~94~

133 16 73
                                    



Metroda genel anlamda her şey iyiydi. İstasyonlar arasında mekik dokuyan Vincent, insanların ve onları koruyan ekiplerin durumunu kontrol ediyordu. A1 istasyonuna döndüğünde gece saat on birdi ve kafasında oturtmaya çalıştığı planı daha fazla düşünebilecek gibi hissetmiyordu. Hemen uyuyup dinlenirse güneşin ilk ışıklarıyla uyandığında kafasını toplamış olurdu.

Tünelin yarısında vagondan inip kaldığı ofisine doğru yürümeyi seçti. Yalnız olacağını düşünmüştü ancak ofisin hemen önünde oturan Seungmin ve ayakta duran Bedelia, bunun için biraz daha beklemesi gerekeceğinin habercisiydi. Her ikisi de lideri görünce diklendi ve selam durdu.

İç çekerek raylara uzanan merdivenden çıktı, onlara yaklaştı ve anahtarla ofisin kapısını açtı. O içeri girince peşinden Seungmin ve Bedelia da girdi. Küçük odada oturulacak bir yer yoktu bu yüzden ayakta dikildiler.

Vincent masa başındaki koltuğa oturdu ve onlara baktı. Her ikisi de liderin ne kadar yorgun ve uykusuz olduğunu biliyordu. Bu sebeple bir süre konuşmadılar ancak ne kadar çabuk meseleyi açarsa herkesin o kadar çabuk rahatlayacağı gerçeğine odaklanan Seungmin, en sonunda konuştu.

"Broşla ilgili bir şeyler yapabildin mi? Ya da ne düşünüyorsun?"

Tüm gün bunu düşündükleri için her ikisi de bunalmıştı. Nerdeyse kafayı yiyeceklerdi ama Vincent'ın işi başından aşkındı ve belki de bu konuya o kadar da önem vermiyordu. Seungmin'i en çok bu olasılık üzerdi herhalde. En başta ona yakalanmasalardı, kendi başına nereye kadar gidebilir bilmiyordu tabi ama şimdi de emin olamıyordu hiçbir şeyden.

"Yarın ilk iş yukarı çıkacağım. Soruşturabileceğim yerler var."

Bedelia sevinçle gülümsemeye başlarken Seungmin hayretle gözlerini büyüttü.

"Bu arama işini gizli tutmak isteyeceğini düşünmüştüm. Yukarı çıkarken yanında götüreceğin herkes nedenini bilmek isteyecektir."

Vincent hafifçe gülümsedi. Üç tecrübeli askeri vampirlerin eline düşmüştü dolayısıyla A1 ekibinin sayısı hayli azalmıştı. Onlar için arama kurtarma yapmak kadar doğal bir süreç olamazdı ancak metroda yaşayan insanların çoğu, yukarıyı görmemelerine rağmen orda kalan herkesin öldüğüne kendini inandırırdı. Liderin boş bir hayal peşinde koştuğunu düşünmeleri ona olan saygı ve güvenin zamanla azalmasına sebep olabilirdi. Vincent konumu gereği uzun vadeli düşünmek zorundaydı.
Diğer ekipler yukarının ne derece tehlikeli olduğunu bildiğinden kaybolan ve kalanlar için hiçbir zaman arama kurtarma çalışmasına yeltenmemişti. Onlar da bu durumu normal karşılamayabilirdi.
İnsanlar çok korkuyordu.

"Gizli kalacak zaten. Yalnız gideceğim."

Onun bu sözleri Bedelia'nın yüzündeki gülümsemeyi anında soldurmuştu. Seungmin hala hayretle bakıyordu lidere. Yalnız gitmek de ne demekti?!

"Ama..."

"Ayrıntılara ihtiyacınız yok", diyerek böldü Seungmin'i.
"Göreviniz yokluğumu kimsenin anlamamasını sağlamak. Şimdi dinlenmeye ihtiyacım var, iyi geceler."

Bedelia hala hayretini sürdüren Seungmin'in kolunu dürttü ve sonunda birlikte ofisten çıktılar. Merdivenleri inip lambalarla aydınlatılmış tünelde yürümeye başladıklarında sessizlik, rahatsız edici bir şekilde uzadı.
Her ikisinin aklında da tonlarca soru vardı şimdi ama Vincent'in kendini böyle bir tehlikeye atacak olması en büyük problemdi. Yalnız başına gitmekte ciddi miydi? Zombilerle tek başına mücadele etmek sanılanın aksine kolay değildi. Hem nereye gideceğini, nasıl gideceğini de söylememişti. Şimdi ister istemez onun için endişelenmeye başlamışlardı.

Banginho Stories 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin