20

970 61 92
                                    

''Kahvaltı hazır!'' Nagi'nin gür sesi evde yankılanırken Reo, ''Geldim bile.'' Diye karşılık verip dans ederek mutfağa girdi. Masaya göz atıp Nagi'ye yaklaştı ve dudaklarını öptü. ''Çok enerjiksin.'' Reo, sandalyeye oturup çatalını peynire batırırken göz kırptı. ''Dün çok güzel bir gece geçirdim de o yüzden.'' Yüzündeki imalı gülümseme Nagi'nin kahkaha atmasına sebep olmuştu. 

''Tatmin oldunuz demek Reo Bey.'' Reo, peynirini yerken başını salladı. ''Partnerim çok iyiydi.'' Nagi, elinde tuttuğu tavadaki omleti Reo'nun tabağına bırakıp kafasını üstünü öptü. ''Seninle her gün böyle olmak istiyorum.'' Dedi ve kendi omletini de tabağına koyup sandalyeye oturdu. ''İkimizin de batıp batmadığından haberimizin olmadığı şirketlerimiz var farkındasın değil mi? Artık dönmemiz gerekiyor.'' 

Nagi, dudaklarını büzüp çatalıyla omletinden bir parça alıp ağzına attı. ''Batsa bile hayatımın sonuna kadar yetecek param var. Sana ve çocuklarımıza rahat bir hayat sunabilirim.'' Reo'nun yediği omlet boğazında kalırken öksürmeye başladı. Nagi, korkuyla sandalyesinden kalkıp Reo'nun önüne gelip masadaki suyu eline aldı ve yavaşça içirdi. 

Reo, sakinleşirken Nagi, önünde diz çöküp endişeyle yüzüne baktı. ''Kalp krizi geçiriyordum Reo. Dikkatli olsana biraz.'' Reo, sudan bir yudum daha alıp elini Nagi'nin saçlarına geçirdi. ''Bir anda niye aile meselesi açıyorsun?'' Nagi, gözlerini kısıp cevapladı. ''Çünkü evlenip çocuk yapacağız.'' Ellerini yumuşak tutamların arasında gezdirip başını okşadı. ''Seninle evleneceğimden neden bu kadar eminsin?'' 

Kafasını Reo'nun karnına yasladı. ''Çünkü seni seviyorum, baskın Alfa'yım, çocuklarına harika baba olacağım, sana da harika koca olacağım.'' Reo, gülüp kafasına sarıldı. ''Daha tanışalı çok olmadı. Biraz hızlı gidiyorsun sanki.'' Nagi, omuz silkti. ''Hayatımın aşkını, Omega'mı bulmuşum niye ağırdan alayım ki?'' 

''Bu kadar çok mu istiyorsun aile kurmayı?'' Nagi, kafasını yukarı kaldırıp ona bakan mor gözlere baktı. ''Aslında çocukları sevmem ama sana benzeyen çocuklarımızın olma fikri çok hoşuma gidiyor. Seninle evli olup her günümü böyle geçireceksem şuan bile evlenebilirim.''

''Önce güvenimi kazanman gerekiyor Nagi. Evet, İsagi'yi hayatından çıkartıp bana ait olmayı seçtin ama dönüp önceden yaptığın şeylere bakınca güvenemiyorum. Kendini bana güvendirip, sevdirmelisin ki sana bir gelecek vaat edebileyim.'' Nagi'nin bakışları yere döndü. Planını yerine getirebilmek için bunu yapmak zorunda olduğunu biliyordu. Reo'nun ona güvenip, aşık olması her şeyin anahtarıydı. 

''Yapacağım. Hayatındaki en güvendiğin insan ben olacağım. Sonra da tam anlamıyla benim olacaksın.'' 

Bol sohbetli ve kahkahalı geçen kahvaltının ardından havanın güzel olmasını değerlendirip ormanda yürüyüş yapmak için dışarı çıktılar. ''Kaybolmayız dimi?'' Reo, ona şüpheli bir şekilde bakarken Nagi, Reo'nun elini elinin arasına alıp parmaklarını kenetledi. ''O kadar mal mıyım ben?'' Reo, göz devirip ağaçların arasında yürümeye başladı. 

Kuş cıvıltıları ve ağaçların arasından sızan güneş Reo'yu huzurlu hissettirmişti. Ağaçların arasında ilerledikçe netleşen su sesini duyduğunda oraya doğru yürümeye başladı. Önlerine bir şelale çıkarken Reo, hayranlıkla şelaleye baktı. ''Çok güzel...'' Diye mırıldandı. ''Gel.'' Deyip peşinden yürütmeye başladı Nagi. 

Şelalenin dibine geldiklerinde Nagi, elini Reo'nun elinden ayırıp arkasına geçti ve ellerini beline doladı. ''Yüzelim mi?'' Diye fısıldadı kulağına. ''Kıyafetlerimizle mi yüzeceğiz Nagi?'' Nagi, bu cevaba gülüp üstündeki tişörtü çıkarttı. ''Hayır çıplak.'' Tamamen soyunup eşyalarını yere koydu. Kendini suya bırakırken kahkaha attı. ''Sen cidden delirmişsin.'' Diyerek soyunmaya başladı. ''Senin için deliriyorum.'' 

Reo'da suya atlayıp Nagi'ye yaklaştı ve ellerini omuzlarına koyup güldü. ''İkimizde delirmişiz.'' Nagi, onu kolundan tutup suyun altına çekti ve suyun üstüne çıkmasına izin vermedi. Elini beline dolayıp vücutlarını yapıştırdı. Dudaklarını büyük bir iştahla dudaklarının arasına alıp öptü. Saniyeler sonra suyun üstüne çıktıklarında dudaklarını ayırıp nefeslerini düzene sokmaya çalıştılar. 

''Islakken ayrı güzel oluyorsun.'' Dudaklarını, morluklarla kaplı boynuna götürüp öptü. ''Morartacağın yer kalmadı bıraksana artık.'' Nagi, ona bakmadan aşağılara yöneldi. ''Yer kalmadı mı? Bebeğim bütün vücudun bana ait.'' Göğüs ucunu dudaklarının arasına alıp hafifçe ısırdı. ''Acıyor.'' Nagi, göğüs ucunu bırakıp etrafını emmeye başladı. 

Reo, karnına sürten şeyle gözlerini kocaman açtı. ''Nagi?'' Nagi, mırıltılar çıkartıp göğüslerinin etrafını emmeye devam etti. ''Karnıma değen şey penisin değildir umarım.'' Nagi, dudaklarını göğsünden ayırmadan bakışlarını yukarı çevirdi. ''Karşımda çıplak duruyorsun elimde değil.'' 

''İndir onu.'' Nagi'nin eli Reo'nun çıplak kalçasını kavradı. ''İndirsene.'' Reo, göz devirirken içine giren parmakları hissetti. ''Suda mı yapacağız cidden?'' Nagi, başını salladı. ''Deneyim olur.'' 

Hava kararmaya başlarken geldikleri yolu el ele geri dönüyorlardı. ''Bir daha dışarda sevişmeyelim lütfen.'' Diye söylendi Nagi. ''O inlemeleri başkaları duyarsa katil olabilirim.'' Reo'nun kahkahası ormanda yankılanırken önüne geçip arkaya doğru yürümeye başladı. ''Hoşuna gitti ama itiraf et. Üç defa boşaldın ve hava kararmaya başlamasa devam ederdin.'' Nagi, başını yana yatırıp güldü. 

''Bayılıyorum sana.'' Reo, dudağını ısırıp Nagi'nin yanında yürümeye başladı. ''Reo.'' Eliyle durmasını sağlayıp önüne geçti. ''Sana aşığım.'' Reo'nun gözleri parlarken elini elinden kurtarıp kollarını boynuna doladı. ''Nagi.'' Kafasını boynuna gömüp kokusunu içine çekti. ''Sanırım senden hoşlanıyorum.'' 

***

Yani hoşlanmasan bir tık ayıp olurdu sanki... ama yine de Nagi yüzünden fena harcanacak gibi... çocuğun tek düşündüğü plan aq. Plan girsin götüne kanka yani ne diyeyim ki.

Revenge || Nagireo OmegaverseWhere stories live. Discover now