gece dört ve uyuyamıyordum... Allah'ım, uyumak mümkün müydü? Hayatımın en güzel doğum gününü geçirmiştim, aşık olduğum kadınla deliler gibi öpüşüp kendimi kaybetmiştim... Ancak, bir ölü bu durumda uyuyabilirdi, ama ben... Tabii ki hayır! Bedenimin her hücresi ayaktaydı, özellikle belden aşağıda olanlar! Onlar zaten laf dinlemiyordu, bağımsızlığını ilan etmiş, federe devlet halinde takılıyordu. Kasım ayındayız, hava soğuk ama ben, evet ben yanıyordum. Abim, yine eve gelmemişti, Allahtan gelmemişti, odada tek başımaydım. Yorganı kaldırıp bedenimin altına, bağımsızlığını ilan eden şahsiyete baktım. Yok, kesinlikle uyumazdı bu, sabaha kadar dimdik nöbette kalacaktı, belli! Sinirden gülüyordum. "Bana bak!" dedim sanki karşımda birisi varmış gibi. "Bu saatte banyoya gitmeye hiç niyetim yok, uyu artık!" Yok, umurunda değildi maalesef... Sabaha kadar bayrak direği gibi kalacaktı, belli! Sonra aklıma Naz geldi, acaba ne yapıyordu? O da benim gibi istekle alev alev yanıyor muydu? Yanda duran telefonumu elime aldım, bir an parmaklarım klavyenin üzerinde durdu, yazacak gibi oldu, sonra vazgeçti. Ne diyecektim yani? Şu an romantikten çok aşırı hayvanlaştığım bir andaydım ve aklım, aşağıdaki federe devletin yönlendirmeleri doğrultusunda çalışıyordu. Yazacağım her şey aleyhime olacaktı, Allahtan bunu fark edecek kadar bir parça mantık kırıntısı kalmıştı.
"Yat da zıbar Yaman!" diye söylenerek, yastığı yumruklayıp yüzümü yatağa gömdüm. Ama kahrolası zihnim akşamın sıcacık, tutkulu anılarını tekrar tekrar gözümün önüne getirmekten zevk alıyordu.
Zorlukla birbirimizden ayrılıp sanki bir suça ortaklık etmişçesine bir sessizlikle yokuşu çıkmıştık. Yolun bitimine yaklaşırken nereden aklıma geldiyse, "Begonvil," dedim alçak bir sesle. "Çok nadide bir çiçektir ve her yerde yetişmez. Burada yetiştiği tek yer benim de oturduğum Begonvil Çıkmazı..."
"Bizim site biraz hazıra konmuş desene," dedi Naz, şakacı bir tavırla.
"Her şey gibi..." dedim, bastıramadığım bir öfkeyle.
"Nasıl yani?" derken duraksamış, bana bakıyordu.
"Boş ver güzelim," dedim tuttuğum elinden onu kendime çekmiş ve dudağının köşesine küçük bir öpücük bırakmıştım.
"Mmmh, dudaklarına dayanamıyorum yakışıklı, haberin olsun," dedi Naz, iç çekerek.
"Ben de..." diyerek durdum, çenesinden tutup dudaklarına kapandım. Tadına vararak, uzun uzun, o dolgun dudakları hırpalaya hırpalaya öptüm. Nihayet ayrıldığımızda, başparmağımla alt dudağının ıslaklığını okşarken, "Çok tatlısın," dedim fısıldarcasına. Ellerimin altında titrediğini hissedebiliyordum, o an tek isteğim yalnız, baş başa olabilmekti. Ama ahh!
