2.Bölüm

5.5K 551 219
                                    

                                    

                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Medya
Ferdi Özbeğen~Tek Başına

&&&

Bunun düşüncesi bile beni huzursuz etmeye yetiyordu. Çünkü Zeynep, dünya ahiret bacım olsun mu derler, işte ondan, birlikte olmayı düşüneceğim kadın sıralamasında en sona bile yerleşemezdi. Neden diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Şöyle ki, henüz evvelki sene liseyi bitirmesi bir yana, ne okuma ne de kendisini geliştirme gibi bir gayreti vardı. Kariyer hedefi olarak, evlenmeyi ve bir düzine çocuk sahibi olmayı düşündüğünü annemin yerli yersiz imalarından öğrenmiştim. Ahh, anne, ahhh! Kıza boş yere, 'gelinim' diyerek verdiği ümitlerden dolayı ona çok kızgındım. Kaç defa uyarmama rağmen, bu söyleminden vazgeçmemişti. Bir de üstüne üstlük beni azarlamıştı.

"Nesi varmış, gül gibi kız! Senin çevrendeki o şımarıklara benzemiyor diye mi beğenmiyorsun? Bir kere hanım hanımcık, temiz, titiz... Çok iyi ev hanımı, anne olur..."

Devam etmesine fırsat vermeden atılıp lafını bölmüştüm. "Benim de evleneceğim kadında tek aradığım nitelikler bunlardı doğrusu!" Öfkeden yanaklarım yanıyordu, şu kadın milletini anlayamayacaktım vesselam! Eşte aranan niteliklerin bu kadar olması yeterliydi işte!

"Daha ne olsun haspam?" demişti kaşlarını çatarak, ufak tefekti ama kızdığı zaman çok fena olurdu, tecrübeyle sabitti.

"O kadar beğendiysen Murat abimle evlendir," demiştim onunla başa çıkamayacağımı anlamıştım çünkü.

"Abine göre çok küçük Zeynep," derken sözünün üstüne söz istemediğini belli eder tarzda yüzünü asmıştı. Çerkez kadınlarına özgü o inatçılık vardı Fidan sultanda, kafayı bir şeye takarsa oldurana kadar uğraşırdı. Ama ben de onun oğluydum ve aynı huy bende de mevcuttu.

"İs-te-mi-yo-rum!" dedim tek tek heceleyerek, sanki karşımdaki anlama kıtlığı çekiyormuş gibi.

"Sen okulunu bir bitir hele, o zaman konuşuruz," demişti annem, benim gibi mavi olan gözleri, benimkiler bir ton daha koyuydu, müstehzi bir ifadeyle kısılmıştı. Onun bu umursamaz tavrı beni çileden çıkarıyordu; içimden bir, "Ya sabır!" çektikten sonra savaş arenasından çekilmiştim.

O günden sonra da bir daha Zeynep'in lafı açılmamıştı. Şimdi, kızı karşımda görünce ister istemez annemle o tartışmamız aklıma gelmiş ve belki de normalden farklı davranarak, biraz da aksilenmiştim.

"Dikkatli ol biraz!" diyerek, herhangi bir kabahati olmamasına rağmen kızı azarladım. Benim aşırı öfkem karşımdakinin kızaran yüzünü mora çevirirken içimde bir pişmanlık belirdi.

"Özür dilerim," dedi Zeynep ağlamaklı bir sesle, dudakları titriyordu. Onun bu hali canımı sıkmıştı, 'bir de ağlarsa al başına belayı,' diye geçirdim içimden. Annemin gazabını düşünmek dahi istemiyordum.

BEGONVİL ÇIKMAZI (Mahalle Hikâyesi)Where stories live. Discover now