>> Bölüm 5 ( İŞLER)<<

187K 9.1K 738
                                    

^^^&^^^

Bazen insanları çözdüğümü sanıyordum ama yeni şeylerle karşılaştıkça insanoğlunun karmakarışık bir varlık olduğunun farkına varıyordum.Düşünen en büyük tehlike diye kısaca tanımlayabilirdim. Aklının sınırlarını zorlayan ve binlerce kişiyi şaşırtan bu küçük insan neden bu kadar bilmecelerle doluydu.

Haki rengi montunun altına kot mavi pantolonunu giymiş elinde siyah renkli bir şemsiye ile bana doğru yürüyen Semra'yı yol kenarında bekliyordum. Dün yaşananlardan sonra benden özür dilemek ve gönlümü almak için birlikte alışverişe çıkmak istemişti. Hafta sonu olduğu için birlikte fazla zaman geçirebilirdik ama hava umduğumuz kadar iyi değildi.

Şemsiyeyi tutan kolum ağrımış onu diğer elime geçirirken Semra dalgın dalgın etrafına bakınıyordu. Yürürken su birikintilerine dikkat etmeden sarı botlarıyla hepsinin içine giriyordu.Akşam onunla telefonda iki üç cümleyle bu buluşmayı ayarlamıştık. Gerçekten bu olay ikimizi de germişti. Şimdi ona nasıl davranacağımı bilemiyordum. Altuğ'unun dünkü sözlerinden sonra Semra ile ne için dostluk yaptığımı uzun uzun düşünmüştüm.

Semra'nın başına bu olaylar gelseydi benim tepkim ne olurdu diye düşündüm. Vardığım sonuç içler acısıydı. Ben onu hatalı olduğunu bilerek cezasını çekmesini isterdim. En doğru olanı buydu. Altuğ doğru yaptığını düşünebilirdi ama bu şekilde yaparsa onlar hatasını öğrenemeyecekti. Gerçek dost aynı zaman da karşısındakine doğruları söyleyip onu doğru yola yönlendiren olmalıydı. Altuğ'uyla ikimiz çok farklı pencerelerden bakıyorduk. Beş parmağın beşi bir değilse insanlar ve onların düşünceleri de aynı olamazdı.

Tabi ki bu dörtlünün aralarındaki ilişkiyi tam olarak bilemiyordum. Sonuçta bu dörtlüyle hiçbir zaman çok içli dışlı olmamıştım. Aralarındaki bağın bu kadar güçlü olduğunu tahmin etmemiştim. Belki Altuğ bu kadar ciddiye alıyordu.Semra yanıma geldiğinde selam verip bana doğru uzandı ve yanaklarımdan öptü.

" Nasılsın?" çekimser ses tonu benim vereceğim tepkiyi ölçer gibiydi.

"İyiyim. Hadi gel şu mağazadan başlayalım." sağ taraftaki ilk mağazayı gösterdiğimde Semra onaylarcasına başını salladı.

"İzel dün olanlar için çok özür dilerim. O anda çok sinirliydim ve her şey bir anda oldu. Bana kızabilirsin ama bana darılma. Dün akşam şöyle düşününce neler olduğunun farkına varabildim. Altuğ'unun da suçu yoktu aslında." bu açıklamayı ondan bekliyordum ama sadece attığım adımlara bakarak yürümeye devam ettim..

Yağmur'un hızı biraz azalmış şimdi daha seyrek yağıyordu. Mağazadan içeri girdiğimizde yoğun bir yasemin kokusu burnuma geldi.

"Bir şey söylemeyecek misin? Bana yapmam gerekenleri söyleyip azarlamayacak mısın?" Semra'nın kontrollü sessini duyduğumda bu sefer başımı ona çevirdim.

"Hatanı anladıysan sorun yok Semra. Artık bu konuyu düşünmek istemiyorum. Bugün eğlenmeye geldik. Sadece tek söyleyeceğim şey biraz daha dikkatli olman." dedim hafifçe ona tebessüm ederek.

Semra'nın yüzünde pişmanlık dolu bir gülümse oluşmuştu ve başını hafifçe sallayıp benim düşüncemi onayladı.

Biraz neşesi yerine gelmiş gibi " Hadi şuradaki üstlere bakalım." dedi. Onun peşinden giderken sanırım Semra'yı ben de çok seviyorum diye düşündüm. Orta okuldan itibaren hep birlikteydik. Şimdi lise sondaydık. İleriye baktığımda ne olurdu bilemezdim ama onunla arkadaşlığımı devam ettirmek istiyordum. Mağazanın hepsini gezdiğimizde Semra kendine göre bir şey bulamadığı için buradan çıkmıştık. Benim giysiye ihtiyacım yoktu ama onun için gezmekte de bir sıkıntı duymuyordum.Aslında kapalı bir alışveriş merkezine gitmeyi tercih edebilirdik ama Semra burayı daha çok seviyordu. Yol üzerindeki diğer mağazaya girecekken gözüme bir anda bir şey takılmıştı.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Where stories live. Discover now