Bereli /bxb ✅✔️

30.

********

Kürşat

Seçkin, arabadan inip bana bakmaya başladığı sırada adama utanmadan miyavlayasım gelmişti.

Sivil hali bile aşırı derecede dehşet iyiydi ve ben sözde buraya gelene kadar onu çaktırmadan kesecektim ama bilin bakalım kim buraya gelene kadar çamış gibi uyuyup kafasını toplamıştı?

Tabii ki de Queen ben.

Gerçek Queenler böyle yapardı ve hiç de kalkıp bu konuda cinsiyetçilik yapacak bir kıvamda değildim.

Ah bir de şaka maka askerliğimin bu kadar mükemmel gidebileceğini kim bilebilirdi ki?

Bir de komutanıma dikeldiğimi?

Seçkin komutan, Kaşlarını çatıp yavaş bir şekilde benim olduğum tarafa dolanıp arabanın camına vurduğu sırada kendime gelip arabadan çıkmıştım, onu daha fazla sinirlrndirmemek için yanına bir şey demeden kedi gibi ilerlemiştim.

Onun da içinde neler yaşadığını bilmiyordum ve ailesi ile yaşadığı travmaları aşırı derecede merak etsem de bana söylemeyeceği apaçık bir gerçekti.

Çarşı iznimi bugüne alırdığım için bugün kolayca buraya gelebilmiştim ama Seçkin komutan, askeriyeye beni almaya geldiği zaman herkesin ailesi ile ne kadar mutlu olduklarını görmek canımı çok yakmıştı ve ciddi ciddi Seçkin komutan olmasaydı halim kesin kötü olacaktı.

Ailesi olmayan kişilerin arkadaşları gelmişti ve benim gibi arkadaşı bile olmayan kişiler ile Seçkin komutan, tek tek soruşturup onlar için çarşı izni almıştı.

Bu kadar iyi kalpli bir adamı öpmüştüm değil mi ben?

"Lan oğlum neden yüzüme bakıp sırıtıyorsun manyak mısın sen?"  Seçkin komutan konuşup enseme şak diye vurduğu zaman kafamı iki yana sallayıp kendimi geri çekmiştim.

"Bir şey düşünüyordum be!" Cazgır tarafım ortaya birden bire çıktığı zaman Seçkin komutan sevimli bir şekilde gülümseyip az önceki vurduğu yeri okşamıştı, ona yanaşıp istemsizce mırlamıştım.

Arkadaşlar ben komutanıma resmen mırlamıştım ulan.

"Kedi mi oldun başıma?" Seçkin komutan gülüp bu sefer yanağımı okşadığında kafamı yana doğru avcunun içine eğmiştim.

"Aaa yakışıklım gelmişş" Arkamdan yabancı bir ses geldiği zaman korku ile geri çekilip gelen sese doğru dönmüştüm ki karşımda 5-6 yaşlarında kız çocuğu vardı.

-Aaa benim prensesim de buradaymış, nasılsın güzelim benim?

Seçkin komutan beni ittirip küçük kızın yanına çömeldiği sırada gülümseyip kıza sarılmıştı.

Kız bana bakıp dil çıkardıktan sonra Seçkin'i sahiplenir gibi sıkıca sarıldığı zaman kaşlarımı çatmıştım.

Ulan bacak kadar boyu ile resmen benim yavuklum olacak kişiye göz dikmişti.

"Ben yine gelirim yakışıklım, yemek yicem." kız minnoş bir şekilde konuşup Seçkin'e sarılmayı bıraktığında ona el sallayıp bana da dil çıkartarak yanımızdan koşarak ayrıldığı zaman kaşlarımı daha çok çatıp kollarımı birbirine bağlamıştım.

Seçkin komutan bana döndüğü zaman şaşıran yüz ifadesine bakıp hıhlamıştım.

Ne de güzel sarılmıştı o velete.

"Ne oldu?" Şaşırmış bir şekilde konuştuğu zaman yumuşar gibi olmuştum bir anlığına.

Sadece bir anlığına yumuşamıştım ve sonra hemen toparlamıştım.

-O velet kim?

-Ne? Kürşat onu mu kıskandın?

-Size bir soru sordum komutanım.

-Bu arazi o küçük kızın ailesinin. Bu çiftlik onların ve geçimini buradan görüp yaşıyorlar.  Ne zaman gelsem bana iyi davranıyorlar ve o kızın bebekliğini bilirim Kürşat.

-Yine de o velet ile fazla yüz göz olma. Bastı bacak resmen gözümün önünde sana yürüdü.

Dediğim şeyle Seçkin, bana şok olmuş bir şekilde konuştuğunda bakışlarımı kaçırmıştım.

Küçük müçük anlamazdım ben.

-Kürşat yuh sana, utan utan.

-Neden utanacakmışım ben? Ayrıca bak şu karşıdaki evin oradaki sandalyedeki oturan adam da bir içim su. Ben kalkıp ona yürüyor muyum? Aşırı derecede hoşmuş, gideyim birazdan tanışayım.

Konuşur konuşmaz Seçkin komutanın bakışları değişmeye başlamıştı ve ellerini nereye koyacağını bilmeyerek birkaç saniye oynayıp bir şey demeden eve girdiği sırada sıkıntı ile iç çekmişti.

Bu da neydi şimdi?..