>>Bölüm 55 ( YARDIM)<<

100K 6.6K 877
                                    

O anda kapı tıklatılmış içeriye biri girerken herkes o tarafa doğru dönmüştü. Semra şaşkın şaşkın bize bakarken birden " Oo bütün ekip toplanmış? Bir şey mi var niye ben eksiğim." bir kaç adımla odanın ortasına doğru gelmişti.

" İşte geldin ya."

Faruk onunla uğraşıracasına Semra'ya laf çarptırırken Semra Faruk'un yüzüne bile bakmadı.

" İzel seninle acilen konuşmamız gerekiyor. Buraya bunun için geldim."

Semra bir anda ciddi ifadesini takınmış endişeli sesi beni meraklandırmıştı.

" Konu Yasmin. Aynı gün içinde iki kere intihar teşebbüsünde bulundu ve bir abisi bir seni sayıklayıp duruyor. Allah aşkına neler oluyor..."

Semra'nın söyledikleri beni öyle endişelendirmişti ki aynı şekilde Tuğberk'inde bu durumdan hoşnut olmadığını sezmiştim.

" İzel sanırım onun yanına gitmelisin..."

Tuğberk emin değildi. Kafası karışık görünüyordu. Başını eliyle ovarken sıkıntıyla derin bir nefes verdi.

" Hepsi benim yüzümden. Ona çok ağır konuştum. Bu kadar hassas olduğunu tahmin etmeliydim..."

Semra neler olduğunu anlamamış gibi bir bana bir Tuğberk'e bakıyordu.

" Şimdi nerede?"

Benden önce Tuğberk'in konuya dahil olması beni şaşırtmıştı.

" Evinde. Yatıyor da..." Semra daha lafını bitirmeden Tuğberk bana döndü.

" Gidelim mi İzel? "

Tuğberk ilk kez Faruk'tan izin alma gereği duymamıştı. Abisi olarak ister istemez endişeleniyordu. O kalbi yine aklından önde gelmiş gibi görünüyordu.

" Ne duruyoruz gidelim!"

Faruk bir anda Tuğberk'le Semra'ya acele etmesi için emir verirken diğerleri de bizimle geleceğini söylemişti. Gerçekten küçük Yasmin'in seveni çoktu. Bilmiyorum üçlü Altuğ olmadığı zamanlar bile Yasmin küçük kardeşleriymiş gibi ilgilenmeye çalışıyorlardı. Bunu kendi gözlerimle görmüştüm. Emanete güzel bakıyorlardı. Şirketten hep birlikte çıkarken Tuğberk biraz önden yürüyor Barış yanıma doğru yaklaşmıştı.

" İzel Yasmin'e söylemeli miyim? Bilmiyorum zaten onun küçüklükten beri sorunları vardı. Bir de abisi olmayınca iyice yıprandı. Ona çok değer veriyor. Gözleri önündeki abisini ona söylememek..."

Gerçekten bilmiyordum. Ellerimle saçlarımı karıştırırken Barış'a üzgün bir bakış attım. Bıkkın bir ifadeyle " Bilmiyorum tamam mı! Gerçekten artık ne yapacağımı kestiremiyorum. Ben de kafayı yemek üzereyim Barış! Çocuklara söyledim ve bir baktım hepiniz birden onun etrafında pervane olmuşsunuz. Bazı şeyleri o kadar çok belli ediyorsunuz ki bir de Yasmin'e söylersem onun yapacaklarını kestiremiyorum. Bunu birilerini incitmek için yapmıyorum. Mantıklı olanı düşünmeye çalışıyorum." Barış'a bir şeyleri ifade etmeye çalışırken birden Tuğberk başını arkaya çevirince sesimi kesmiştim.

Şüpheyle bir bana bir Barış'a bakarken Tuğberk biraz yavaşlayıp benim elimden tuttu ve öyle yürümeye devam etti. Barış bir bana bir Tuğberk'e bakarken derin bir iç geçirdi. Onun da aklı karışık gibiydi. Barış adımlarını hızlandırıp Gökalp'in yanına geçti. Tuğberk ne Barış'la ne fısıldaştığımızı sormamış sadece bana daha yakın durmuştu.

&

Bahçe kapısından içeri girerken gözlerim etrafta gezindi. Tuğberk elimi sıktığında birden gözüm ona doğru kaymıştı ve eski anılarım birer birer aklıma geldi. Onunla ilk buraya gelişim Gökalp'i yaptığı hatadan kurtarmak için olmuştu. O zaman bir gazeteci olarak merakla etrafta gözlerimi gezdirirken onun bana bağırdığını hatırlıyordum. " Resim çekmek yasak...!" gibisinden bir şeyler söylemişti. Onun bu evde bir sürü anısı olmalıydı ama şimdi hiçbirini hatırlamıyordu. Altuğ'un buraya Tuğberk olarak gelişi ikinci defa olmalıydı. Bir kere Osman dedenin cenazesinde ve şimdi.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin