Bereli /bxb ✅✔️

1.

İnstagram : benkursatinfakesidegilim

*******

"Kürşat!" Arkamdan kızgın bir tonda Seçkin Komutanın sesini işittiğim zaman kafamdaki havluya daha çok sarınmıştım.

Sebep olduğum olayın içinden çıkamazdım ve ne yaparsam yapayım o olayı da insanların zihninden sanırım silemezdim...

Bugün yani daha yarım saat önce bütün yemekhanenin önünde elimdeki tepsi ile beraber ayağımın takılması sonucu komutanımın tam olarak kucağına düşmüştüm ve acele ile kalkmaya çalıştığım zaman ise yanlışlıkla komutanın 'şeyini' kaldırmış olabilirdim...

Kaldırdığıma adım kadar emindim çünkü kucağında beni bir şeyler dürtmüştü... Hem de oldukça büyük bir şeydi ve o an o şey yüzünden daha çok kızarmıştım...

O dürten şeyin ne olduğunu tahmin edecek kadar zeki bir varlıktım ama bunu dile getirecek kadar ne yazık ki cesur değildim.

Arada yürek yemiş gibi artistlik yapsam da sonuçta ben de bir emir kuluydum ve ne yaparsam yapayım olmazdı.

Yemekhane de Seçkin Komutan, beni bütün gücü ile yere attığı zaman bir yerlerimin çıktığına yemin edebilirdim ama o an rezil olma fikrim daha ağır bastığı için sesimi çıkartamamıştım.

Hoş, çıkarsam bile ne söyleyecektim ki? Adam benden kat be kat üstümdü ve ben aakerliğimin uzamasını hiç ama hiç istemiyordum.

Buraya geleli henüz daha yeni 1 ay olmuştu ve şu 1 ayda o kadar eşek şakasına maruz kalmıştım ki artık millete rezil olmaktan iliğim kemiğim kurumuştu...

Kendi masama sakin sakin ilerlerken andavalın biri bana çelme takmıştı ve o takan kişinin kim olduğuna o an dikkat edememiştir ve kısacası emin değildim ve şu an karşımda ıslak saçları ile yanıma gelen Seçkin Komutana bunu anlatsam da bir faydası olmayacaktı.

Elimdeki tepsi ikimizin üzerine döküldüğü için o rezillikten sonra duş almıştık - farklı yerlerde- Tabii ki aynı yerde alacak değildik çünkü yemekhanede bağıra bağıra yıkmıştı ortalığı...

Seçkin komutan ile fazla konuşmuşluğum yoktu ve onu hiç ama hiç tanımıyorum desem yeriydi ama bugün yaşanan talihsizlik yüzünden adamın radarına girmiştim...

Başımdaki havlu ile selam vermeye geçtiğim zaman Seçkin komutan yanıma gelip rahat olmamı söylemişti.

Hoş, karşımda çatık kaşları, dik omuzları ve sinirli suratı ile dikilirken nasıl rahat olacaktım ki?

"Üniformalarını giy ve eğitim alanına git, cezalısın." Seçkin komutan benimle göz kontağını bozmadan konuştuğu zaman aklıma gelen şey ile beraber bakışlarımı aşağıya doğru kaydırmıştım ki enseme yediğim tokat ile başımı daha çok aşağıya indirmiştim.

Ben de az değildim...

"BU NE HADSİZLİK?" Seçkin komutan avazı çıktığı kadar tekrar bağırdığı zaman korku ile bakışlarımı tekrar yüzüne çıkarmıştım.

Kaşları daha çok çatılmıştı ve boynundaki damarları sinirlendiği için gün yüzüne çıkmıştı ve ben şu an ne yapacağımı pek bilemiyordum...

Evet yaptığım davranış iyi bir şey değildi ama ben de insandım nihayetinde aklıma olur olmadık şeyler gelebiliyordu ve bu elimde değildi.

Bu ikinci yakalanma anımdı, ilkinde kucağından kalktığım zaman beni dürtükleyen şey olduğu için boş bulunup bakmıştım şimdi de aklıma geldiği için beynim oraya bakmam için sinyal göndermişti.

"Komutanım..." Titreyen sesim ile konuştuğum zaman Seçkin komutan bana doğru bir adım daha atmıştı.

İyice yakınıma girdiği zaman eli ile kedi tutarmış gibi ensemi tutup, tüm gücü ile sıkıştı ve gelen acı beynimi zonklatmıştı. Başımdaki havlu yere düşerken bir şey yapamamıştım.

"Oğlum sen sapık mısın?" Kafamı kendisine doğru hafif eğip kulağıma sessiz bir biçimde konuştuğu zaman ona ne desem bilememiştim.

Saçındaki su damlaları benim üzerime -boynuma-doğru akarken doğru düzgün düşünemiyorum bile...

"Bir daha görmeyeyim seni asker. Şimdi kalk siktir git dediklerimi yap." Seçkin komutan ensemi bırakıp geri çekildiği zaman korku ile hazır ola geçmiştim. "EMREDERSİNİZ KOMUTANIM."

Seçkin komutan, kafası ile baş selamı verip yanımdan ayrıldığı zaman anca kendime gelip yere düşen havlumu almıştım.

Kesinlikle bu adam askeriyeyi bana dar edecekti...

*******