53. BÖLÜM

202 48 93
                                    

Karşımda son nefesini veren adama son kes bakıp depodan çıktım. Adımlarımı uzun koridorda ilerletmeye devam ederken üzerime sinen kan kokusuyla yüzümü buruşturdum. Evet, dönmüştüm ve aramızdaki köstebekleri tek tek avlıyordum.

Yukarı çıkmadan önce üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp temiz kıyafetleri giydim. Merdivenleri tırmanırken artık bu koca göbekle gerçekten çok zorlanıyordum. Ama buna değerdi!

Aybars'la olan kavgamızın üzerinden üç ay geçmişti. Ah tabi! Siz şimdi gölgelerimi merak ediyorsunuzdur. Merak etmeyin birazdan tanışırsınız kendileriyle! Nerede kalmıştım? Hah hatırladım geçen bu üç ay boyunca Aybars sıkıyönetim ilan etti ve beni eve kapattı.

Bende boş durur muyum? Evi avucumun içi gibi ezberleyip kendime bir yol buldum. Şaka yapmıyorum gerçekten bir yol buldum. Merdiveni çıkmayı bitirdiğimde rahat bir nefes aldım. Yüz tanıma, parmak ve şifrenin olduğu yüksek güvenlik sistemi olan kapıyı açtığımda beni kış bahçem karşıladı.

Gülümseyerek çeşit çeşit çiçeğin oldu kaçış yerime baktım. Lara'nın da yardımıyla kış bahçesinin altından gizli bir geçit yaptık. Birden fazla giriş ve çıkışı vardı. Benim kaydettiğim birkaç kişi haricinde kimsenin girmediği bir sığınak!

Yorgun olduğum için kendimi direk koltuğa bıraktım. Gözlerimi kapattığım sırada onun sesini duydum.

"Saat sabahın dördü! Bu saatte ne işin var burada?"

Aybars'ın sorusunu duymazdan gelip uyumaya devam ettim. Ayak seslerinden bana doğru geldiğini anlasam da gözlerimi açmadım. Bir anda havalanmamla çığlık atarak gözlerimi açtım. Refleks olarak kollarım çoktan boynunu sarmıştı. Uykulu kahvelere bir süre özlemle baksam da kendimi hemen toparladım.

"Bırak beni! Anlaşmamızı unuttun galiba! Beni bu eve kapattığından beri seninle olan tüm bağlarımı kopardım ben! Bana dokunmaya hakkın yok senin! İndir beni! Hemen!"

Ateş'in dudakları alayla yukarı kıvrılırken ben gözlerimi sinirle kıstım. Beni umursamadan kış bahçesinden çıkardı. Allah kahretsin ki çok yorgundum. Elimi kıpırdatacak halim yoktu. Aybars'ın kokusu ve sıcaklığı da tuzla biber olmuştu. Gözlerim kendiliğinden kapanırken fısıldadım.

"Senden nefret ediyorum!"

Aybars'ın erkeksi gülüşü kulaklarıma dolarken o da gecikmeden cevabı yapıştırdı.

"Duygularımız karşılıklı karıcığım!"

Ona daha fazla sokulup uykunun o tatlı kollarına kendimi bıraktım.

...

"Kalksana kızım artık ne uykuymuş ya!"

Duyduğum kulak tırmalayıcı sesle yüzümü yastığa daha çok gömdüm. Üzerimdeki örtü çekilirken sevgili gölgem işkencesine kaldığı yerden devam etti.

"Öğünlerini atlamaman konusunda seni uyardım ben Gecem. Hadi kalk aşağıda bir saattir seni bekliyoruz!"

Kafamın altındaki yastığı sinirle Esra'ya fırlattım. Her gün tekrar tekrar yaşadığımız bir rutine dönüşen bu döngüden bir şeyler kapmış olacak ki anında eğilip kıl payı kurtuldu. Bana sırıtarak baktığında sinirle saçlarımı karıştırdım. İşaret parmağını havada sallayıp konuştu.

"Çabuk ol! Kahvaltıdan sonra Sena ile birlikte tedaviye hemen sonra Çınar'la spora gideceksin!"

Gözlerimi devirip yataktan inmeye çalıştım. Yalnız sadece çalıştım çünkü göbeğim buna izin vermiyordu. Esra gülerek yanıma geldi ve kalkmam için elimi uzattı. Gözlerimi devirip elini tuttum. Banyoya giderken çoktan söylenmeye başlamıştım.

AYNA +18 #ilmelistanWhere stories live. Discover now