4

1.2K 83 86
                                    

''Başkanım?'' 

''Başkanım uyanın.'' 

Kolu sert bir şekilde dürtülen Reo, sinirle kafasını masadan kaldırırken uykulu gözlerle etrafını süzdü. ''Neredeyim ben?'' asistanı ona göz devirirken omuzlarından tutup doğrulttu. ''Toplantıdasınız şuan.'' 

Siktir toplantıda mı uyuya kaldım? Uykusu anında açılırken gömleğini düzeltti. İki gündür adam akıllı uyku uyuyamamıştı. Genellikle kızışma dönemleri belirli zamanlarda gerçekleşirdi bu yüzden bütün programı ona göre ayarlıydı. Ama şuan beklediğinden daha erken bir zamanda kızışmaya girmişti ve ilaçlarla bunu idare etmeye çalışsa da patlayacakmış gibi hissediyordu. 

Toplantı odasında bulunan Alfalar işini dahada zorlaştırırken nefes almaya çalıştı. Dayanabilirim daha önce de olmuştu bu sefer dayanabilirim. Çalışmaya başladığı ilk ay iş yapmak zorunda kaldığı baskın bir Alfa yüzünden toplantıda kızışmaya girmiş ve apar topar toplantıdan kaçmıştı. Toplantıdan kaçtığı için işi alamamıştı. Bu durum Mikage Şirketi'nin yüklü bir meblağ kaybetmesine neden olmuştu.

 Bu sefer batıramazsın Reo.

Toplantı sona ererken zorlukla pencereye yaklaşıp kafasını dışarı uzattı ve derin derin nefesler almaya başladı. Dayanabildim. ''Başkanım akşam bir yemeğe davetlisiniz.'' Reo'nun dinlenme hayalleri bir anda yerle bir olurken sinirli bakışlarını asistanına çevirdi. 

''İptal et.'' asistan yavru köpek bakışlarıyla ona bakmaya başladı. ''Niye öyle bakıyorsun?'' elindeki tableti kapatıp kolunun altına yerleştirdi. ''Seishiro Şirketi hakkında bilgi sahibi olduklarını iddia ediyorlar. O yüzden yemeğe katılmak zorundasınız.'' 

''Buranın başkanı ben miyim sen misin Hiori?'' 

''Sizsiniz başkanım.''

''O zaman iptal et.''

''Edemem başkanım.'' 

Reo, sinirle bakışlarını tavana çevirip tekrar asistanına indirdi. ''Neden edemezmiş benim canım asistanım?'' 

''Çoktan orada olacağınıza dair onay mailini gönderdim.'' 

Reo, ağlamaya yakın bir yüz ifadesi ile sandalyesine koyduğu ceketine uzanıp üstüne giydi.

''Hatırlat bir ara seni kovacağım.'' 

''Emredersiniz.''

Asistanına bakmadan toplantı odasından çıkarken bir ayağının üstünde arkasına döndü. ''Adresi bana at.'' asistanı ona gülümserken gözlerini devirdi. ''Çoktan attın değil mi?''

Şirketten üzgün bir şekilde çıkıp arabasına binerken eve gidip duş alması gerektiğini hissetti. Ezbere bildiği caddelerde ilerlerken kiminle yemek yiyeceğini sormak aklına bile gelmemişti. Umarım gerçekten işe yarar bir şeyler biliyordur. 

Asansörle dairesinin bulunduğu kata çıkarken eline telefonunu alarak sosyal medyada gezinmeye başladı. Takipçileri gün geçtikte artarken gelen mesaj sayıları da bir hayli artmıştı. Zengin koca avcısı kızlar bir umut şansını denese de Reo hiçbirine karşılık vermemişti. 

Asansör sonunda kata ulaşırken adımlarını dairesine yöneltti. İçeri girip odasına yöneldi ve banyoya girdi. Uzun bir duşun ardından odasına geçerken kafasındaki havluyu yatağa attı. 

''Kızışma dönemlerinden nefret ediyorum.'' sadece duş alıp çıkmayı düşünse de olaylar onun istediği gibi gelişmemişti. Beline sardığı havluyu çözüp tamamen çıplak kalırken giyinme odasına ilerleyip göz gezdirdi. 

Sonunda siyah bir gömlek ve siyah kumaş pantolonda karar kılarken kenara koyup saçlarını kurutmaya başladı. Saçını bağlayıp kenara koyduğu kıyafetleri üstüne giydi ve alması gerekenleri alıp evden ayrıldı. 

Asistanının attığı konuma ulaşırken arabayı park edip arabadan indi ve mekana ilerlemeye başladı. Mekanın korumaları geçmesi için kapıyı açarken içeri girip gözlerini etrafta gezdirdi. Mekan tamamen boştu ve bir masa hariç tüm masalar karanlığa gömülmüştü. 

Neler oluyor?

Mekanda ilerlerken birinin ona yaklaştığını hissetti. ''Sonunda tekrar birlikteyiz.'' beline uzanan elle kaşları çatıldı. Tahmin etmesi gerekirdi. ''Bunu sen planladın değil mi?'' Nagi, Reo'ya sırıtırken yanağına yaklaştı. ''Oldukça zekisin.'' zarif bir öpücük kondurup belindeki eliyle onu yürümeye zorladı. 

''Ne istiyorsun benden?'' masaya ulaşırlarken Reo için sandalyeyi çekip oturmasını bekledi. ''Seninle baş başa yemek yiyebilmek istiyorum sadece.'' Reo, gözlerini kapatıp açtı ve isteksiz bir şekilde sandalyeye oturdu. 

Nagi de kendi sandalyesine geçip oturdu. Dirseklerini masanın üstüne koyup çenesini eline dayadı. ''Çok çekici olmuşsun.'' 

''Beni tanımadığını düşünüyordum.'' Nagi sırıtırken bardağındaki sudan bir yudum aldı. ''Sadece hakkında biraz araştırma yaptım.'' 

''O kadar merak ettin demek.''

''Her neyse ben meşgul bir iş adamıyım. Bu saçmalıklara ayıracak vaktim yok.'' 

Nagi, tekrar yüzünü eline yaslarken gülümsedi. ''Bir akşamını bana ayırsan batmazsın.''

''Benimle flörtleşmeye mi çalışıyorsun?'' başı hafifçe aşağı yukarı hareket ederken doğrulup bir elini Reo'ya uzattı. ''Çok ilgimi çekiyorsun.'' 

Reo, uzatılan eli elinin tersiyle iterken sandalyeden kalktı. ''Sırrını biliyorum.'' Reo'nun bakışları anında ona dönerken Nagi, sandalyede geriye yaslanmış kollarını göğsünde birleştirmişti.

''Ne sırrından bahsediyorsun?'' gözleriyle sandalyeye oturmasını işaret etti. ''Önce yemek yiyeceğiz.''

''Bir bok bildiğin yok beni oyalıyorsun.'' 

Nagi, sandalyesinden kalkıp Reo'ya yaklaştı. ''Beni sinirlendirmek istemezsin. O yüzden otur ve birlikte güzel bir yemek yiyelim.'' 

''Yemekten sonra çok eğleneceğiz inan bana.'' 

***

Selam fıstıklarım öncelikle geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Bir anda şifayı kapmışım ben de anlayamadım ne olduğunu :') şuan biraz daha iyiyim bu yüzden bölüm yazmak istedim. Bunu yayınlayıp diğer kitaba da bölüm yazmaya başlayacağım hazır olduğunda onu da hemen yayınlarım *-* 

Revenge || Nagireo OmegaverseWhere stories live. Discover now