>>Bölüm 49 ( LİSE)<<

114K 6.8K 967
                                    

Koşarak Altuğ'un arkasında giderken içimden Tuğberk Tuğberk diye tekrarlıyordum. Onu oturma odasında dosyaları toplarken gördüm. Dosyaları öyle bir hızla topluyordu ki kendi kendine bir yandan söyleniyordu.

" Tuğberk ben özür dilerim. Cidden beni dinle bir dakika."

Onun önüne geçip durdurmaya çalışırken hızla omzuma çarpıp yanımdan geçti. Koşarak onun arkasından gittim. Evden çıktığında hala onun peşinden gidiyordum.

" Tuğberk beni dinle özür dilerim. Dilim sürçtü birden. Bilerek demedim!"

Nasıl toparlayacaktım durumu merak ediyordum. Tuğberk ters ters bana bakıp arabasına kadar hızlı adımlarla yürümeye devam etti. O arabasına binmeden kapının önünü geçip onu durdurdum. Soluk soluğa kalmıştım.

" Tuğberk lütfen beni üzüyorsun! Yapma böyle."

Tuğberk beni arabasının kapısının önünden çekmeye çalışırken ısrarla kapının önüne kendimi atmaya çalışıyordum.

" İzel kafanı toparla önce. Gerçekten şu şeyden sıkıldım."

Tuğberk bir anda durmuş kaşları olabildiğince çatılmıştı. Yutkunup ona açıklama yapmadan birden sıkıca beline sarıldım. Başımı onun göğsüne yaslarken onun hızlanan kalp atışlarını duydum.

" Tuğberk özür dilerim. Ne olursun bana kızma! Bilerek yapmadım. Özür dilerim."

Tuğberk kollarımı ondan ayırmaya çalışsada ısrarla ona sarılıyor ona yakınlığımla kendimi affettirmeye çalışıyordum. Benimle yakınken benim kadar heyecanlanıyordu.Şuan kalp atışlarından bunu hissedebiliyordum. Sözlü bir açıklama yapamazdım ama bu taktiği kullanabilirdim. Başımı kaldırıp üzgün gözlerle ona baktım.

" Ne olursun beni affet! Kendimi afettirmek için her şeyi yaparım. Yeterki böyle kızma. "

Çocuk gibi dudaklarımı büzüştürüp gözlerine bir kedi masumluğunda bakarken Tuğberk'in çatılmış kaşları yavaşça düzeliyor bakışlarını beceriksizce başka yere çevirmeye çalışıyordu. Evet yumşuyordu. Bunu görebiliyordum.

" Özür dilerim." dedim tekrar. Bu kadar ısrarcı ve yapışkan bir kız hayatı boyunca görmemiştir sanırım diye düşündüm.

Tuğberk derin bir iç çektikten sonra başını havaya kaldırıp çektiği nefesi bir anda bırakmıştı. Ne yapacağım bu kızla tavırları vardı şuan üstünde.

" Şöyle çocuk gibi davranmayı kes." sesini birden bana karşı sert tuttu.

Böyle davranmam hoşuna gitmişti ama bana kızgın olduğu için bu kadar sert davranıyordu bunu hissedebiliyordum. Bir anda kendimden korkmuştum. Başımı onun göğsüne tekrar yaslarken onun bana kollarını dolamasını bekledim. Onun duygularını kullanmak beni çıkarcı birine dönüştürse de gerçekten herhangi bir açıklama yapamayacağım hissettim. Böyle davranmaya devam etmeliydim.

" Affettin mi?" çocukça çıkan ses tonumdan sonra onun beni kucakladığını fark ettim. Başımın üstüne dudaklarını bastırdığını hissettiğimde hemen başımı ona doğru çevirdim. Onun dudaklarına bakarken gülümsedim.

" Afettin değil mi?"yüzüme bir gülücük kondurduğumda hafifçe kaşlarımı kaldırdım.

Onun da tek kaşı hafifçe kalkmış düşünceli bir hali vardı ama başını onaylarcasına aşağı yukarı salladı.

" İstediğim bir şey var ama?"

Çok güzel. İki çıkarcı bir araya gelmiş birbirimizden yararlanmaya çalışıyorduk. Ondan ayrılacakken beni kendine çekip birden kulağıma eğildi.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Where stories live. Discover now