ÖZEL BÖLÜM IV

15.3K 1K 280
                                    

Herkese selam.

Normalde bugün bölüm atmayacaktım çünkü bildiğiniz üzere bundan bir hafta önce meleğim vefat etti.

Size söz verdiğim ve bölümün birinci partı çoktan hazır olduğu için atıyorum.

Bugün benim doğum günüm ama dudaklarımda buruk bir gülümsemeden öteye götüremiyorum bugünü. İkinci partı da kendime bir hediye olarak yazacaktım fakat günün doğum günüm olduğunu bile arkadaşlarım kutlayınca hatırladım. O yüzden ikinci part yok.

Benim için bölüme bir yıldız bırakıp yorum yaparsanız mutlu olurum.

Bölüm şarkısı yok, siz ne dinlemek isterseniz onunla okuyun.

Sizi seviyorum.

İyi okumalar ❤️

...

"İnanamıyorum!" diye bağırdı Hazar. "Nasıl olur da onlar ayrılır?! Burçları bile uyuyordu onların! Ara! Ara tekrardan sevgili olsunlar!"

"Ya sana ne milletten?" dedi Hazer gözlerini devirerek. Sağ kolunu uzatıp beni altına aldığına yavaşça ona sokuldum.

Hazar sanki ihanet yemiş gibi Hazer'e baktı. Kesinlikle astrolojiyle kafayı bozmuştu. "Sana ne mi?" Gözlerini yumdu. "Sakin sakin sakin." Yumruğunu sıktı. "Kesinlikle ikizini öldürmek istemiyorsun, hayır Hazar. Sen sakin bir bireysin."  Yutkundu. "Ben o ilişki için saçlarımı süpürge ettim lan! Ne büyücülere gitmedim ben! Ayrılamazlar! Hakkım var üzerlerinde!"

Hazar'ı bozmuş olmak istemiyordum ama yine de kısık bir ses tonuyla, "Hakkın falan yok üzerlerinde, verdiğin tek çaba da fotoğraflarının altına, Nice Greek Couple, yazman. Bu insanların doğulu olması dışında da bir sorun yok," dedim.

Hazer kocaman bir kahkaha attığında Hazer başını iki yana salladı. Baş ve işaret parmağıyla burun kemerini sıkıp, "Seni melek sanmıştım, Lâl," dedi. "Artık sen de herkes gibisin."

Kıkırdayıp Hazer'in kolunun altından çıktım ve benden itinayla uzaklaşıp trip atan ikizime adımladım. Ben ona gittikçe o sağa kayıyordu.

En sonunda kollarımı direkt onun bedenine sardım. Kolları, kollarım arasında sıkışmıştı. "Tamam ya kızma," dedim ve yanağımı koluna yaslayıp cam gibi parlayan mavi gözlerine baktım. Kaşlarını kaldırdı ve bakışlarını benden çekti. "Hazarrr," dedim cilveli bir sesle.

Yine bakışlarını çekti.

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "İyi tamam," dedim ondan uzaklaşarak. "Ben de gider Sarp abime, Ediz abimin Kartal'a yaptıklarını anlatır. Kritiğini yaparım." Gözleri birden bana döndü. "Ah," dedim Hazer'e dönerek. "Sana da anlatırım merak etme."

Tam arkamı dönüp gidecekken Hazar kolumdan tuttu ve beni durdurdu. "Tamam tamam," dedi yürürken önüme geçerek. Başımı maalesef der gibi iki yana salladım. "Ya Lâl! Anlat hadi n'olur! Bak dedikodu benim temel besin kaynağım, beni aç mı bırakacaksın?"

"E sen bana küs değil misin?"

"İlkokulda mıyız kızım?! Beni öldürme! Beni beni..." Kaşlarımı kaldırdım. Gerçekten artık dedikodu zehirlenmesi geçirecekti. "Hazar'ını."

Yürümeye devam ederken hızla bana eşlik etti. "Ne zaman barıştın benimle?"

Önüme geçti. "Ben sana hiç küsmem ki!"

"Hmm, öyledir tabi."

"Lâl! Yanıma gel!" Ediz abimin gür sesi kulaklarıma dolduğunda Hazar'a bizimle değilsin bakışı atıp omzunu pat patladım. Suratının düştüğünü görünce de, "Akşam sen, ben ve Hazer yatmadan benim odamda buluşalım," diye fısıldadım.

LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin