26.

17.4K 1.2K 340
                                    

Kürşat

"Tamam sakin olalım, ben seni şey için arıyordum yine olayları karıştın ve diyeceğim şeyi unuttum be adam." Seçkin komutan, elini sallayıp sakinleşmek için derin bir nefes aldığında yürek yemiş gibi omuzlarımı dikleştirmiştim.

Cidden kişilik bozukluğum olmuş olabilirdi çünkü öyle bir an geliyordu ki karşımdaki kişiyi gözüm görmüyordu ve o an anında gittiği için de sonunda ya ben rezil oluyordum ya da ceza alıyordum ama Allahtan, Seçkin reis insaflı ve saf bir beyefendi olduğu için bana ellemiyordu.

Gerçi bir gün çok fena bana patlayacaktı ama ne zaman olacağını Allah bilirdi ve o zamana kadar ben, adamı sinirden öldürmezsem iyiydi.

-Ne oldu komutanım? Kötü bir şey mi var?

Anında süt dökmüş kedi mooduna girerken masa tarafından görünmediğim için azıcık şanslıydım.

"Yarın yemin töreni var ve senin de ailene haber verilecekti ama  garip bir şekilde adres ya da telefon vermemişsin sanırım bulamamışlar ya da sen verdin de bizimkiler kaydetmedi bir şey olmuş. Bana numara ya da adres gibi bir şey ver de halledelim." Seçkin komutan bana doğru ilerlerken duyduğum şey ile moralim ufacık bozulmuştu.

Omuzlarımı düşüreceğim anda aklıma gelen şeyler ile derin bir nefes alıp masanın arkasından çekilmiştim.

" İstemiyorum komutanım, veremem." Birazdan aramızda çıkacak kavga kendini belli ederken ben de az değildim yemin ederim.

Çok fena kaşınıyordum ve Seçkin komutan da cidden peygamber sabrı vardı.

"Nedenmiş o?" Seçkin komutan kaşlarını çatarak bana yaklaştığı sırada hafiften gözlerim dolmuştu.

Ona anlatıp anlatmamak arasında kalırken Allahın bildiğini kuldan mı saklayacağım? Diyerek anlatacaktım.

O bana her şeyini anlatmıştı ve bu güvendiğini gösteriyordu.

"Sizene komutanım? Ben size neden benim yaptığım yemeği yemediniz diye sordum mu? O büyükbaş ile neden ilgilisiniz diye soruyor muyum? " Dişlerimi sıkarak konuştuğum zaman anında değişmiştim işte.

Öteki dünyada kesin topaç olarak hayata dönecektim arkadaşlar.

" Kıskanıyorsun yani? " Seçkin komutan eğlenerek konuştuğunda kollarımı birbirine bağlamıştım. O bana yaklaştıkça ben diğer tarafa kaçıyordum ve ellerimi bağlamam da komik bir görüntü oluşturmuştu.

"Yoo kim demiş, siz kimsiniz de ben sizi kıskanacağım?" işime gelmeyen bir olayı birisi önüme sürdüğü zaman sonuna kadar inkar etme işine giriyordum ve bu olaydan da hiç bıkmayacaktım.

-Kıskandın değil mi Kürşat? O yüzden sabah ben uyandığımda evde yoktun?

Tek kaşını kaldırıp beni sorguladığı zaman olduğu yerde durup bütün ciddiyeti ile bana bakmaya başlamıştı.

-Kıskanmadım, bir taraflarından element uydurmayın, kafanızda kurup kurup benim üzerime geliyorsunuz yeto.

-Alırım ayağımın altına Kürşat şimdi seni, adam gibi soru sorduk adam gibi cevap ver.

Altına al demek istesem de bir taraflarım yemediği için gözlerimi devirmiştim.

Neden bu kadar zorladığını anlamıyordum.

"Çağırmak istemiyorum komutanım, sizi de ilgilendirmez." Burnumu çekerek konuştuğumda ağlamamak için bir nevi direniyordum ama bu oldukça zordu.

-O zaman kız arkadaşını çağır Kürşat, adamı dellendirme. Çoğu kişinin yakını gelecek ve senin de ister istemez boynun bükülecek ve o hissin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Her yemin töreni olduğu zaman bir günlük de olsa tatil yapacağım. Sen ne yapacaksın?

Ses tonu yumuşarken gözlerim daha çok dolmuştu.

-Kız arkadaşımı da çağıramam.

Olmayan bir şeyi yoktan var edemeyeceğime göre halledemezdim ve bu kız arkadaş mevzusuna nasıl bu kadar takılmışlardı bilmiyordum.

"Oğlum sen deli misin? Ne yapacaksın bir başına?" Seçkin komutanın siniri sesine de yansıdığı zaman gözlerimi devirmiştim.

"Komutanım, ben yetimhane de büyüdüm ve o yüzden ailemi çağıramam, bunu mu duymak istiyordunuz? Mutlu oldunuz mu?" gözlerim dolu bir biçimde yanına ilerlerken onun da yüz ifadesi anında yumuşatmıştı.

Yanında aciz görünmek istemesem de sürekli rezil olduğum için bu kotamı doldurduğumu düşünüyordum.

" Özür dilerim Kürşat. " Yanından geçeceğim sırada bileğimi tutup kendisine çevirdiği zaman gözümden bir damla yalandan yaş akmıştı.

Ciddi ciddi beni yetimhaneye bırakan ve diğer kardeşlerime güller gibi bakan insanlara ağlayacak mıydım?

O hatayı birkaç kere sinirden yapmıştım ama bu sefer o hataya düşmezdim ama karşımdaki adama çok güzel duygu sömürüsü yapardım.

-Sorun değil efendim, bilemezdiniz. İzin verirseniz işlerimi halletmem lazım.

Kolumu hızlı bir biçimde kendime çektiğim zaman Seçkin komutan bıkkın bir şekilde derin bir nefes almıştı.

"Yarın benimle bir günlük de olsa kampa gelmek ister misin Kürşat? Sadece ikimiz?" Narin ses tonu ile konuşup beni anında yumuşatırken burnumu çekip yalandan daha çok ağlamaya başlamıştım.

Oyunculuk derlerdi buna.

"Şşşş ağlama, gel buraya." Seçkin komutan beni kendisine çekip sarıldığında kollarımı beline dolayıp biraz daha sesli ağlamaya başlamıştım.

Erkek adam bal gibi de ağlardı ve asıl planım bu olmasa da buna da razıydım be.

******

İnstadan takipleşelim spoiler veriom 😭😭

İnstam = benkursatinfakesidegilim

Bereli /bxb ✅✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin