trente cinq

1.7K 130 131
                                    

Pencereden içeriye dolan rüzgar perdeleri küçük hışırtılarla dans ettirirken, yatak odası çok karanlık ve sessizdi. Normalde içeri dolan ay ışığı bu gece ortalarda görünmüyordu. Sokak lambasının da yanmıyor oluşu geceyi daha korkutucu bir hale getirirken Alparslan vücudundan geçen ürpermeyle irkilerek uyandı. Çıplak bedenine pencereden vuran soğuk havayla tüyleri diken diken olurken belinden aşağıya kaymış pikeyi üzerine doğru çekti. Neden bu kadar üşüdüğünü düşünürken yan tarafındaki boşluğu fark etmesiyle nedenini anladı. Buğra yoktu. Geceleri koynuna kedi gibi sığınıp sıcaklığıyla kendisini ısıtan sevgilisi yanında değildi. Alparslan gözün gözü görmediği gece vakti nerede olabileceğini düşünerek yataktan fırladı. Yatak odasının kapısına doğru baktığında evde hiçbir ışık göremedi. Saate baktığında sabah olmasına az bir vakit kaldığını gördü ama henüz hava aydınlanmamıştı.

"Buğra, neredesin güzelim?"

Saat çok geç olduğu için ışıkları yakıp sessizce seslenerek evin içini aramaya başladı. Kendisine ses vermemesi kafasında korkunç felaket senaryoları oynatırken dışarı çıkmış olabileceğini düşünerek kapıya gitti ama kapı gece kendisinin kitlediği şekilde duruyordu. Buğra bazen salondaki koltuğun çok rahat olduğunu söyleyerek oraya kıvrılıyordu. Bir ihtimal orada olduğunu düşünerek salona da baktı ama orada değildi. Belki oyun oynuyordur diye düşünüp bilgisayarların olduğu çalışma odasına da baktı ama orada da yoktu. Stres tüm vücudunu ele geçirirken kapısı kapalı olan banyonun ışığını açıp oraya da bakacağı sırada kapının açılmadığını fark etti. Kilitli değil de arkasında bir şey varmış gibiydi. Korkudan ağlayacak hale gelirken kapıyı ittirmeye çalıştı. Eğer oradaysa diye canını yakmamak adına fazla baskı da uygulayamıyordu.

"Buğra içeride misin, ses ver nolur." diye bağırdığında artık saatin kaç olduğu umrunda değildi. Endişeden kafasından öyle kötü şeyler geçiyordu ki akıl sağlığını koruması şu an için çok güçtü. Aniden kapının arkasındaki baskı çekildiğinde kapı sesli bir şekilde banyo duvarına vurdu. Alparslan açılan kapıyla gözlerini zaman kaybetmeden banyoya çevirdi. Kapının biraz kenarında kafasını dizlerine gömmüş, kollarını da dizlerine sarmış sevgilisini gördü. İyi olduğunu görmek üstünden kocaman bir kayanın kalktığını hissettirirken başka bir endişe balonu patladı içinde. Fiziksel olarak iyi görünüyordu ama aslında iyi değildi.

Hemen önünde yere çöküp her ihtimale karşı bir yerinde bir şey var mı diye bedenini süzerek elleriyle vücudunu kontrol etti. İyi görünüyordu. Gece gece yaşadığı şokla bütün vücudu titrerken sakinleşmek adına o da kendisini yere bırakıp lavabonun altındaki dolaplara kafasını yasladı. Buğra'ya iyi gelebilmek adına önce kendisinin sakinleşmeye ihtiyacı vardı. Şakaklarından vuran baş ağrısıyla kafasını ellerinin arasına alıp dolan gözleriyle hala aynı pozisyonda duran sevgilisine baktı. Çok öfkeliydi. Kendisine çok öfkeliydi. Dün onu zorla da olsa konuşturması gerekiyordu, eğer konuştursaydı belki bu raddeye gelmezdi.

Banyo zemininde ona doğru kayıp küçücük duran sevgilisini kendisiyle duvarın arasına aldı. Dizlerine kapattığı yüzünü zor da olsa kaldırmasını sağlayarak ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerine, gözyaşlarının iz bıraktığı kızarık yanaklarına, ısırılmaktan yolunmuş dudaklarına acıyla baktı. Kaç saattir burada bu şekilde oturduğunu bilmiyordu. Yataktan kalktığını fark etmediği için kendisine kızarken odaksız gözlerin muhattabı olabilmek adına yanaklarını elleri arasına aldı.

"Buğra bana bakar mısın?"

Kana bulanmış yeşilleri kendi gözlerine çıktığında o an hissettiği acıyı tarif edecek hiçbir kelime yoktu. İyi olduğunu, bazı şeyleri geride bıraktığını sanmıştı. Yanılmıştı. Öyle fena bocalamıştı ki şimdi karşısında duran enkazın altında yine kendisi kalmıştı. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu, iyi misin diye sormak istiyordu ama iyi olmadığını zaten biliyordu. Stresten kuruyan boğazını yutkunarak ıslattı. Sevgilisinin şu an kendinde olup olmadığını bile bilmiyordu. Buğra aniden titreyen ellerini ellerinin üzerine kapattı. Güzel gözleri korkuyla bakıyordu şimdi.

Jolie Laide (bxb)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora