ağla kaderine ağla

9.5K 421 70
                                    

"Hayatının en kıyısına, en köşesine sığamadım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Hayatının en kıyısına, en köşesine sığamadım."

&

soner'den

"Çakmağı uzatsana."

Başımı gelen sesle yerden kaldırdım, elimdeki teneke kutuyu yere bıraktım ve cebimdeki siyah çakmağı yanımdaki salağa uzattım. Elimden aldığı çakmakla yarıladığı paketten bir dal daha alarak yaktı sigarasını. Saat sabah dörde geliyordu, hava buz gibiydi. Tam anlamıyla buz gibiydi, soğuk çivi gibi değiyordu tenime. Üzerimdeki kalın şişme mont bile ısıtamıyordu beni, hatta önümüzdeki ateş bile.

Buraya geleli üç bilemedin üç buçuk saat oluyordu. Bulut'a açılan yeni bir mekana gitmek için mesaj attığımda her zamankinden farklı olarak sert bir şekilde reddetmişti. Ben de aptal olduğum için onu çok kez aramıştım. Moralinin bozuk olduğunu anladığım an yanına gelmek için yola çıkmıştım.

Şimdi buradaydık işte, inşaatı yarım kalmış binada ateş yakmış oturuyorduk.

Normalde dört kişi olurduk.

Ben, Bulut, Mami ve Alperen.

Biz dördümüz çok az zamanda ayrı yerlerde olurduk. Birbirimizin kuyruğu gibi biri nereye gitse diğerleri de arkasından gidiyordu.

Mami Antalya'ya taşınmıştı, Alperen ise şu an kızlarla sürtüyordu.

Biz ikimizse şu an boş ve soğuk bir yerde içerek bir şeyleri unutmaya çalışıyorduk.

Kendi düşen ağlamaz derler
Karaları bağlamaz derler
Dert çekenin halinden
Çekmeyen anlamaz derler

"Noldu?" dedim gülerek, sesim neşeden çok uzaktı. "Engelledi mi seni?"

En son ikimiz arasında süren sessizliği bozarak konuştuğumda gözlerini daldığı ateşten çekti, parmaklarının arasındaki büyük ihtimalle unuttuğu sigarasını dudaklarının arasına götürdü. Cevap vermediğinde alayla kıvrıldı dudağım.

Bulut, aşk insanı değildi. Açıkçası ne zaman toplansak hepimiz mutlaka bir kızı anlatırdık ancak o susardı. Biz de dalga geçerdik onunla, gay olduğunu itiraf etmesini söylerdik. O bile aşktan bahsetmemişti hiç. Konuşurduk bazen, aşkın ne olduğuyla ilgili. O susardı. Hiç konuşmazdı. Aşk diye bir şey yok, demezdi. Aşk yalan, demezdi.

Kardeşimin en yakın arkadaşına yazdığını öğreneli beş gün olmamıştı. Telefonunda story paylaşmak için geziyordum aslında, biraz da dm kutusundaki kızları kendi hesabıma yönlendirmek için. O sırada gelen bir mesajla ağzım açık kalmıştı. Tabi ben daha mesajları okuyamadan Bulut telefonu almıştı. Bir an boynundaki havlusu ve ıslak saçlarıyla kıza fotoğraf atacak sanmıştım ancak hayır, o kızla konuşurken oldukça ciddi konuşuyordu.

Israr ederek aldığım sonuçlar şuydu.

İstiyormuş.

"Engelledi." dedi sigarasını ateşe atarken.

"Naptın allah bilir..."

"Herkesle konuştuğum gibi konuştum." iç çekti. "Hata ettim işte amına koyayım."

"Sarhoş musun sen?" dedim gülerek. Başını iki yana salladı ama sarhoş olduğu belliydi.

"Arasam mı?" dedi telefonuna bakarken.

"Engellemiş ya seni, nasıl arayacaksın?"

"Numarası var ki," dedi ateşin içine odun atarken. "Yanlış anlamasın diye instagramdan yazdım."

"Arama." dedim telefonunu alırken. Kendi cebime atmıştım. Benim telefonum ise dizimin üzerindeydi ve şarkı çalıyordu.

Her gelen gideni aratırmış
Acılar sabrı yaratırmış
Hayatın kendin yazarsın
Yazdıkların yalanmış

"Anlat sen olayı baştan," dediğimde karasız kalmıştı ama biliyordum, birisine anlatmak için deliriyordu.

"Nasıl anlatayım..." diye mırıldanıp sandalyesinde yayılarak oturdu. "Sinir oluyordum ona, çok mutluydu. Sürekli gülüyordu, insanlarla şakalaşıyordu. Erkeklerle bile rahat bir şekilde konuşabiliyordu. Flört ediyordu işte abi, uzatmaya gerek var mı? Bak bana, bir tane bile flörtüm oldu mu, sevgilim oldu mu? Yok, olmadı. Ama onun her sene konuştuğu ayrı biri vardı. Sinir oluyordum işte, bu kadar kendini öne sermesi beni sinir ediyordu."

"Bulut," dedim sakince. "Sana ne ki bundan?"

"Bana ne mi?" dedi sinirle. "Bana ne değil işte, anlamıyorsun."

"İtiraf et, ilgini çekiyordu."

"Hayır," dedikten sonra kısa bir an sessiz kaldı. "Yani, güzel kız. İster istemez gözü kayıyor insanın."

"Hayır, benim kaymadı, Alperen'in gözü kaymadı, Mami'nin kaymadı. Ayrıca okulda ondan on kat daha güzel olanlar var."

"Ne demek istiyorsun?"

"Hiçbir şey." dedim omuz silkerek.

"Sikeceğim şimdi seni de!" sinirle önünde duran tenekeyi eline alıp kafasına dikti. "Anlamıyorsun, cidden anlamıyorsun. Ben onu ağlayarak gördüğümde şaşırdım tamam mı? İlk kez onu ağlarken gördüm, koskoca dört sene, az değil. Bir erkek için ağladığını düşündüm, belki de o kadar flörtünden sonra gerçekten aşık olmuştur da ağlıyordur diye düşündüm. Ona yazdım çünkü onun eski halinden bu haline dönmesi komikti."

"Komik miydi?" derin bir nefes aldım. "Sen ne dediğini bilmiyorsun. Ayrıca ne varmış kızın eski halinde?"

"Nasıl, ne varmış? Sürekli flört ediyordu birileriyle."

"Kıza kaşar demek istiyorsun sen baya," dedim gülerek ama sinirden gülüyordum.

Şevval ile hiç konuşmamıştık, başkalarının evine gitmeyi sevmiyordu ve bizim eve hiç gelmemişti. Okulda ise Tuana yanıma gelmiyordu ve iletişimimiz olmamıştı. Yine de Şevval'in öyle bir insan olmadığının farkındaydım. Şevval aşkı heves için kullanacak biri değildi, öyle diyordu Tuana'yla görüntülü konuşurken.

"Hayır!" diye bağırarak ayağa kalktığında irkilmiştim. "Hayır işte amına koyayım! Ona kaşar demeye çalışmıyorum. O orospu falan değil çünkü. Onu hiçbir zaman öyle görmedim ben, onu hiçbir zaman öyle tanımlamadım. Yeter artık! O da aynısını söyledi, ben ona kaşar falan demek istemedim."

Başına karalar bağla
Ağla kaderine ağla
Olma bensiz olma
Bensiz aşka doyma

"Yemin ederim onu öyle görmüyorum..."

"O zaman niye öyle dedin Bulut, ha abicim, bunları kıza da söyledin mi sen? Herkesle flört ediyorsun dedin mi? Demişsindir. Kıza kaşar desen daha iyi olurdu, daha az kırardın."

"Kırmak mı?" diye kaldırdı başını.

"Kırmak." diye onayladım onu. "Şevval de insan ya hani, kırılabiliyor."

"O da beni kırdı,"

"Bırak allah aşkına ya," biten teneke kutuyu ateşe attım. "Kız seninle konuşmak istemediğini gayet belli ediyordu."

"Bana dedi ki," devamını getirmedi. Sustu ve yutkundu. Onun bu sessizliğinden feyz alarak cebimdeki telefonunu çıkardım ve konuşmalara girdim.

Başına karalar bağla
Ağla kaderine ağla
Olma bensiz olma
Bensiz aşka doyma

"Bulut, başına karalar bağla." dedim telefonu tekrar cebime atarken.

&

Bu Kekre Dünyada|| yarı textingWhere stories live. Discover now