I don't belong here

401 55 367
                                    


(uyarı: çok uzun bölüm.)

Selamlar! Nasılsınız bakalım. Beni sorarsanız bir sınavı daha atlattığım için fazlasıyla huzurluyum. Umarım sizin de keyfiniz yerindedir canlarım.

Önceki bölümden sonra biz düzyazı seviyoruz, aşırı uzun bölümler seviyoruz dediniz ben de dedim sizi mi kırıcam yollayayım gelsin. Karşınızda elem çiçeklerinin en uzun bölümü! İçinde en ufak text yok üstelik!

Hem İsagi'nin hem de Rin'in bakış açısından önceki iki bölüme nazaran daha soft bir bölüm oldu. Yorumlarınızı bekliyorum iyi okumalar!!

...

"Sana gelirken bir şey almana gerek yok demiştim ben değil mi?"

Rin ; Hiori'nin getirdiği ağzına kadar dolu olan poşetin içindekileri, çalışma masasının üstüne çıkarırken kendi kendisine söyleniyordu. Hiori ise yatağın köşesine oturmuş kaşları hafifçe çatılı duran ve yanaklarını şişirmiş arkadaşını izleyip kıs kıs gülüyordu. "Öyle desen de ben almam demedim."

Hiori ve onun Rin'le inatlaşmayı göze alacak kadar düşünceli halleri yok muydu...

Rin, Hiori'den gelen oyunbaz cevaba dudaklarını büzmeden edemedi. Tekerlekli sandalyeye oturmadan önce çikolatalı cips paketini kucağına aldı ve paketi açıp buz mavisi saçlı oğlana uzattı. Lakin Hiori, Rin'in ikramını nazik bir ifadeyle ve elini yukarıya kaldırarak reddetti. "Hayır, onların hepsi senin. Hepsini yiyeceksin ve ben de bunu göreceğim."

Siyah saçlı oğlan, arkadaşından aldığı red cevabına somurtarak bir tane çikolatalı cipsi ağzına attı. Cipsin hem tatlı hem de tuzlu tadının aromasını, dilindeki bütün hücrelere yaydıktan sonra yutkundu ve homurdanarak  "Hepsini tek başıma bitiremem tamam mı? Bir haftalık atıştırmalık var burada. Bundan almayacaksan da herhangi bir şey al işte." dedi.

Buz mavisi saçlı oğlan, kollarını birbirine bağladı ve bu defa yumuşak bir gülümseme takındı.

"Öncelik sensin. Akşam gerginlikten yemek yiyemediğini biliyorum. Evden yemek yapıp getirmeyi isterdim ama o işlerde çok iyi sayılmam. Elimden bu kadarı geldi."

Rin için epey zorlayıcı bir gündü. Uzun zaman sonra hıçkıra hıçkıra ağladıktan sonra -sesini bir şekilde bastırmayı başarmıştı- kendisini hala hassas hissediyordu. Gözleri hafiften şişmiş olmasa ve odada tek olsaydı en yakın arkadaşının onun için bu denli çaba göstermesine bile ağlayabilirdi.

"Orasını anladım. Sadece...Tek başıma yemek istemiyorum. Eşlik et işte bana." Masanın üstünde duran çilekli kitkat paketini Hiori'ye uzattı. Rin'in farkında olmadan tekrardan yanaklarını şişirmiş haline Hiori karşı koyamadı ve Rin'in uzattığı paketi alıp içinden bir tane çikolata çıkarttı. Çilekli çikolatadan bir ısırık aldıktan sonra Rin'in gözlerinin içine baktı.

Hafif kızarıklardı. Bu durum karşısında soğukkanlılığını korumak Hiori için zordu. Mizacı sakindi ama en yakın arkadaşının o mesajlarına nasıl sakinlikle tepki verirdi?Fakat yapması gerekiyordu. Yoksa Rin, içini döktüğü için Hiori'nin vereceği tepkide kendisini suçlardı.

Çikolatayı yavaş hareketlerle çiğnedikten sonra -sakinleşmek adına zaman kazanmaya çalışıyordu- çikolatanın kağıdını masanın üstündeki çöp kutusuna attı.

"Daha iyi misin peki?"

Siyah saçlı oğlan, sırtını daha da geriye yaslayıp kollarını birbirine doladı. Kendisini hala süper hissetmiyordu, bunun yanından dahi geçemiyordu ama günün başındaki gibi bir korkunçluk yoktu. Bunu Hiori'ye içindeki bütün negatif duyguları boşaltmasına borçluydu. Tabi sadece onun sayesinde değildi.

Ai ajuns la finalul capitolelor publicate.

⏰ Ultima actualizare: May 03 ⏰

Adaugă această povestire la Biblioteca ta pentru a primi notificări despre capitolele noi!

elem çiçekleri | rinsagi Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum