Revenge || Nagireo Omegaverse

26

Daha doğmadan kaderim çizilmişti aslında. Ailemin beni dünyaya getirme amacı miraslarını nesiller boyu aktarmaya devam etmekti. Onlar için soyadları her şeyden önemliydi. Öz çocuklarından bile.

Daha hiçbir şeyden haberim yokken, ailemin bile kim olduğunu tam kavrayamamışken özel öğretmenlerle dolu bir odada bulmuştum kendimi.

Hepsi özenle seçilmiş, alanlarında başarılı insanlardı. Tek amaçları Mikage Ailesi'nin varisini bilgili, kültürlü, her alanda başarılı yapmaktı.

Beş yaşına kadar kim olduğumu öğrettiler, ne için var olduğumu, neyi var edeceğimi. Beş yaşında oyun oynamam gerekirken birçok eğitimden geçmeye başladım.

İlkokul dönemine kadarda yaşıtlarıma göre oldukça bilgi dolu ve birçok alanda başarılıydım.

İlkokul olarak Amerika'da son derece pahalı, disiplini oldukça katı ve sadece saygın ailelerin çocuklarının kabul edildiği bir okul seçilmişti. Okulun yatılı olması işime gelmişti çünkü ailemi çok nadir görüyordum.

İlkokulda arkadaş edinmem kolay olmuştu. Çünkü Mikage soyadını bilmeyen kimse yoktu neredeyse. Sadece Japonya'da değil diğer ülkelerde de sözü geçen bir aileydik.

İlkokulumu son derece başarılı bir şekilde bitirdikten sonra ortaokul olarak başka bir yatılı okula gönderilmiş ve tüm düzenim değiştirilmişti.

Eh orada da rahattım tabii ama ilkokul arkadaşlarımı özlemiyor değildim. Ortaokulu da bir şekilde bitirdikten sonra yine bana söz hakkı tanınmadan bir liseye kaydım yapıldı.

Liseye başladığımda herkes kategorilere ayrılmaya başlamıştı bile. Alfa'lar gövde gösterisi yapıyor ve Omega olanlarla işi pişirme derdindeydi. Her Alfa'nın yanında en az iki Omega olurdu.

Alfa olmak böyle bir şey demek ki derdim hep kendi kendime. Alfa olduğumu öğrendiğimde benim de peşimde dolaşacaklardı.

Ama işler ne zaman istediğim gibi gitmişti ki? Liseye başladıktan yedi ay sonra sonunda ne olduğumu öğrenebilmiştim.

Omega'ydım. Nesillerdir bir Omega'nın bile doğmadığı Mikage Ailesi'nin varisi bir Omega'ydı.

Dünyamın başıma yıkıldığını, her şeyin mahvolduğunu hissetmiştim o an. Ailemin bunu asla kabullenmeyeceğini biliyordum. Ben bile kabullenememiştim ki.

Ailem durumu öğrendikten sonra bir çözüm yolu aramaya başladı çünkü böyle ne eğitimime devam edebilirdim ne de bir gün hiç istemediğim şirketin başına geçebilirdim.

Sonunda ailem bir çözüm yoluyla geldiler yanıma. Eğer diğer insanlar gibi yaşamak istiyorsam benim için özel üretilen ve Alfa feromonu içeren parfümü kullanmak zorundaydım.

Bu sayede kimse Omega olduğumu anlamayacak, hayatımı diğerleri gibi yaşayabilecek, özgür olabilecektim.

Parfümü kullanmaya başladıktan sonra bir Alfa gibi yaşamaya, ilgi görmeye başlamıştım. Boyum uzun ve vücudum iriydi bir Alfa olmak için doğmuş ama yanlışlıkla Omega olduğumu öğrenmiş gibiydim.

Fiziğimin güzel olması ve tanınmışlığımla bir markanın modeli olmuş, ünüme ün katmıştım. Lise hayatım boyunca peşimden onlarca Omega koşmasına rağmen hiçbirine olumlu yaklaşmamış, hep bahaneler uydurmuştum.

Bir Omega ile gerek romantik ilişki gerekse cinsel ilişki yaşamak benim için imkansızdı. Hayatım boyunca yalnız olmaya mahkumdum kısacası.

Liseden mezun olduktan sonra birkaç reklam filminde rol almış ve içimde oluşan oyunculuk isteğini bastıramayıp ailemin onayını almadan güzel bir üniversitede oyunculuk bölümünü kazanmıştım.