Bereli /bxb ✅✔️

51.

Kürşat

Seçkin arabada bana ufak bir kalp krizi geçirttiğinde tam bir aşk adamına dönmüştü ve aynı okuldan kaçan liseli ergenler gibi olmuştuk.

"Sana kendi ellerimle yemek yapmak isterdim ama başkasının yaptığı yemeği yemiyorsun." Çekinerek, Seçkin'e çilek uzattığım zaman Seçkin önce burukça gülümsemiş sonra da "Koca bebek misin sen?" diyerek saçlarımı öpmüştü.

Sahil tarzında bir yere gelmiştik ve İnsanların göremeyeceği kuytu bir yere gelmiştik ama her an her yerden Arya komutan, çıkacakmış gibi hissetmem normal miydi?

Adamın güzel anıları bozmak gibi bir huyu vardı ve sürekli bizi basmasına diyecek hiçbir sözüm yoktu...

"Senin bebeğinsem neden olmasın?" Kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktığımda gülümseyip dudağımın kenarından öpmüştü.

Daha düne kadar eşcinsel değilim diyip kendimi kandırıyordum ama şu an burada komutanım ile böyle olmak beni bayıltacak seviyeye getiriyordu.

"Doyamam seyretmelere seni" Aklımdan geçenleri dışarıya vurduğum zaman Seçkin ilk önce bunu beklemediği için şaşırmıştı daha sonra ellerini, belime sarıp kendisine çekmişti.

"Biraz hızlı mı gidiyoruz acaba?" Seçkin, hınzır bir şekilde gülümseyip beni sinir edecek kelimeleri dışarıya vurduğu zaman kaşlarımı çatıp ondan uzaklaşmıştım.

Ben o kadar şey beklemekten ağaç olmuştum ve adamın dediği yeri miydi cidden?

Evet evet adam diye sevgilime demiştim, anında insan satabilme potansiyeline sahiptim.

Seçkin'in eli kalçama doğru inip sıktığı zaman sırtım anında doğrulmuştu.

Eh ben de bu libido olduktan sonra sevgilimin her hareketine dikilme potansiyelim vardı ama yeri ve zamanı değildi maalesef.

Birbirimize yeni yeni alışıyorduk ve uke olmama rağmen - sadece Seçkin'e, uke olabilirim-onunla yatak için beraber olduğumu düşünmesini istemiyordum.

Tamam adamı zaman zaman ayakta götürdüğüm olsa da şu an sevgiliydik ve her şeyi düşünerek adım atmam gerekiyordu.

Gerçi konu bensem benden fazla mantıklı bir şey beklemek hata olurdu ve birkaç dakika sonra içimden hunharca bir canavar çıkıp Seçkin'i yatağa da atabilirdim.

"Kürşat~" Seçkin'in ses tonu cilveli çıkarken hissettiğim şeyler hiç de küçük şeyler değildi ve ben ona biraz daha yakın olmaya devam edersem bu işin sonu iyi bitmezdi.

"Hadi gidelim" Kekelememek için lafları ağzımda yutarken Seçkin yüzüme daha dikkatli bakıp beni sonunda bırakmıştı.

Adamın alt tarafına gözüm kayacak gibi olduğu zaman kendimi tutup sağ elimle kendi yanağıma tokat atmıştım.

Tamamen istemsizce olmuştu ve Seçkin'in yüz şekli anında değişmişti.

"Yüzümde sinek var sandım da, çok huylanırım." Anında yalanı dikerken Seçkin kafasını sallayıp hazırladığı piknik çantasını eline almıştı.

En azından şimdilik yırtmıştım.

******

İkra

Ensemden tutup beni eve soktuğu zaman ona karşı ne kadar dirensemde benden daha iri yarı olduğu için engel olmamıştım ve daha şimdiden kolumda ve boynumda morlukların oluşmaya başladığından yüzde yüz emindim ama gecenin sonunda bunun pek bir önemi de kalmayacaktı.