43.

8.4K 529 83
                                    


******

(Doktor) Ateş Civan

Sabah Asaf iti beni çok erken bir saatte kaldırıp yemekhane katına indirdiği sırada daha tam anlamı ile ayılamamıştım.

Gece birçok kez Asaf yüzünden uyandurılmıştım çünkü İkra krize girmişti ve neredeyse sabaha kadar onun yanında nöbet tutmuştum.

Her ne yaşadığını bilmesem de yaşadığı şeyler kolay değildi ve onun adına üzülmüştüm.

Kahvaltı tepsisini alıp boş bir masaya geçtiğimiz zaman herkes neredeyse diken üstündeydi ama Asaf da tık yoktu.

Üstlerden biri dün akşam sanırım askeriye de saldırıya uğramıştı ve bunu yapanı didik didik araştırsalar da sanırım pek bir şey çıkmamıştı.

Evet gittiğim her yerde bir olay olmasaydı dişimi kırardım.

"Geliyor tipine soktuğumun." Asaf dişlerini sıkarak konuştuğu zaman kafamı kaldırdığım an ağzı yüzü dağılmış adam ile göz göze gelmiştim.

Demek ki dövülen adam buydu ve kim dövdüyse de sağlam dövmüştü.

"İkra nerede?" Adam beni görmezden gelerek Asaf'a odaklandığı zaman bakışlarımı tabağıma çevirmiştim, pek de umrumda değildi.

"Hasta komutanım, ne lazım ben halledeyim?" Asaf kendini toparlayarak Ayağa kalktığı zaman ben de oturduğum yerde dikleşmiştim.

Bu askeriye çok sakattı ve kimin ne olacağı belli değildi...

"Benim işim onunla sana gerekmez, aramadan geçtin mi sen?" Adam hiçbir şey olmamış gibi konuştuğu sırada beynimde şimşekler eş zamanlı çakmıştı ama bu adamın o iğrenç şeyi yapacağını düşünmek bile istemiyordum.

İkra da iri yarı biriydi ve nasıl böyle bir şeye boyun eğebilirdi ki?

"3 kere arandım komutanım, doktor arkadaşım geldi haberiniz var, İkra için. Sabaha kadar da İkra'nın başında bekledik komutanım." Asaf'ın siniri sesine vururken başımı tekrar kaldırıp adamın tipine baktığım zaman midem bulanmaya başlamıştı ve şu an bütün oklar bu adamı gösteriyordu.

"İyi iyi bir şeyi var mı bari? " Adam umursamaz bir biçimde konuşup saatine baktığı zaman Asaf sakin kalmak için omzumu sıkmaya başlamıştı ve birazdan omzum morarmaya başlayacaktı.

"Neyse bir şey demene gerek yok, ben bakarım birazdan, size afiyet olsun gençler." Adam yanımızdan sırıtarak ayrıldığı zaman Asaf'ın bileğini tutmuştum.

Sakin olması gerekiyordu.

En azından kendisi için olmasa da İkra için olması gerekiyordu.

*****

İkra

Komutan çenemi tutup üzerime eğildiği sırada gözlerimin dolmaması için titrek bir nefes almıştım ve uyanır uyanmaz da kabusum olan kişiyi görmek pek de sağlıklı değildi.

Ağzı yüzü değişse de neden ve nasıl bu hale geldiği beni zerre ilgilendirmiyordu hatta onun bu haline içimin yağları erimişti.

"Senin yüzünden bu haldeyim biliyor musun? Bu hale gelmemin seninle alakası olmadığını anlamayacağımı mı sandın? Baban sana acımamamı söylediğinde çok haklıymış" Komutan çenemi daha sıkı bir biçimde tutmaya başladığında kendimi geri çekmeye çalışmıştım ama nafileydi.

28 yaşında olmama rağmen benden sadece birkaç yaş büyüktü ve babamla da sadece beni kullanmak için arkadaşlık yaptığı apaçık ortadaydı.

Onun bana işkence çektirmesi babamın hoşuna gittiği için sesini çıkarmaması da ayrı bir ironiydi.

"Neden konuşmuyorsun? Küçük dilini mi yuttun? Keyfinin nasıl yerine geleceğini iyi biliyorum." Psikopat manyak belindeki silahı çıkartıp kafama dayadığı zaman sinirle gülmüştüm, aklıma Seçkin gelmişti ve cidden yaşattıklarımı yaşıyordum ve bunun için de üzülecek değildim.

Çenemdeki elini çekip kasıklarıma koyduğu zaman acı ile kendimi yukarı doğru kaydırmıştım.

Ona karşı oldukça fazla baş kaldırmıştım ve bu onu daha çok delirtmişti, bana zararı fazla olmuştu bu durumda.

-Seni özledim biliyor musun?

Silahı daha çok bastırırken dudaklarını boynuma sürttüğü zaman midem bulanmaya başlamıştım ve onunla cidden bir ilişkiyi daha kaldıracak değildim.

"Ama hastasın o yüzden bu seferlik seni rahat bırakacağım tabii bu durumda benimle bir haftalık yazlık evimde olacaksın orası ayrı tabii, babanşa beraber her şeyi ayarladık ve iznin de çıktı o yüzden kafanı bu tür şeylere yorma İkra'm." Kendini geri çekip silahını da beline koyduğu zaman derin bir nefes alıp bakışlarımı yere doğru eğmiştim.

Bu konuda yapabileceğim ne yazık ki hiçbir şey yoktu...

Kapı büyük bir gürültü ile açılıp içeriye birinin girmesi ile bakışlarımı o tarafa kaydırmıştım.

Gelen kişi doktordu ve benim halimi dün anında anlaması beni üzmüştü...

"Eşyalarımı almaya gelmiştim, kusura bakmayın." Bana bakmayı kesip odağını komutana verdiği zaman komutan doğruca bana bakmıştı.

"Sorun değil ben de İkra'ya bakayım demiştim. Maşallah bizden daha iyi turp gibi turp." Komutan, sırıtarak konuştuğu sırada sadece iç çekmekle yetinmiştim.

Bir an önce benim bu adamdan da babam olacak şahıstan da kurtulmam gerekiyordu.

*****

Doktor

Bereli /bxb ✅✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin