~92~

237 27 73
                                    



Seungmin ve Bedelia, kafalarına koydukları şekilde dışarı çıkmaya hazırlanıyordu. İşin kötüsü erken çıkmak istemelerine rağmen bir türlü fırsat yakalayamayıp akşama kalmalarıydı.
Böyle durumlar için hazırlanmış bir şey yoktu. Sıradan metro insanlarının hiçbiri hava kararmadan önce de yukarı çıkamazdı, çıkmazdı. Kaldı ki karanlık çöktüğünde eğitimli askerler bile dışarda olmak istemezdi. Her şey bu mantığa göre ilerliyordu haliyle. Yapılacak en iyi şey, vampirler dışardayken yukarı adım dahi atmamaktı.

Bedelia tırnağını yiyip bitirmişti nerdeyse. İçi gidiyordu çünkü herkes gibi o da vampirlere yem olmaktan çok korkuyordu. Kendini bir kenara koysa Seungmin için de endişeleniyordu. Tamamen ahmaklık değil de neydi bu yaptıkları?

"Bak, metroya iki sokak kala yakalandılar. Koşarak on dakikada gideceğiz. Biraz gözlem yapıp on dakikada geri döneceğiz. Yol yirmi dakika arama da on dakika desek, sadece yarım saat kalacağız dışarda. Üstelik henüz güneş batmadı tamam mı, iyi olacak."

Seungmin aslında kendini de rahatlatmaya çalışıyordu. Ama bu pes etmek için bir sebep değildi ki. Doğrusu bundan başka şansları olmayabilirdi. Askerler yeniden eğitime girecekti, bir ay boyunca erkenden kalkacak ve uzun nöbet saatlerine katlanmak zorunda kalacaklardı. Ya şimdi yapacaktı ya da hiç.

E3 istasyonu çoğunlukla boş olurdu. Sebebi bu girişin tadilatta kalarak kapanmasıydı. Zombilerin burdan haberi bile olamazdı, zaten kokuyu kilometrelerce uzaktan alamıyorlardı neyseki. Savunmayı gerektirecek bir yer değildi kısacası.

"Burdan", dedi Seungmin.
Bedelia onu, yığılmış molozlar arasından takip etti. Elbette plana sadık kalacaklardı. Olur da Seungmin duygularına falan yenik düşerse diye onunla gidiyordu zaten. Saçma sapan bir şey yapmaması, kendini öldürtmemesi için.

"Siz ikiniz", diye seslendi Vincent.

Seungmin ve Bedelia yakalandıklarını anlayarak dondu kaldı.

"Bir başınıza nereye gittiğinizi sanıyorsunuz?"

Vincent onları izleyerek molozları aştı ve çabucak Seungmin'in önüne geçti.

"Minho asla kaybetmek istemediğim biriydi. Ekibin ona ne kadar değer verdiğinden de haberdarım ama bunu yapmanıza izin veremem."

Seungmin isyan etmek için ağzını araladığında Bedelia arkasından sırtına vurdu. Mecburen sessiz kaldı Seungmin.
Vincent hafifçe gülümsedi ve devam etti:

"Tabi yanınızda yetkili biri olursa işler değişir."

Bedelia anladığı şeyle sevinçle sıçradı. Seungmin ona hayretle bakıp gözlerini kırpıştırdı.

"Daha fazla vakit kaybetmeyelim", dedi Vincent.

Seungmin önden ilerlemeye başlayan liderin arkasından bir karış açtığı ağzıyla bakmaya başladığında Bedelia onu zorla ilerletti.

"Şu an aşırı rahatladım", dedi sadece Seungmin'in duyacağı şekilde. Ne de olsa illegal bir eylem yapmak üzereydi ve bir anda resmileşmişti.

Seungmin hala şaşkın olduğundan bir şey söyleyemedi. Böylece istasyonun sonundaki çatlamış ve arası açılmış duvardan nefeslerini tutarak geçip dışarı attılar kendilerini.

"Bu burdan son çıkışımız. Kesinlikle tehlikeli bir istasyon ve bir an önce kapatılması gerek."

Ne Seungmin ne de Bedelia bir şey söylemedi. Ana giriş çıkış yapılan yerden gidemeyecekleri için burayı seçmişlerdi. Ama doğrusu Vincent onlara katıldıktan sonra neden ana istasyondan çıkmadıkları garip bir soru işaretiydi.

Banginho Stories 2Where stories live. Discover now