7. Bölüm KARANLIK GECE

589 47 10
                                    

Akşam üstü öyle bir yağmur başladı ki sanki gök delindi. Mardin'e geldim geleli böyle şimşek gök gürültüsü ve yağmur görmedim.

Korkmamak için kulaklığı kulağıma takıp erkenden yatağa girip müzik dinlemeye başladım. Her şarkı sanki gülüşünü bakışını tenini hatırlatıyordu.

Eğer aşıksan hem sevip hem seviliyorsan bütün şarkılar güzel geliyor insana diye düşündüm.

Ne kadar uyudum yada uyudum mu bilmiyorum. Önce gök gürültüsü gibi hissettiğim sonra kapı yumruklaması olduğunu anladığım bir ses ile uyandım. Sanki biri kapıyı yumruklarıyla kırmaya çalışıyordu.

"Kim o?"

"Benim Yusuf " dedi cılız bir ses.

Çok önemli bir şey olmasa Yusuf böyle kapı çalmazdı diye düşündüm.

Kapıyı açar açmaz sendeleyip üzerime yığılacak gibi oldu ama sonra kapıdan destek alıp tekrar doğruldu.

-Yusuf bu ne hal? Aklım çıktı o ne biçim kapı çalmak. Birine birşey mi oldu?

-Konuşmamız lazım.

-Gecenin bu saatinde mi konuşmamız lazım? Sabah konuşsak olmuyor mu? Gündüzler çuvala mı girdi? dedim gülerek.

-Şimdi konuşacağız diye bağırdı.

Bir yandan gök gürültüsü bir yandan Yusuf'un yükselen sesi ile ürperdim.

Odaya yayılan alkol kokusu bu mesafeden ciğerlerimi yakıyordu.

-Sarhoş musun sen?

-Sarhoşum ya dedi.

-Bu halde ve bu saatte benim kapıma gelemezsin Yusuf. Hadi şimdi git sabah konuşalım ayılınca gel dedim kapıyı göstererek.

-Yooo. Bu gece konuşacağız şimdi. Ben artık içimde tutamıyorum söyleyeceklerimi dedi.

- Yusuf lütfe.... demeye kalmadan

İki adımda burnumun dibine kadar geldi. Bu durumdan aşırı rahatsız olmuştum. Geri gitmek için hamle yaptım ki kolumdan tuttu.

"Şimdi dinleme vakti küçük hanım" dedi.

Bu neydi şimdi? dedim öfkeyle.

Kolumu kurtarıp geri adımlamaya çalıştım. Daha fazla sıkıp kendine çekti.

"Yusuf canımı acıtıyorsun. Bu tavrın korkutuyor beni. Allah aşkına şimdi git sabah sağlam kafaya söyle ne söyleyeceksen ne olur?"

"Şimdi" dedi bana doğru eğilerek.

Alkol kokan nefesi nefesime karışınca korkudan kuru yaprak gibi titrediğimi hissettim.

"Bak çok sarhoşsun. Yarın bunları hatırlayıp utanacaksın".

Bir anda ellerini çekip geriye doğru birkaç adım gitti.

Benden mi korkuyorsun? dedi kısık çaresiz bir sesle.

Ilımlı yaklaştığını görünce "hayır korkmuyorum. Hadi şimdi Bekir abiyi yada Dizdar'ı arayalım gelip seni alsınlar" deyip arkamı dönüp yatak odasına telefonu almaya gittim.

Telefonu elime alıp geri dönmemle burun buruna gelmemiz bir oldu.

"Bu gece söylemem gerekenleri söylemeden bu evden çıkmayacağım" dedi.

İyice sinirlenmeye başlamıştım.

"Yeter ne söyleyeceksen söyle" diye bağırıp ittim.

"Seni otogarda gördüğüm o gün var ya... O günden beri sana aşığım. Seni düşünmediğim gözlerinin aklıma gelmediği bir an bile yok."

BİR GARİP ÇALIKUŞUWhere stories live. Discover now