trente huit

1.5K 122 190
                                    

Alparslan, arabayı park edip indikten sonra yolcu koltuğunun kapısını açarak Buğra için aldığı hediyeyi dikkatlice eline aldı. Neredeyse bir saat önce ettikleri gereksiz kavgayı düşünmek moralini bozarken arabayı kilitleyip kapıyı açarak apartmana girdi. Gereğinden fazla yükselip sevgilisini kırdığını biliyordu ama kendisini engelleyememişti. Buğra ile karşılaştıkları ilk andan beri o çocuğun bakışlarından hoşlanmıyordu.

Kendisi taşınırken kolay gelsin demekten ve karşılaştıklarında öylesine bir baş selamı vermekten başka hiçbir şey yapmayan çocuk, Buğra oraya adımını attığı andan beri yüzündeki gülüşü eksik etmiyor, her gördüğü yerde kendilerini selamlıyordu. Üstelik aynı okuldalardı, neyse ki okulda onu Buğra'nın yanında hiç görmemişti. Buğra ise arkadaş canlısı olmaya çalıştığı için genelde herkese güler yüz gösteriyor, kendisine bir adım atana bin gidiyordu. Alparslan Buğra'nın iyi niyetinden yaptığını bilse de sevgilisine gülümseyen suratını gördükçe çocuğun ağzını burnunu kırası geliyordu.

Elindekini sıkıca tutup merdivenleri çıkmaya başladı. Buğra iki hediye gördü diye yelkenleri suya indirecek bir çocuk elbette ki değildi ama yine de gönlünü alırken elinde bir şeyler olsun istemişti. Üçüncü kattaki evlerinin merdivenini asansör yapmayan firmaya söve söve çıkarken yukarıdan sevgilisinin sesini duyar gibi oldu. Kafasını kaldırıp yukarı baktığında katlarının ışığının yandığını gördü. Görmek istemediği bir şeyle karşılaşacağını daha şimdiden hissederken merdivenleri ikişer ikişer çıkmaya başladı. Aniden nefret ettiği sesin kahkahası kulaklarında çınladığında, kanın beynine sıçradığını hissetti. Eğer o şekilde sevgilisine gülüyorsa büyük ihtimalle onu boğacaktı.

Merdivenin başında, kapılarının önünde dikilen ve pişmiş kelle gibi sırıtan Emre itini görmesiyle sinirden tek gözü seğirirken, geldiğini görerek endişeyle bakan Buğra'ya çevirdi alev alev yanan gözlerini. Daha bir saat önce muhattap olmamasını tembihlediği adamla kapılarının önünde sohbet ediyordu. Alparslan sinirlerine hakim olmakta zorlanırken Buğra'nın yanına geçerek bakışlarını Emre'ye çevirdi.

"Hayırdır birader, bir sorun mu vardı?"

Emre umarsızca sırıtmaya devam ederken yeniden Buğra'ya dönüp gülümsedi. Alparslan gözünün üstüne yumruğu çakmamak için kendiyle büyük bir savaş verirken konuşmasını bekledi.

"Buğra'yı kahvaltı için ikna etmeye çalışıyordum ama kabul etmiyor. Sen ikna edersin belki?" diyerek Alparslan'a döndü. Alparslan sinir bozucu suratına kafa atma isteğiyle dolarken elindekini ayakkabılığa bıraktıktan sonra Buğra'yı belinden tutup sertçe kendine çekti. Emre'nin bakışları belindeki eline düştüğünde afallayan ifadesine alayla baktı Alparslan.

"Sevgilim istemiyorsa bana laf düşmez birader, başkalarını davet et sen."

Ona çok kızgın olsa da başkalarının önünde Buğra'ya asla kötü davranmaz ve asla da kimseye ezdirmezdi. Emre'nin yüzündeki ifade yavaş yavaş silinip yerini şaşkınlığa bıraktı. Yaşadığı şokla kapıda öylece dikiliyordu ve hala defolup gitmiyordu. Alparslan artık sabrının son noktasına gelirken Buğra'ya dönüp sert olmamasını umduğu ama kendisini engelleyemediği için sert çıkan sesiyle "İçeri geç." diye mırıldandı. Buğra ortamdaki elle tutulabilir hale gelen gerginliği anlayıp lafını ikiletmeden tedirgin bakışlarla içeri geçtiğinde Alparslan daha fazlasını yapmak istediği  oğlanın yakasından tuttu.

"Bana bak, ne yapmaya çalıştığını anlayabiliyorum. Bir daha Buğra ile konuşmaya çalıştığını görürsem senin o ağzını sikerim, dişlerini de eline veririm. Duydun mu beni?"

Emre çıkamadığı şokun üstüne bir de korku eklendiğinde yakasındaki ellere bakıp endişeyle kafasını aşağı yukarı salladı. Büyük ihtimalle yavşamaya çalıştığı çocuğun beraber yaşadığı kişinin sevgilisi olabileceği aklının ucundan bile geçmemişti. Çocuğun yönelimi ile de ilgilenmiyordu zaten, amacı sadece eğlenmekti. Alparslan yakasını ittirerek bırakıp "Bir daha bu kapıya göz ucuyla bile bakmayacaksın, siktir git şimdi." diyerek kor gibi olan elalarını çocuğa dikti. Emre itilmesiyle merdivenin korkuluğuna çarptı. Yeniden kafasını sallayıp dili tutulmuş bir vaziyette arkasını döndüğünde bunun ona yettiğini düşünerek apartmanda yankılanacak bir sesle kapıyı kapattı Alparslan.

Jolie Laide (bxb)Where stories live. Discover now