16. BÖLÜM

992 283 103
                                    

1 HAFTA SONRA...

Bacaklarımı esnetip Ecem'e sırıtarak baktım.

"Hazır mısın?"

O da esneme hareketlerini yaptıktan sonra başını onaylarcasına salladı.

"Hazırım."

Düdüğün çalmasıyla birlikte karşı takım topu bizim sahaya gönderdiğinde öne atılıp topu karşı tarafa geri gönderdim. Top yere düşmeden çevik bir hareketle kurtaran kıza sinirle baktım. Bu kız dördüncü sette topu bilerek Ecem'in yüzüne gelecek şekilde smaç vurmuştu. Burnunun kanaması dursa da dudağı patlamıştı ve acıdan sürekli yüzünü buruşturuyordu. Bu son setti. Kız topu kurtarınca bizim sahaya manşet attı ve yine sayı.

Bizim takımın kaptanı kızları topladığı sürede bakışlarım yine o kızın üzerindeydi. Ecem'e bakıp bakıp arkadaşlarıyla kıkırdıyordu. Sinirle gözlerimi açıp kapattım. Yüzüme yayılan şeytani gülüşe engel olamazken verilen kısa molada bitince herkes yerini almıştı.

Top karşı takımdaydı. Servis atıldığında topu bizimkiler karşıladı. Tekrar bizim sahaya gelen topu görünce bağırdım.

"Bende!"

Topu karı tarafa bilerek pas olarak gönderdiğimde kız karşıladı. Onun attığını tekrar karşıladığımda işi inada bindirmişti. İkimiz karşılıklı paslaşırken yavaş yavaş yorulmaya başladığında sırıttım. Topu tekrar bana pas gönderdiğinde havaya zıplayıp tüm gücümle smaç vurduğumda kızın acı çığlığı sahada yankılanırken aynı anda zafer çığlıkları havada uçuştu. Bizim takım neşeyle zıplarken karşı takıp kaybetmenin verdiği sinirle az önce haşat ettiğim kızın üzerine gitmeye başladılar. Sürekli öne atıldığı için takımı tarafında azarlanırken yere dökülen kana gülümseyerek baktım.

"Gecem! Ne gerek vardı şimdi buna?"

Ecem kıza acıyarak bakınca kaşlarımı çattım.

"Canımı yakanın canını yakarım! Bunu sormamış kabul ediyorum. Sen iyi misin?"

"İyi olduğumu söylemiştim."

"Buradan bakıldığında hiç iyi gözükmüyorsun ama!"

"Hadi Gecem. Terden yapış yapış olduk. Önce soyunma odasına sonrada pasta yemeye gidelim. Yeter bu kadar spor."

Gülerek ilerlerken bize doğru gelenlerle yüzümüm asıldı. Aramızda iki adımlık mesafe kalınca durdular.

"Kedicik! Güzel maçtı. Hele sondaki intikamın izlemeye değerdi."

Oğuz Ecem'e gülümseyip konuştu.

"İyi misin? Çok fazla kanadı. İstersen hastaneye gidebiliriz."

"Oğuz! Neden buradasınız?"

Oğuz Ecemden bakışlarını çekip bana sabitledi.

"Bir haftanın sonuna geldik. Kararınızı öğrenmek için buradayız. Evet, sizi dinliyoruz hanımlar! Var mısınız?"

Ellerimi göğüs hizamda bağlayıp konuştum.

"Dışarıda bekleyin! Üstümüzdekilerden kurtulunca konuşuruz."

Aybars sinirle konuştu.

"Vaktim yok! Yeterince zaman kaybettim zaten! Cevabınızı şimdi söyleyin!"

Aybars'ın gözlerinin içine bakarak konuştum.

"Keyfin bilir. Ama seni uyarmalıyım. Bu kafayla gidersen daha çok kaybedersin!"

"Sadece seninle harcadığım zamanlar kayıp benim gözümde! Haricinde asla kaybetmem benim muhatap olduğum insanlar! Senin kadar ucuz değil!"

"Birincisi! Sözlerinden anladığım kadarıyla hiç aynaya bakmıyorsun! Bence de bakma! Çok zaman kaybı olur!"

AYNA +18 #ilmelistanWhere stories live. Discover now