36. BÖLÜM

242 77 102
                                    

"Hayır! Aybars hayır! Ben bunu yapamam!"

"Sen bilirsin! O zaman sana iyi şanslar dilerim. Hem belki kafana göre birini de bulursun! Ruh ve sinir hastalıkları hastanesi! Tam sana göre bir yer değil mi?"

Aybars'a sinirle baktım.

"Ya ben evlenelim dedim. Hastane ne alaka?"

Aybars suratıma sen ciddi misin? Der gibi baktı. Ciddi olduğumu anlayınca konuştu.

"Sen ehliyeti nasıl aldın?"

"Alakasını anlamadım ama onu üstlerimiz halletti. Sadece eğitime tabi tutulduk.  Neden?"

"Ehliyet alırken sağlık raporu isteniyor. Evlenirken istendiği gibi!"

Ben bunu nasıl düşünemedim. Tabi sürekli dört ayaküstüne düştüğüm için dokuz canın dokuzu da buraya kadarmış. Aziz Çağlara o kadar laf söyledim. Adam resmen beni fanus içinde büyütmüş. Hem de ateş ortasına attığı halde.

"Tamam. Vazgeçtim. Kafama sıkarım daha iyi!"

"Sen ciddi misin?"

"Evet! Aybars neden anlamıyorsun? Yapamam. Ben hastaneye giremem!"

"Neden?"

"Uzun hikâye!"

Diye geçiştirdiğimde Aybars'ın düşen yüzü bakışlarımdan kaçmamıştı.

"Annem ve babam yüzünden!"

"Anne ve babanı trafik kazasında kaybettin. Tamam, doktor olabilirler ama..."

"Değiller! Ne annem ne de babam doktor değildi."

Dolan gözlerimi Aybars'tan kaçırıp anlatmaya devam ettim.

"Anneme ben küçükken kanser teşhisi konuldu. Çocukluğum on yaşına kadar hastane köşelerinde geçti. On yaşında annem gözlerimin önünde kan kusarak öldü."

Gözümden akan yaşı hırsla sildim. Sakinleşmek için bir süre bekledim. Biraz daha iyi olunca gözlerinin içine bakarak konuştum.

"Babam polis olduğu için göreve gitmişti. Ona ancak sabah ulaşabilmişlerdi. O ölüm kokan yerde tek başıma sabahlamıştım. Annemin cansız bedeni hafızamdan asla silinmeyecek bir lanetti!"

Yutkundum. Kuruyan dudağımı ıslatıp devam ettim.

"Sonra babamla birlikte İstanbul'a taşındık. Çıkan bir çatışma sonucu babam yaralandı ve hastaneye kaldırıldı. Sonuç yine ölüm!"

Bakışlarımı koyu kahvelerden çekip ölüm kokan binaya çevirdim. Uzun bir süre aramızda oluşan sessizliği ilk bozan Aybars oldu.

"Peki, hiç denemedin mi? Sonuçta psikoloji okumaya yeltendiğine göre o hastaneye girmen gerekecek!"

Güldüm. Gözümden akan son yaşı da silip ona baktım.

"Denedim. Hatta neredeyse başaracaktım."

"Peki, ne oldu?"

"Bir söz okumuştum. Kırk tane bıçak çıkarttım sırtımdan ama sadece bir tanesini çıkartırken elim titredi. Benimki de o hesap. Çocukluğumdan beri birçok kişi tarafından defalarca bıçaklandım. Ama ne zaman akıllandım biliyor musun?"

Aybars dikkatle beni dinliyordu. Bu hali beni gülümsetse de gözlerimden hala yaşlar akıyordu.

" O son bıçakta! Sevdiğim belki de istese canımı vereceğim adamın beni en savunmasız anımda terk etmesi."

Aybars gözlerini kaçırıp korkarak sordu.

"O adam! Toprak mıydı?"

Cevap vermedim. Oda üstelemedi. Aybars elimi tutunca ona baktım.

AYNA +18 #ilmelistanWhere stories live. Discover now