27

836 63 175
                                    

Reo'nun bedeni sert zeminle buluşurken gözlerini zorlayarak araladı. Nerede olduğundan yada kiminle olduğundan haberi yoktu. 

Bayılmadan önce Nagi olduğunu düşündüğü adama sığınmıştı. Görüşü netleşirken beyaz saçların sahibi yanına eğilmiş ona bakıyordu. 

''Günaydın uykucu.'' Ses tonu Nagi'nin ses tonundan farklıydı. Gözlerini kırpıştırıp adama baktığında Nagi'ye benzediğini ama daha olgun durduğunu fark etti. 

''Sen kimsin?'' Ellerini karnına sararken üşüdüğünü hissetmişti. ''Anlarsın diye düşünmüştüm.'' Deyip saçlarını gösterdi. ''Nagi ile baya benziyoruz birbirimize aslında.'' Reo, titrek bir nefes alıp bakışlarını ondan çekip nerede olduğunu anlamak adına boş odada gezdirdi.

''Neredeyim?'' Jay, ayağa kalkıp odanın kapısına ilerledi. ''Bu soruyu bana değil ona sormalısın.'' Reo'nun kaşları çatılırken Jay, kapıdan geçip çıkmıştı. 

Kapı tekrar aralanırken bu sefer tanıdık biri girmişti odaya. ''Ne kadar acınası.'' Yüzünde pis bir sırıtış belirirken kenarda duran sandalyeyi eline alıp tam Reo'nun önüne ters bir şekilde oturdu. 

''Hadi biraz sohbet edelim.'' Ellerini sandalyeye yerleştirip yüzünü ellerine yasladı. ''Nagi ile ne zamandır yatıyorsun?'' Reo, İsagi'ye ters bir bakış atıp sessiz kaldı. ''Beni aldatacak kadar cesaret bulmasının sebebi neydi?'' 

Reo, tekrar sessiz kalmış ve bakışlarını başka yöne çevirmişti. Karnında hissettiği keskin acıyla irkildi. ''Sana soru soruyorum! Bana cevap vermek zorundasın.'' Reo'nun korku dolu bakışları karnına dönerken daha da sıkı sardı kollarını. 

''Evet cevapları alayım.'' İsagi, tekrar sandalyeye oturup aynı pozisyonu aldı. ''İki aydır.'' Diye mırıldandı Reo. ''Beni ifşa edip zirveye oturmak için yapmış. Başka bir nedeni yok.'' İsagi, gür bir kahkaha attı.

''Ona aşık mısın?'' Diye bir başka soru sordu. Reo, başını sallamakla yetinmişti. ''Nagi'ye düşmemek imkansız haklısın. Liseden bu yana onunla evlenme, aile kurma hayalleriyle yaşıyordum. Ama sen aramıza girdin Reo.''

''O benimdi. Onun ilk aşkı, ilk yattığı kişi, sevdiği, sevmediği her şeyi bilen tek kişi bendim. Ama sen onu benden çaldın.'' İsagi, tekrar sandalyeden kalkıp tekmesini geçireceği sırada Reo, dizlerini karnına çekmişti.

''Orası hariç her yere vurabilirsin ama orası olmaz yalvarırım.'' Reo, önünde onu öldürebilecek kadar öfkeli duran adam yalvarıyordu. İsagi'nin kaşları kalktı ve ona doğru eğildi. ''Neden karnını koruyorsun?'' Diye sordu şüpheli bir şekilde. 

''Yoksa sen?'' İsagi, şok içinde doğruldu. ''Siktir.'' Diye mırıldanıp odanın içinde birkaç defa dolandı. ''Siktir sen hamilesin.'' Şokla Reo'ya bakıyordu. ''Nagi, benimle ne zaman yatsa hep korunurdu. Ah sikeyim seninle çocuk sahibi olmak istemiş.'' 

Reo'nun yanına gelip çenesini tutup sıktı. ''Mühürledi mi seni?'' Diye sordu. Reo, kafasını sallayıp elinden kurtulmaya çalıştı. ''Nagi'ye bak sen... seninle mühürlenecek kadar gözü kararmış.'' 

''Minicik bebeğin hiçbir günahı yoktu ama ne yapalım... yanlış kişiyi seçtin.'' 

Nagi, salonun ortasında volta atarken elindeki telefonu bininci kez kulağına götürmüş ama cevap alamamıştı. ''SİKEYİM!'' Telefon tekrar telesekretere bağlanırken sinirle duvara fırlattı. 

Reo'nun evden çıkıp gitmesinin üzerinden üç gün geçmiş, hiçbir haber alamamıştı. Ailesinin evine kadar gitmişti ama kimse nerede olduğunu bilmiyordu. Yüzünü ellerinin arasına alıp masayı tekmeledi. 

Telefonunun bildirim sesi salonda yankılanırken telefonuna koştu. Gizli numaradan bir video? 

Titreyen elleriyle videoyu açtı. Reo'nun tiz çığlığı salonda yankılanırken Nagi'nin gözleri kocaman olmuştu. İsagi, önünde kanlar içinde yatan Reo'nun karnına yeniden bir tekme atarken kahkaha attı. 

''Görüyor musun Nagi? Beni aldatmanın bedelini çocuğunun ve annesinin ödemesi hoşuna gidiyor mu?!'' Tekmelerini ardı ardına karnına indirip arkasını döndü. 

Kameraya doğru ilerleyip önünde eğildi ve görüş açısına girdi. ''Yazık oldu... koskoca Mikage varisi ellerimde can veriyor ve sen onu asla kurtaramayacaksın. Sevdiğin adamın ölüsünü bile bulamayacaksın. İşte senin cezan... ömür boyu onların acısıyla yaşamak zorundasın.'' 

Kayıt sonlanırken Nagi, öfke, korku ve pişmanlıkla doluydu. Onu elde etmek için uğraşmasaydım bunları yaşamazdı... bu planı hiç uygulamamalıydım... eğer hayatına girmeseydim şuan mutlu, huzurlu bir hayatı olurdu... 

''Kahretsin!'' Avcunun içindeki telefonu parçalarken yumruklarını duvara geçirdi. ''Ne yaptım ben?!'' Elleri parçalanırken kafasını yere eğip gözyaşlarının zemini ıslatmasını izledi. ''Seni öldüreceğim İsagi. Reo'ya yaptığın her şeyin bin mislini sana yapacağım.'' 

''Seni öldürmem için yalvaracaksın bana.'' 

Nagi, arabadan inip bir başka depoyu daha boş bulurken bağırıp kapıyı tekmeledi. ''Hangi deliğe girdi de bulamıyoruz orospu çocuğunu?!'' Diye bağırdı abisine. 

''Bul artık yalvarırım bul.'' Abisi omzunu sıvazlayıp telefonuna uzandı. ''Sakin ol bulacağız.'' Telefonda karşı tarafa bir şeyler deyip telefonu cebine koydu. 

''Çocuklar diğer depolara da bakıyor. Bulacağız onları endişelenme.'' Nagi, ona öfkeyle bakıp yakasına yapıştı. 

''Ne demek endişelenme lan? Görmedin mi videoyu Jay?! Acımadan tekmeledi lan! Hamile olmasını umursamadan defalarca kez tekmeledi... hangi insan yapar bunu? Psikopat o herif! Kafayı benimle bozmuş!'' Elleri yakasından kayarken titrek bir nefes verdi. 

''Ben Reo'yu kaybedemem. Ben onsuz yaşayamam... bizim hayallerimiz var, çocuğumuzla birlikte yaşayacağımız koca bir ömür var önümüzde... yalvarırım bul onu!'' Koskoca Nagi Seishiro, abisinin önünde ağlayarak yalvarıyordu. Jay bu duruma içinden gülse de belli etmemişti. 

Nagi'ye sarılarak sakinleştirmeye çalıştı. ''Bulacağım. Reo'yu sana getireceğim söz veriyorum.''

***

Back back backstabberrrr Jay ağır orospu çocuğu çıktı 

Revenge || Nagireo OmegaverseWhere stories live. Discover now