>> Bölüm 4<<

177K 9.7K 1.2K
                                    

Resimleri Barkın'ın telefonundan sildirmek için Altuğ Semra'yı kullanmıştı. Sanırım benim bilmediğim şey Barkın'ın Semra'ya olan düşkünlüğü kullanılmasıydı. Bunu Semra'nın da bilmediğine emindim. Barkın'ın Semra'dan böyle bir kazık yemesi onu sinirlendirmesi normaldi.Altuğ aptal gibi görünse de iyi bir gözlemci olduğunu söyleyebilirdim. Semra'nın yüzünde küçük sinirli bir gülümseme oluşurken eğer Semra Barkın'a hoşlanmayacağı bir şey söylerse hiç iyi olmayacağını düşündüm. Onu susturmak için yeltenmiştim ki o çoktan " Olmayan o küçük beyninle bir şeyler yapmaya çalışıyorsun ama o bile olmadığı için işte beceremiyorsun. " dedi.

Barkın'ın yüzünde alaycı bir gülümseme belirirken elini yavaşça Semra'nın omzuna yerleştirdi. Gözlerindeki kaynayan öfke Semra'ya zarar vereceğine dair küçük bir kanıt gibiydi.

" Semra o ağzını topla yoksa ben toplarım." ikisinin arasında o kadar gergin bir hava vardı ki buna dayanamayacaktım.

" Barkın artık şu konuyu kapatın." Ağzımı kısa bir süreliğine açmamla birlikte öfkeyi üzerime çekmiştim.

Bir anda Barkın'ın öfkeli bakışları gözlerime kaymış " Fazla düzenbaz bir gazeteci. Senin haberlerine de güvenilmez artık. " elini Semra'nın omzundan çekip benim omzuna uzanacakken birden Barkın'a birisi hızla çarpmış Barkın küçük bir sendelemeyle az kalsın yere düşecekti. Altuğ beceriksiz bir şekilde elini ensesine yerleştirirken yüzündeki aptal bir gülümsemeyle Barkın'ın karşısında durmadan hafifçe eğilip " Çok özür dilerim. Bir anda oldu. Çok özür dilerim. Bir şeyin var mı?" dedi.

Altuğ onun yanına bir adım yaklaşıp elini onun omzuna yerleştirdi.

" Çok özür dilerim bilader ya. Bir şeyin var mı?.. He İzel'i müzik hocası seni çağırıyordu. Çok önemliymiş. Seni aradım her yerde. "

Bana git der gibi bakış atarken hoca neden beni çağırıyor ki şimdi diye düşündüm. Altuğ bakışlarını Semra'ya çevirip "Semra Yonca senden intikam almak için kalemliğini karıştırıyordu. Eşyalarına zarar gelmeden..." daha bunu söyler söylemez Semra çılgına dönmüş bir şekilde hızla arkasını dönüp koşarak sınıfa giderken gözüm tekrar Altuğ'a kaydı.

Semra eşyalarının karıştırılmasından nefret ederdi.

" Oğlum dikkatli olsana biraz." Barkın Altuğ'u hafifçe ittirip kendinden uzaklaştırdığında Altuğ tekrar özür diledi. Ben onların yanından ayrılırken bir yandan ikisine bakmaya çalışıyordum. Altuğ sanki çok yanlış bir şey yapmış da onun ayaklarına kapanacak gibi davranıyordu. Bu davranış ilk tanıdığım Altuğ'a uysa da diğer gördüğüm Altuğ'a tamamen zıt düşüyordu. Altuğ'unun bir gözü bende bir yandan benim gidişimi izliyordu. Öğretmen odasının kapısına yaklaştığımda kapının önünde alt sınıflardan bir öğrenciyle konuşan müzik öğretmenimi gördüm. Müzik öğretmenim beni görmesine rağmen bir şey dememiş karşısındaki öğrenciyle konuşmasını bitirip öğretmenler odasına girmişti. Merakla kaşlarım havaya kalkarken öğretmenler odasının kapısının önünde durdum.

Altuğ'unun ne yapmaya çalıştığını şimdi anlamıştım. Bizi korumak için böyle bir yalan söyleyebileceği aklımın ucumdan geçmezdi. Karşıdan Faruk elindeki telefonla uğraşarak gelirken yüzünde yine o sıkıntıyla kaplanmış bir ifade vardı. Yanımdan geçerken benim orada durduğumu bile fark etmemiş ama ben onun ağzından dökülen kelimeleri gayet açık bir şekilde duyabilmiştim.

" O.. kadın! Benim adımda Faruk'sa sana bunu ödeteceğim." Onun sesi kulaklarımda çınlarken Faruk'un ilk kez küfür ettiğini duyuyordum. Normalde birileriyle dalga geçme potansiyeli vardı ama ağzını bu konuda bozmazdı. Burada durmanın bir anlamı yoktu. Sınıfa yöneldiğimde tek tük kişinin elinde gazeteyi görüyor bir yandan alt sınıf kızlardan dedikodular duyuyordum.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Where stories live. Discover now