*******
Kürşat
"O büyükbaş seni rahatsız mı ediyordu?" Tek kaşımı kaldırıp Seçkin komutana yönelttiğim soru ile adamın yüzü ilk önce şaşkın bir biçimde bakmaya başlamış ve hemen arkasından Seçkin komutan, anında kendini toparlayarak piç bir gülüş sunarak sırıtmaya başlamıştı.
Eğitim bitene kadar zar zor dayanmışım ve bu süre zarfında da Ahmet'i resmen tabure olarak kullanmıştım, yazık o da eğitim sanıp her dediğimi yapmıştı ve onun için de ayrı bir vicdan azabı çekecektim ama Seçkin'i kıskanmam daha ağır basıyordu.
Hem ne yapabilirdim ki? Boyum biraz kısa olabilirdi ve Seçkin ile büyükbaşın ne iyi yaptıklarını daha iyi görmek benim hakkımdı!
Beyefendi bu sefer hiç de rahatsız olmuş gibi değildi ve bayağı da yakın konuşmuşlardı.
Ulan yerimde kıskançlıktan kudurmuştum ben!
İşin en komik tarafı benim, Seçkin'i kıskançlıktan kudurtmamdı ama resmen ava giderken avlanmıştım...
Şu an dışarıda olmamızın ve bizi herkesin görebileceğini her ne kadar düşünmek istemesem de maalesef böyle bir gerçeklik vardı ve şu an tutup Seçkin komutanı şak diye öpmek istemem de neyin nesiydi?
O ikisini düşünmekten yemek bile yiyememiştim ve ben yemeğe tam anlamı ile aşık biriydim...
"Sana ne? Seni ne ilgilendirir?" Seçkin komutan trip atarak konuştuğu zaman yüzüne anlamaz bir şekilde bakıp ona doğru bir adım atmıştım.
Duygularımı bugün onu büyükbaş ile görünce daha net anlamıştım ve artık ne olursa olsun söyleyecektim.
Belki askerliğimi dar edecekti ama adamı diğer taraftan taciz ediyormuşum gibi sürekli sıkıştırıp sıkıştırıp duruyordum ve bundan rahatsız olsaydı şimdiye yok olmuştum.
"Komutanım." Sesim gergin çıkarken o da aynı anda "Kürşat." demişti. İkimizinde aynı anda konuşması dizi senaryosunu aratmasa da hafiften gerilmiştim.
-Kürşat eğer bana karşı hislerin varsa deneyelim. Oyun falan yok bu sefer ciddi anlamda denemek istiyorum.
Seçkin Komutan, çocukça bir heyecan ile konuşup utandığı zaman kalbimin hızı değişmeye başlamıştı ve ellerimin terlediğini hissediyordum.
O bana bunu söylemeseydi ben ona duygularımı söyleyecektim ama şu an ondan bunu beklemediğim için bir an garipsemiştim doğrusu...
Dili lâl olmuş gibi konuşamayınca Seçkin Komutan, bıkkınlıkla nefes alıp devam etmişti.
"Hemen cevap vermek zorunda değilsin, kendini kötü hissetmeni istemiyorum. Daha önce bir erkeğe böyle duygular beslememiştim ve şu an gereksiz bir biçimde çok stres oldum." Elini ensesine götürüp kaşıdığında diğer eliyle de omzundaki asılı silahı daha sıkı tutmaya başlamıştı.
Onun nasıl stres olduğunu çok iyi anlıyordum çünkü onun yaşadığı duyguların benzerini ben de içimde yaşıyordum. Ben de daha önce bir erkeğe bu tür duygular beslememiştim ve Komutanım ile aynı duyguları tatmak...
Arkadaşlar...
Geliyordu gelmekte olan.
-Sen ne söyleyecektin bana?
Işıldayan gözler ile bana bakarken daha çok heyecanlanmaya başlamıştım ve kendimi rezil etmem an meselesiydi ve şu an aşırı derecede mutluydum.
-Senin Gökyüzünde benim yerim yoksa tüm galaksi götüne girsin diyecektim.
Ağzımdan birden bire çıkan şey ile anında elimle ağzımı kapatırken Seçkin Komutanın yüzü garip bir ifade oluşmuştu ve adama inme inmiş gibi donup kalmıştı.
Evet evet yine kendi kendimi rezil etmiştim ve bu güzel anı kendi ellerimle bozmuştum ama hiç de önemli değildi çünkü karşımdaki adama nikah bile basardım ulan ben!
******
Resmi olarak sevgili oldu diyebilir miyiz?
Tabii ki de diyebiliriz.
İnsta = benkursatinfakesidegilim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bereli /bxb ✅✔️
General FictionKürşat, çaylak ve sakar bir er'di. Bu sakarlığı sayesinde de bütün herkesin içinde elindeki yemek tepsisiyle komutanının kucağına düşmüştü...
