12. Bölüm BİÇARE

434 38 14
                                    

Denizin ağzından çıkan sözlerle Yusuf beyninden vurulmuşa döndü. Doktora bizi yanlız bırakabilir misiniz deyip çıkmasını bekledikten sonra:

- Ne demek doğurmak istemiyorum. Bu senin yanlız başına  verebileceğin bir karar değil küçük  hanım.

-Senin çocuğunu dünyaya getirmek istemiyorum. Sana ait hiçbirseyi istemiyorum dedi ağlayarak.

Yusuf Deniz'in ellerini tutmak istedi izin vermeyince yalvarır bir ses tonuyla:

-Ne olur acele karar verme. Sadece bana ait değil. İkimize ait olan bir parça  var içinde. Belkide bu çok mutlu olacağımıza , bana bir şans vermen gerektiğine dair bir işaret. Belki bu biz olmak için bir fırsat... Ne olur biraz düşün.

-Bu bir işaret evet. Bu o iğrenç geceye dair bir işaret,bir iz. Bana hayatımı mahvettiğimi asla unutturmayacak bu utancı istemiyorum dedi karnını gösterek. Senide istemiyorum. Biz olmayı da istemiyorum anladın mı? Bu bebekten kurtulacağım.

-Asla izin vermem. Bunu asla yapamazsın.

-Gör bak nasıl yapıyorum deyip kapıyı vurup çıktı Deniz.

Yusuf durdurmaya çalışsada daha sonra kendi haline bırakmaya karar verdi. Şuan söyleyeceği hiçbir şeyin Deniz'i teskin etmeyeceğini biliyordu.

Deniz taksiye binip giderken öylece izledi arkasından. Sonra telefonu çıkarıp birini aradı.

"Deniz'in kapısından asla ayrılmayacaksın. Evden çıkarsa haberim olacak" dedi.

Yüzünde aptal bir tebessüm oluştu. Elini kalbine götürüp az önce odada duyduğu kalp ritmini hatırladı. Ne kadarda hızlı atıyordu. Artık Deniz'i  ona bağlayan aşktan başka bir bağ daha vardı hemde çok güçlü bir bağ. Yüreğinde hergün daha fazla artarak çoğalan Deniz'e hissettiği aşk dahada devleşmisti sanki.

Biriyle paylaşmalıydı içindekileri. Telefonu tekrar cebinden çıkardı. "Alo" cevabı gelir gelmez

-Dizdar ben baba oluyorum sözleri döküldü dudaklarından.

-Aga sen ne diyorsun?

-Baba oluyorum işte.

-Oğlum şaka mı yapıyorsun? Gözün aydın aga bende amca oluyorum ozaman dedi sevinçle. Sonra sesindeki sevinç bir anda söndü.  Peki ya Deniz? Deniz ne diyor bu işe?

-İstemiyor dedi kalbi kırık bir sesle Yusuf. Ama kim günahsız bir bebeği istemez ki? Hele Deniz gibi çocukları çok seven bir kadın... Kabullenecektir...
Kabullenir değil mi Dizdar diye ekledi sonra.

Dizdar da Yusuf gibi emin değildi bundan. Sadece "inşallah aga" diyebildi.

Deniz taksiden inince birsüre eve nasıl gireceğini düşündü. Bu utanç sanki alnında yazıyordu ve herkes anlayacaktı. Kendini biraz toparladıktan sonra kapıyı açıp eve girdi.

Devrim'in henüz gelmediğini anlayınca biraz rahatladı. Annesi mutfaktan seslendi:

-Deniz neler aldınız? Ne yaptınız? Hadi gel anlat.

-Anne çok başım ağrıyor. Konuşacak durumda değilim. Biraz yatsam kalkınca konuşsak olur mu dedi mutfağın kapısından.

Zübeyde Hanım kızının halini görünce kollarını açtı ve sarıldı.

-Benim kızımın canını sıkacak birşey mi olmuş yoksa?

-Yok annem. Hava sıcak birde akşama kadar gezince başım tuttu deyip odasına çıktı.

Artık kendini tutabilecek durumda değildi. Yastığa kapanıp kimseler duymadan ağladı. Yaşadıklarını artık kendi bile anlamlandıramıyordu. Bu yükü kaldıramıyor isyan ediyordu.

BİR GARİP ÇALIKUŞUWhere stories live. Discover now