15.Bölüm

2.4K 56 7
                                    

İkigündür evden çıkmayıp saçma saçma duygusal diziler izlemiştim ve hayla devam ediyordum elimdeki dondurmadan bir kaşık daha alıp yeni bölüme geçtim adam kızı terk ediyordu gözlerim yine dolmaya başlamıştı hemen diziden çıktım insan bir arar barışalım der beni affet der tık yok adamda ben anca böyle ağlayayım tableti kenara atıp telefonu elime aldım WhatsApptan mesaj gelmişti bi umut açtığımda temizlikçi mesaj atmıştı Ankara'da yazlığımız vardı kadın her ay gidip temizlerdi aklıma gelen fikirle gülümsemiştim hemen Nazlı'yı aradım
"Yanına üçgün boyunca seni idare edecek kıyafet alıp bizim eve geliyorsun ve kimseye haber vermiyorsun sana konum atıyorum soru sorma"
Diyip yüzüne kapattım ardından Işıl'ı aradım
"Yanına üçgün boyunca seni idare edecek kıyafet alıp bizim eve geliyorsun ve kimseye haber vermiyorsun adresi biliyorsun soru sorma"
Onunda yüzüne kapatıp Nazlıya konum attım sıra Şeyda'daydı hemen odadan çıkıp yanına gittim
"Hemen eşyalarını hazırlıyorsun Ankara'daki yazlığa gidiyoruz"
"Malesef"
"Niye"
"Gelmeyi çok isterdim ama işten izin aldım iki hafta ailemin yanına gideceğim"
"Ciddimisin ya"
"Evet"
"Ne zaman gideceksin peki"
"Öğlene doğru"
"Peki"
Mutsuzca arkamı döndüğümde kalması için ısrar edemezdim ailesini görmesi lazımdı arkamdan sarılmasıyla durdum
Önüme dönüp bende ona sarıldım
"Erken dönmeye çalışırım"
"Ailenle iyi vakit geçir benim için erken dönme herzamanki ben değer verdiğim insanların herzaman yanımda olmasını istiyorum"
"Hadi hadi sana kıyafet hazırlayalım ne kadar kalacaksınız"
"Üçgün"
İkimizde odama girdiğimizde çantayı çabucak halletmiştik bana kalsa üç saatte  hazırlayamazdım kapı çaldığında hemen kapıya koştum ikisininde ellerinde çantaları vardı
"Kimseye haber vermedik noluyor"
"Ankaraya gidiyoruzzz"
"Tamamda niye kimseye haber vermedik söylesek izin vermeyeceklermiydi"
"Biraz merak etsinler"
"Bekleyin biraz çantamı alıp geliyorum"
Hemen odaya koşup çantamı aldım kapının önünde sonkez Şeyda'ya sarılıp asanöre ilerledik binince Demir'le yaşadığımız sahneler gelince geri gözlerim dolmuştu Işıl
"Niye gözlerin doldu şimdi"
"Biz Demir'le bu asanörde-"
"Tamam anladım bak üzülme tatile gidiyoruz"
"Sen nerden biliyorsun"
"Nazlı söyledi"
Nazlıya dönüp
"Sana kim söyledi"
"Abim herkese bağırıp çağırıyordu çok sinirliydi sonra bende bir şekilde konuşturup öğrendim"
"Hemende ayrıldığımızı kabul etmiş"
Asanör durduğunda inip binadan çıktık arabının kilidini açıp sürücü koltuğuna geçtim herkes binince
"İkinizinde telefonlarını alayım"
Nazlı
"Hayatta olmaz"
"Olur olur"
İkisindende alıp üçümüzünde telefonlarını komple kapatmıştım Demiri biliyorduk tabiki telefonuna yer bulan bin tane uygulama indirmişti
"Ama bak balım ben telefonsuz yapamam"
"Bal gibide yaparsın"
Arabayı çalıştırmıştım
İki saat sonra
Hem arabayı sürüyordum hem ağlıyordum Allah belanı versin Demir yok yok vermesin bak affedeceğimden değil ama insan bi arar ya hemen ayrıldığımızı kabul etmiş
"İnanabiliyormusunuz ben bitti diyince sen niye hemen kabul ediyorsun tamam hemen affetmiycektim ama beni sevdiğine inanmıştım"
"Aşkım bak şimdi abim seni seviyordur ama şöyle düşünmüş olabilir bensiz daha mutlu"
"Bak çok mutluyum ya"
"Ama sen çocuğa bitti demişsin napsın"
"Ama haklıyım sevseydi arardı"
Tekrar hıçkırdığımda
"Balım ben çok acıktım hadi dön şurdan kahvaltı edelim"
"Acaba orda dondurma varmıdır"
"Vardır vardır sen durdur arabayı"
Arabayı sağa çevirdiğimde restorant görünmüştü arabayı durdurup direk indim dondurma bulmam lazımdı

NAZLI'DAN
Balım inince direk telefonuma uzanıp almıştım
"Balım çok kızacak"
"Ufacık bakıcam kimse fark etmez"
"Öyle olsun"
"Hadi hadi in"
 
BALIM'DAN
Ben ilerlerken Nazlı ve Işıl arkamdan geliyordu içeriye girip hemen bir masaya oturdum peçeteyi önüme çekip burnumu  silmiştim Nazlı'larda oturunca yanımıza kadın gelmişti
"Ne hazırlayalım bu güzel hanfendilere"
"Dondurma var mı dondurma "
"Boşver abla sen onu sen bize köy kahvaltısı getir"
Kadın başını sallayıp gidince suratım asılmıştı
"Niye izin vermedin ne güzel dondurma yiyecektim"
"Hiçbir şey yemeden dondurm yenir mi hiç"
"Ama istiyorum"
Takrar burnumu çektiğimde
"Tamam tamam kahvaltı yapalım ben alıcam sana"
Kafa salladığımda kahvaltılıklar gelmeye başlamıştı karınımız doyunca kalkmıştık
hesabı ödeyip arabaya doğru gidiyordum Nazlı markete uğrayıp gelecekti Işıl'da dolaşacağını söylemişti arabaya geçip başımı koltuğa yaslamıştım acaba aramışmıdır aman canım banane çokta umrumda adım sesleri geliyordu büyük ihtimalle Nazlı'ydı
"Nazlı bana dondurma aldın mı"
"Nazlı yok ama Demir var"
Hızla arkamı döndüğümde
"Hi Demir senin ne işin var burda"
Arabadan inmiştim karşı karşıyaydık
"Kız kardeşimle kaçan yanına Işıl'ıda alan bide üstüne telefonlarını kapatan bir kızı bulmam gerekiyorda"
"Kardeşini bulmuşsun işte benden ne istiyorsun"
"O eve gidiyor aynı şekilde Işılda ama sen madem çok kaçmak istiyorsun kaçıralım bakalım"
"Ne saçmalı-"
Bi anda beni sırtına atmıştı
"Ama bu kaç oldu bırak beni"
"Yok bırakmıyım ben ya sen kaçmak istiyordun bak kaçırıyorum seni"
"Demir bırak beni ben böyle kaçmak istememiştimki bırak ya"
Çırpınıyordum ama tık yok
"Ya sen sırtında çuval mı taşıyorsun insanım ben insan"
"Ya indir beni kız kaçırıyorlar"
"Biz ayrıldık"
Arabasının önüne geldiğimizde beni arabayla kendi arasına sıkıştıtmıştı
"Hadi indirdim napıcaksan yap"
Önümden itmeye çalıştığımda gram hareket etmemişti
"Çekilirsen önümden"
"Çekilmem"
"O zaman nasıl gidicem"
"Gitmiyceksin"
"Ama biz ayrıldık"
"Sen ayrıldın ben ayrılmadım"
Arkamdan elini belime atmıştı kendine hafifçe çekmişti bi anda kapıyı açıp beni içine sokmuştu
"Demirrr"
Elimi kapı koluna attığımda çoktan kitlemişti kendi kapısındaki kilidi anahtarla açıp içeri girmişti
"Ya bu senin yaptığın suç seni şikayat edicem"
Beni takmadan arabayı çalıştırmış gidiyorduk
"Ya bak demir biz iki medeni insanız oturup konuşabiliriz"
Bana emin misin dercesine bakıyordu
"En azından deneyebiliriz ne dersin"
Üç saatir yoldayız ve nereye gidiyorsak varamamıştık bu beni nereye götürüyordu ben aramasını istemiştim bu beni kaçırıyordu sonunda durduğumuzda etrafa baktığımda ormanın içinde dağ evinin önündeydik
"İn hadi"
"İnmiyorum"
Arabadan inip benim kapımı açmıştı inmediğimi görünce eğilip kemerimi açıyordu çok yakınımdaydı ve benim kafamı karıştırıyordu kemeri açınca
"İnmiyor musun şimdi"
"İnmiyorum"
Eğilip kucağına almıştı kollarımi birbirine dolamıştım
"Konuşmayacakmısın benimle"
Evet anlamında kafa salladığımda dua ediyormuş gibi kafasını yukarı kaldırmıştı eve doğru ilerliyorduk kapının önüne gelince
"Seni indiricem ama kaçmaya çalışmayacaksın"
"Tamam tamam hadi indir beni"
İndirdiğinde kaççakken belimden tutup kapıya yaslamıştı
"Bir kere sözümü dinlesen nolacak Allah aşkına"
Yüzünü yüzüme yaklaştırmıştı beni etkisi altına alıyordu üzerimdeki hakimiyetini seviyordu elini saçıma atıp uçlarını eline almış döndürüyordu
"Eve girsek olmaz mı makyaj güzeli"
"Hı hı"
Cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açmıştı arkamı dönüp içeri girmiştim bana yakın temas etmemesi lazımdı oda arkamdan kapıyı kapatmıştı ona dönüp
"Nereye getirdin beni"
"Aransıra kaldığım dağ evine"
"Peki niye beni getirdin sorabilirmiyim"
"Senden ayrı kalamadığım için"
"Ama benden ayrılmayı biliyorsun"
"Zorundaydım"
"Değildin bana anlatabilirdin"
"Babanla aranı bozamazdım"
"Kötü olan bir şeyi daha kötü hale getiremezsin"
"Unutalım"
"Ya birdaha aynı şeyi yaparsan özür bile dilemedin ya"
"Çünkü pişman değilim"
"Ya sen beni delirtecekmisin hayla pişman değilim diyor"
"Yalanmı söyleyeyim"
"Bırak beni gitmek istiyorum daha fazla katlanamıycam sana"
"Seni nerden aldıysam oraya bırakırım sonra hayatından komple çıkarım birdaha yüzümü bile görmezsin beni hatırlatacak hiçbir şey bırakmam ardımda bunu istiyorsan böyle yaparım ama istemiyorsan burda kalırız senin gönlünü alırım kalbini nasıl kırdıysam öyle onarırım seçim senin"
Arkamı dönüp ilerlemeye başladım merdivenlerden çıkarken
"Ben hangi odada kalıcam misafirperverlik hiç yok"
Arkamdan sessizce gelip bi anda kucağına aldığında çığlık atmıştım
"Beni böyle herzaman kucağınıza alamazsınız Demir bey biz sadece arkadaşız"
"Öyle mi balım hanım arkadaşlarınızlada öpüşüyormusunuz"
"Ne dediğinizi anlamıyorum sarhoştum resmen benden faydalanmışsınız dediğinize göre"
"Öyle mi olmuş"
"Hı hı"
Burnunu burnuma sürttüğünde gülümsemiştim

___________________________________________1105 kelime
___________________________________________

KOMUTANIM Where stories live. Discover now