>>Bölüm 23 ( CESARET) <<

142K 8.4K 3K
                                    


" Tabi ki geberteceğim."

Onun kollarından kurtulmaya çalışırken birden Altuğ'un inlemesini duyunca hızla ona döndüm. Elini karnının biraz aşağısına koymuş yüzünü acıyla buruşturmuştu.Korkuyla elimi onun elinin üzerine koyup ona endişeyle baktım. Dikiş yerine mi vurmuştum acaba? Gözlerini sıkıca yummuştu.

" Altuğ özür dilerim iyi misin?"

Diğer elimi onun yanağına yerleştirdiğimde endişeden içim içimi yiyecekti. Öyle gelip arkamdan sarılırsa böyle olurdu. Elim ayağım birbirine dolanmıştı.

" Acıyor. Niye ayağıma basıyorsun İzel.Biliyorum heyecanlandın. "

Yüzündeki elime Altuğ elini yerleştirip gözlerini yavaşça açtı. Ne ayağından bahsediyordu? Ona şaşkın şaşkın bakarken elleriminondan çekmek istemiştim ki kulağıma doğru eğilip " Revire gidelim. Çaktırma. Dikiş yerime vurdun İzel." dediğinde diğerlerine belli etmemek için böyle söylediğini anladım. Kolunu benim omzuma yerleştirirken tekrar ona doğru baktım. Bir saniyelik bir gülümseme görmüştüm sanki yüzünde. Ya da ben öyle hayal etmiştim.

Onunla yürürken hafif hafif topallıyordu. Yükünü fazla vermeden sınıfın ortasından giderken meraklı gözleri gördüm. Fısıldaşmalar büyürken ne diyeceğimi bilemiyordum.

" Oha bu İzel bir erkeğin kendisine sarılmasına izin mi veriyor. İnanılmaz. "

Yonca'nın şaşkın sesi Berfin'e de yansımıştı.

" Gerçekten Tuğba ile Semra'nın dediklerinin altında bir gerçek saklıymış. Neden Altuğ ve İzel'in diğerlerinden uzak durdukları şimdi belli oluyor. İzel'i böyle görmesem inanmazdım ama resmen bir erkekle sarmaş dolaş şuan.Çıktıklarını bizden iyi saklamışlar."

Altuğ'a kaşlarımı çatıp bakarken o beni umursamadan önüne bakıyordu.

" Bu acil bir durum. Kulak asma onlara İzel. "

Altuğ ne kadar rahat konuşabiliyordu. Sevgilim dediğini unutmuştu galiba. Okula gelmeden başına saksı mı düşmüştü gerçekten merak ediyordum.

" Revire gittiğimizde o dikişlerini ben patlatacağım."

Dişlerimin arasından tıslarken önümden çekilenlere zorla gülümsemeye çalışıyordum. Sınıftan çıktığımızda Altuğ bana daha çok yüklendi.

" Ne kadar ağırsın!"

Onun beline kolumu dolarken dikkatli olmaya çalışıyordum.

" Okula gelmemeliydin!"

Altuğ'un yüzündeki gülümsemeyi bu sefer görmüştüm. Neden gülüyordu bu çocuk şimdi?

" İzel zaten canım yanıyor güldürme beni."

Dudaklarını bastırmaya çalışıyordu. Hiç de canı yanıyormuş gibi durmuyordu. Deminden beri ilgimi çeken kokusu burnuma geldikçe aklım dağıldı biraz. Başımı çevirip ona biraz sokulduğumda içime kokusunu çektim.Geri çekildiğimde Altuğ'un beni izlediğini gördüm.

" Beni ne zaman geberteceksin?" kaşları hafifçe kalkmış merakla bana bakıyordu.

Konuyu değiştirmişti. Bunu gerçekten bilmiyordum. Hazır bu haldeyken öldürsem çok iyi olurdu. Kendi yarasından ölmüş derdim.

" Niye böyle aptalca bir şey yaptın? Bu hiç hoş bir şey değil Altuğ. Sevgilim beni özlemiş de ne demek! Sanki benim nasıl biri olduğumu bilmiyorsun!"

Sesimi yavaş yavaş yükseltirken revire yaklaşmıştık. Altuğ revirin kapısında bir anda durup kendini geri çekip üstünü düzeltti ve ellerini pantolonun ceplerine soktu. Dimdik karşımda duruyordu.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Where stories live. Discover now