*2*

30.8K 2K 473
                                    

Veeee ikinci bölüm sizlerle :)

İyi okumalar :)

*****************
Ben, neler olduğunu anlamaya çalışırken, o hâlâ soru soruyordu.

"Birincisi; birinci soruma cevap ver! İkincisi; ikinci soruma da cevap ver! Buraya nasıl girdin?!"

"Ne!? Ne-Nereye girdim!?

Dehşet içinde karşımdaki adama bakıyordum! Korku çoktan damarlarımda gezinmeye başlamıştı! Tanrım! Kimdi bu adam!? Peki ya bu ev!?

Endişelenerek, panik hareketlerimle hızla ayağa kalkıp, olduğum yerde koşuyormuşum gibi zıplarken bağırmaya, çığlık atmaya başladım!

"İmdaaaat! Adam kaçırıyorlar! İmdaaaat! Yardım edin!"

Ah...Yanlış söylemiştim!

Çoktan kaçırılmıştım! Kaçırılmıştım!

Onun ezici ve sinirli bakışlarıyla yavaş yavaş durduktan sonra geri geri adım atıp kaçacak yer aramaya başladım. O ise tek kaşını kaldırmış küçümser bakışlarını bir an bile üzerimden çekmeden,

"Ne kaçırmasından bahsediyorsun sen ve ayrıca evimin ortasında yerde yatıyorsun.Sence seni kaçırsam evimin ortasında mı yatırırım?"

Evet...Söyledikleri mantıklıydı; ama hâlâ geri geri gidiyor ve bu tanımadığım adamın evine nasıl geldiğimi düşünüyordum!

Sırtım bir şeye değince, büyük bir gürültüyle yerimde sıçradım!Adam hızla bana doğru gelirken ellerimi yüzüme siper edip, kendimce başarısız bir şekilde kendimi korumaya aldım.

"Lanet olsun! Tanrım! Yüzyıllık vazoyu mahvettin!"

Ellerimi yüzümden çekip ona baktığımda, yanımda eğilmiş, sinirli bir şekilde vazonun dağılan parçalarını toparlamaya çalışıyordu.Bir iki adım uzaklaşarak,

"Ö-Özür dilerim.Şey...Ben istemeyerek..."demeye çabalarken araya girdi.

"Yeter! Kes sesini ve kim olduğunu, buraya, evime nasıl girdiğini söyle!"

İşaret parmağıyla yeri birkaç kez göstermesi ve ciddi oluşuyla, etrafıma bakındım yeniden.Aynı zamanda adamdan uzak durmaya çalışıyordum.Katilin teki ya da tecavüzcü olabilirdi!Şimdiye kadar bana zarar vermemesi, vermeyeceği anlamına gelmiyordu yani.

Büyük siyah koltukları olan ve duvara monte edilmiş kocaman televizyonlu bir salondaydım.Salona açılan diğer iki oda ise tamamen cam duvarlarla bölünmüştü.Odaların içinin rahatlıkla görülebilmesi çok iticiydi; ama daha sonra odanın içindeki stor perdeye benzer perdeler düşüncemi biraz daha azalttı.Mutfak ise salonla birdi ve metal dokuluydu.Hayatımda televizyonda bile görmediğim lüks bir mutfaktı ve çok temizdi.Ev çok düzenliydi.Odalar bile...Bir yatak, şık nevresimler, dolap,...

"Bitti mi?İyice baktın mı? Banyoyu da göstermemi ister misin!? "

Sesiyle irkilerek ona baktım.Evin ahengine öyle dalmıştım ki...Tabi rezil olmam ayrı bir şeydi, o konuya şimdi girmeyecektim lanet olsun!

Adam beni incelerken ben de onu incelemeye başladım.Sanırım şimdi konuşmam gerekiyordu...

"Ben...Yani sen...Kimsin?Burası neresi?"

Gözlerini devirdi.

"Ben bu evin sahibiyim ve burası da benim evim.Daha kaç kere söyleyeceğim!"

"O kısmı anladım," dedim bana bağırmayı kesmesini belirtircesine sesim yüksek çıkmıştı.Daha sakin bir ses tonuyla devam ettim.

"Yer olarak nerede? Evime yakın olmalı," der demez aklıma gelen şeyle ellerimi yanaklarıma koyup, kendi kendime dehşete düştüm!

İLHAM PERİSİ (Kitap Olmuştur, Tanıtım Bölümleridir)Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα