>>Bölüm 35 ( EN GÜZEL HEDİYE)

130K 7K 1.7K
                                    

Semra yanıma gelip Altuğ'dan sonra bana sarıldı. Semra beni kucaklarken aniden nefes alamıyorum sandım.

" Canım benim! Nasıl da duygulanır ağlarmış. Saftirikim benim!"

Selma'yı tutup kendimden uzaklaştırdım. Kaşlarımı çatarak kızgın bir şekilde ona baktım. Neden böyle davranma gereği duymuşlardı ki? Diğerlerinin gerçekçi tavırları beni buna inandırmaya itmişti. En yakın arkadaşım bunun şaka olduğu konusunda bana bir işaret verebilirdi.

" İnsan arkadaşına böyle mi yapar?Saf gibi üzüldüm."

Semra ellerini beline koyup derin bir iç çekti. Yüzündeki o yaptığı munzurluktan keyif aldığını belirten gülümsemesi bu oyundan payını aldığını ifade ediyordu.

" Ben nerden bileyim senin Altuğ'u bu kadar..."

Semra tam sözüne devam edecekti ki annesini fark edince sustu. Ayfer teyze bir şeylerle ilgilendiği için Semra'yı duymasada beni yeterince tedirgin hale getirmeye yetmişti.

" Neyse neyse hediyeleri getireyim ben."

O yanımdan ayrılırken Tuğba gelip sıkıca sarıldı.Onun kucaklaması yeterince samimi ve içten gelmişti bana.

" Bu seninle ilk güzel bir şeyler yapışımız. Umarım devamında da böyle olur işallah. Arkadaşlığımız bozulmaz. Allah senin için en hayırlısını nasip etsin. Güzel bir yıl geçir. "

Tuğba güzel dileklerini söyledikten sonra hemen benden ayrıldı.Ona teşekkür gülümsemesi atarken gözlerim yan tarafımdaki Faruk'a kaydı.Faruk bir adım atıp kollarını açmış bana doğru geliyordu ki bir anda durdu. Onu durduran şeyi gördüğümde gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Altuğ şuan öyle bir bakış atıyordu ki yaklaşırsan ölürsün dermiş gibi.Onun bu korumacı bakışları beni güvende hissettirdi.Hafif rüzgarın yüzene çarpan tatlı hissi gibi onun bu hareketi içimi titretmiş ve mutlulukla dolmuştum. Gökalp uzaktan başını iki yana hafifçe sallarken Faruk'u uyarıyordu sanki.Faruk geri geri adım attı. Yüzünde beceriksiz bir ifadeyle elini yavaşça havada kendini ifade etmek için salladı.

" Sadece doğum günü kutlayacaktım. Bir adım daha atsam parçapinçik olacaktım herhalde. Bakışlara bak abi. Allah'ım sen Altuğ'un bakışlarından bizi koru yarabbim."

Faruk kendi kendine söylenirken kendimi tutamamış bir kahkaha atmıştım. Kendi kendime gülerken diğerleri delirmişim gibi bakıyordu ama beni sadece Faruk anlamış gibi sırıttı. Ayfer teyze sessizce bizi uzaktan izlerken bizim neyden bahsettiğimizi anlamaya çalışıyordu. Gülümsememi bastırıp hiç bir şey yokmuş gibi davranmak zorunda kaldım.

" Ben sonra şeyedirim İzel."

Eliyle sarılma işaretini gösterirken Altuğ'un uyarı dolu öksürmesini duyduk.

" Sonra da olmazmış. Peki öyle olsun. Olmayanlar havaya sarılsın. Gel Barış sana sarılayım. Niye havaya sarılacakmışım canım. Kapı gibi arkadaşım var benim. Kapı mı? Hımm... ben en iyisi susayım."

Faruk ne yapacağını şaşırmış Gökalp'i bile güldürmüştü.Gökalp'in yüzünde doğal bir gülümseme oluşurken yakışıklılığı daha ön plana çıkmıştı. Tuğba'nın onu hayranlıkla izlediği gördüm.

" İyi ki aralarından seni seçmişim." dedi Tuğba.

Tuğba yine Gökalp'in yanına gidip Faruk'a biraz laf çarptırmış gibi oldu.

" Seçmek mi? Onlarla beni bir mi tutuyorsun? Entresan. "

Gökalp Tuğba'nın omuzlarına elini yerleştirirken Altuğ ile böyle rahat olmayı diledim nedense. Birazcık olsun ama o kalbim el vermiyordu. Ona yaklaştığımda hissettiğim o garip duygu beni korkutuyordu. Ona gitgide bağlanırken bazen ne yapıyorum ben diyordum. Bir kişiye çok fazla güvenmek istemiyordum. Çevremdeki bir çok örnek beni buna ittiyordu. Güzel örneklerde vardı tabiki mesela Gökalp ve Tuğba ama ben hiç bir zaman içimdeki endişelerden kurtulamayacaktım.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Where stories live. Discover now