14. BÖLÜM DÜNYA EVİ 2️⃣

491 38 19
                                    

Sesi duyunca irkilip dona kaldım. Cevap verip vermemek arasında tereddüt ettim.

-Deniz biliyorum ordasın ve beni duyuyorsun. Nerdeysen söyle geleyim konuşacağız.

Havin'in sesiyle sıçradım. Refleks olarak bir anda telefonu kapattım.

Havin sohbet ederiz diye kahve getirmiş. Sohbet boyunca kendimde değildim. Kısa cevaplarla geçiştirmeye çalıştım. Kahvelerimiz bitince "çok sıcak ben odama gidip biraz uzanayım" deyip içeri girdim.

Sesin sahibi Mehmet defalarca kez aradı. Ne olmuştu da şimdi konuşma gereği duymuştu. Bir yanım çok geç derken diğer yanım merak ediyordu. Acaba evleneceğimi mi duydu diye düşündüm.

Telefon ısrarla çalmaya devam edince bir ara açıp konuşmak istedim. Ama sonra Yusuf'un sözü geldi aklıma "seni duyuyor ve görüyor olacağım" demişti.

Müthiş bir tedirginliğe kapıldım. Ellerim titreyerek numarayı engellemeye çalışırken mesaj geldi.
"Lütfen bir kez konuşalım. Nerde olduğunu söylemesende ben seni bulabilirim"

Mesajı okuyup sildim. Sonra hemen engelledim. Akşam yemeği boyunca dalgın hallerim Yusuf'un dikkatini çekmiş olacak ki ilk teketek kaldığımızda sordu.

-Güzelim. İyi misin?

-İyiyim. Neden sordun? Kötü mü görünüyorum?

-Hayır da. Hem solgun hemde çok suskunsun.

-Stresliyim ve biraz halsizim dedim.

-Stres yapma. Bu hem senin hem bebeğimiz için zararlı deyip karnıma elini uzattı.

Nedenini bilmiyorum ama ilk defa geri çekilmedim. Dokunmasına izin verdim.

Gece boyu bir türlü uyku tutmadı. Ya gerçekten dediği gibi Mehmet pat diye karşıma çıkarsa diye tedirgin oldum.

Tüm gece düşündüm. Mardin'deki adresimi biliyordu. Ya çıkar gelirse... Yusuf onu yaşatmazdı... Mehmet'i arayıp evlendiğimi artık yoluma çıkmaması gerektiğini söylemeye karar verdim. En doğru olan buydu.

Sabah erkenden Miray'ın odasına daldım. "Telefonunu kullanabilir miyim?" deyip telefonu alıp banyoya girdim. Engellediğim numarayı çevirip yüreğim ağzımda açmasını bekledim. Hala tereddütteydim arayıp aramamak konusunda.

Mehmet:

-Efendim.

Defalarca prova yapmıştım ne söyleyeceğimi. Ama bir anda yine kal geldi. Mehmet tekrar "alo" dedi. Sonra birden :

-Deniz... Sen misin? Birkaç saniye sessizlikten sonra sen olduğunu biliyorum dedi.

-Ne istiyorsun?

-Konuşmak istiyorum. Mardin'deyim.

-Mardin'de değilim ben...

-Mardin'de olduğunu biliyorum dedi.

-Nerden geldiysen oraya git. Senin yüzünü görmek istemiyorum diyebildim.

-Lojmanın önündeyim. Sadece on dakika konuşalım.

-Olmaz.

-Lojmanın önünde bekliyorum diye yineledi.

-Gelemem.

-Ben mi konağa geleyim?

-..........

Telefonu telaşla yüzüne kapattım. Numarayı silip engelledim. Ne yapacağımı bilmez bir halde terasa attım kendimi.

Miray'a telefonunu verirken "Halil'e gidiyorum. Kahvaltıya kadar gelmiş olurum. Beni idare et " dedim.

Odadan Yusuf'un benim için aldığı arabanın anahtarını cebime koyup avluya indim. Kahvaltı için mutfakta birşeyler hazırlayan Ayşe'ye seslendim.

BİR GARİP ÇALIKUŞUWhere stories live. Discover now