I'm a weirdo

519 82 59
                                    


Deri koltuklar, her yerden ışık alan aydınlık bir oda, bir bardak su ve peçete kutusu. Rin'in kendisini evinden daha güvende hissettiği yer özetlenecek olursa bu dört kelime ortaya çıkardı.

Psikoloğu Anri Teieri'nin odası.

"Merhaba Rin, lafın gelişi görüşemeyeli uzun zaman oldu diyeceğim ama bir haftanın uzun mu kısa mı bir süre olduğunu sen daha iyi bilirsin. Bahse varım beni gördüğüne de hiç sevinmemişsindir."

Hafif bir gülümseme, içinde bir miktar parıltı içeren gözler -Rin, Anri'nin gözlerindeki o duyguyu tam olarak tanımlayamıyordu ama acıma olmadığına emindi- rahat bir ses tonu. Dik duruş ama kafası Rin'le aynı hizada, ona hiçbir zaman tepeden bakmadı hala da bakmaz. Benimle eşitsin, demek istedi.

Rin duyguları anlamlandırmada kötüydü ama ailesi ve yakın çevresi sağ olsun beden dili ve mimik okumada fena sayılmazdı. Bu yüzden de buradaydı ya zaten. Sözlü olarak ifade edilmese dahi beden dilinde ifade edilen keskin kelimeler yüzünden.

Ona tepeden bakan, kısılan gözlerin Sen bir hiçtin ve hiç olarak kalacaksın, demesi yüzünden. Bu yüzden Anri'nin bu hareketi Hiori dışında başka birisinin Rin'in içinde herkesten izole ettiği noktaya dokunmayı başarmasıyla sonuçlandı. Güvende hissetmek.

"Bir hafta kısa bir süre gibi geldi. Ve bu yüzden sizi hiç özlemediğim doğrudur."

Sözlerinden zamanın bu defa hızlı geçtiği konusu doğruydu Anri de bunu anladığından odayı ufak bir kıkırdama sesi doldurdu. Bir yetişkin tarafından anlaşılmış olmak Rin'in gururunu okşamadı dersek yalan söylemiş oluruz.

Anri, çekmeceden Rin konuşurken sürekli not aldığı ve Rin'e içinde neler yazdığı konusunda merak uyandıran meşhur kahverengi bir ajandayı çıkartırken "Buna gerçekten sevindim Rin. Bu iyiye işaret." dedi. Rin ona eşit muamele yapan psikoloğunun boş teselliler vermeyeceğini biliyordu, bu yüzden de nefes alış verişleri rahattı.

"Şimdi bu çok hızlı geçen haftada neler oldu anlatmak ister misin?"

Anri'nin bu soruyu gerçekten kast ediyordu. Yani Rin'in anlatmak istemezse anlatmama gibi bir seçeneği gerçekten vardı ama çabasını göstermek istedi. Gerçekten bir şeyleri düzeltmek için çabaladığını, yeterli olmasa dahi elinden geleni yaptığını göstermek istedi.

Çünkü Anri bunu anlardı.

Sırtını geriye yasladı ve Anri'nin doğrudan göz bebeklerine baktı. İris kaslarının meraktan otomatikman göz bebeklerini büyüttüğünü camdan giren güneş ışığından çok net görebildi. Gerçekten merak ediyor ha? şeklinde kendi kendine sorduğu sorunun ardından ağzını araladı.

"Yine hedefime odaklıydım aslında. Her günümü programıma uyarak geçirdim. Bir hedefe ulaşmak için ara vermeden yürümek gerektiğini en iyi siz bilirsiniz."

Rin cümlesini tamamladığında Anri onu onaylarcasına kafa salladı ve defterine çalakalem birkaç şey yazdıktan sonra yarım bir gülüşle "Ses tonundan öncekilerden farklı ve hoşuna giden bir şeyler olduğunu tahmin ediyorum genç adam. Haksız mıyım?" dedi.

Rin, parmaklarıyla oynayıp gözlerini duvarlardaki tablolarda ve kitaplıkta dolaştırarak "Yine haklısınız gözünüzden hiçbir şey kaçmıyor." dedi. Anri, deftere hızlıca birkaç şey yazdıktan sonra gülümsemesi genişledi.

elem çiçekleri | rinsagi Where stories live. Discover now