>>Bölüm 12 ( GEÇMİŞ) <<

117K 8.1K 1.9K
                                    

Lise 2 Yılları- Kesit- (Altuğ)

Başımı sessizce sıraya koyduğumda gözlerimi yine ona doğru çevirdim. Kulaklığını takmış saçlarını arkadan toplamaya çalışsa bile kahküllerininin yanından dökülen ince tel saçları onu daha tatlı gösteriyordu. Başını hafifçe sallarken müziğin ritmine kendini kaptırmış dudaklarının kenarında hafif bir gülümsemeyle sevilesi bir hali vardı. Alt dudağının üstüne dişleri yavaşça çıkarmıştı yine. İşte yine bir şeyler düşünüyordu dudaklarını kemirirken. Eline kalemini alırken o yeşil gözlerini bana çevirdiğinde gözlerimi ondan ayırmak istemedim. Bana bakmaya devam etmesini istedim ama o bakışları saniyelik etrafında gezinen her zamanki bakışlarıydı işte. Başıma sert bir şey geldiğinde elimi saçlarımda gezdirip kafamı yavaşça kaldırdım. Gökalp masanın üstündeki büzmüş olarak attığı kağıdı gösterdi. Kağıdı ellerimin arasına alırken yavaşça onu açmaya başladım.

" Bana bu kadar baksaydın sana aşık olmuştum Altuğ."

Sinirle dişlerimi sıkıp kağıdı buruşturup hızla Gökalp'e geri fırlattığımda Barış'la ikisi bana gülüyorlardı. Faruk'un arkadan sesini duyunca hızla o tarafa döndüm.

" İzel pişt İzel!"

İzel kulaklığın bir tanesi yavaşça çıkarmış başını Faruk'a çevirirken Faruk'un onu rahatsız etmesinden hoşlanmamış gibiydi.

" Efendim?" Yine de hoşlanmadığı belli etmeden cevap vermişti.

" Altuğ'u bana bir kelimeyle anlatır mısın? Aramızda tartışıyorduk da."

İzel gözlerini bana çevirdiğinde yüzümü uzun bir süre incelerken merakla onun dudaklarından dökülecek kelimeyi bekliyordum. Kahretsin gerçekten çok tatlı duruyordu. Yanağında asılı kalmış bir tutam saçını içimdeki bir dürtüyle kulaklarının arasına sıkıştırmak istemiştim.

" Aptal?"

Faruk'a başını çevirdiğinde bizim üçlü birden kahkahalarla bana gülmeye başlamıştı. Sert bir şekilde ayağımı sıraya vurduğumda önüme döndüm. Elime kalemi aldığımda hızlıca döndürmeye başladım. Bu gruba neden girdiğimi bilmiyordum. Faruk ve Gökalp hala benimle uğraşıyorlardı. İyi çocuklardı ama Barış'ın hatırına beni bu gruba almışlardı. Birbirimize ne kadar sürede alışacağımızı merak ediyordum. İzel'in ise beni tek kelimeyle açıkladığında aklına gelen şey sadece 'Aptal' dı. En azından aptallıklarımı bile fark etmesi benim için büyük bir gelişmeydi. Başımı tekrar arkaya çevirdiğimde İzel kulaklığını takmış önüne bakıyordu. Yanağındaki bir tutam saçını kendi elleriyle düzeltip bana , sana ihtiyacım yok gibi bir mesaj veriyordu. Biliyordum bir gün mutlaka bana ihtiyacı olacaktı ve ona seve seve yardım edecektim. Belki bana ihtiyacı olduğu o gün iş işten geçecekti ama yine de yardım edecektim. Sıkıntıyla iç çektim.

" Siz üçlü. Gürültü yapacaksanız çıkın dışarı! Dersi bölmenize gerek yok!"

Matematik hocası bizimkilere kızarken İzel başını tekrar kaldırdığında göz göze gelince gözlerimi kaçırıp önüme döndüm. Dersin sonuna doğru sıkıştığımı hissettim. Zil çalar çalmaz tuvalete gitsem iyi olacaktı. Teneffüse girdiğimizde aniden ayağa kalktığımda birinin acı dolu çığlığını duydum. Ayağımın altında garip bir tümseklik sezdim.

" Aptal! Ayağını ayağımın üstünden çek hemen!" Bakışlarımı ayağıma çevirdiğimde telaşla ayağımı çekerken İzel birden tekrar bağırdı.

" Dikkatli ol biraz! Ay bu çocuktan gerçekten nefret ediyorum! "

^^^&^^

Hafta sonu için hocalarımız piknik ayarlamıştı. Artık bahar dönemindeydik ve hava çok güzeldi. Sabah erkenden piknik alanına gelmiş malzemelerimizi kurarken gözüm Semra ile İzel'e kaydı. Geçen günkü yaptığım aptallık yüzünden İzel şimdi bana daha da kızgındı. Bazı aptallıkları bilerek yapsam da bunu kesinlikle bilerek yapmamıştım ve bana herkesin içinde bağırması beni sinirlendirmişti. Bu sefer kendi yaptığım aptallığa sinirlenmiştim.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Where stories live. Discover now