24.Bölüm

1.7K 51 0
                                    

Demir babamın gösterdiği masada el ele bir kadınla oturuyordu Demir'e çok benzeyen biri olması ihtimali yüzde kaçtı babama döndüğümde
"Gerçekten bilmiyordum"
"Lütfen bu da bir oyunun olmasın baba lütfen"
"Bunu ben yapmadım yapsam gururla söylerdim"
Haklıydı Demir şuan masada güzel bir kadınla gülüşerek sohpet ediyordu bizi farketmemişlerdi babam yüzümün halini görüp
"Ben sana ne dedim sevgilinle arandaki şey umrada değil beni burda rezil edersen yapacaklarımın sınırı olmadığını iyi biliyorsun"
Belki yanlış anlaşılma vardır Demir bana göreve gittiğini söyleyip bir kadınla el ele oturmazdır yapmazdır yapmamış olsun babam çekiştirince zorlada olsa yüzümü toparlayıp yürümeye başlamıştım herkes bize döndüğünde oda dönmüştü bana şok ve endişeyle bakmasından bile herşeyin doğru olduğu anlaşılıyordu babam o masaya ilerlemeye başlamıştı şuan burdan kaçarak uzaklaşmak istiyordum ama yapamıyordum masanın başına gelince masadakiler kalkıp elimizi sıkmaya başlamıştı Demir'in yaşlarında bir erkek ve taş çatlasa benden bir yaş küçük bir kadın vardı ne ayağa kalkmıştı nede elimizi sıkmıştı  Demir'in elini tutan kadın babaları olduğunu tahmin ettiğim adam bize Demir'i tanıtmaya başlamıştı benim sevgilimi bana tanıtmaya
"Kızımın sevgilisi Fatih"
Babam tanımıyormuş gibi elini sıkıp kendini tanıtmıştı  sıra bana çekindiğini görünce zorlada olsa gülümseyip elimi uzatmıştım
"Balım ben"
Elimi sıkıp
"Fatih"
Demişti gözleri beni dinle diyordu başımı çevirip babamın yerleştiği sandalyenin yanına gitmiştim sandaleyi çekecekken Demir'in yaşlarındaki çocuk sandelyemi çekip adını söylemişti
"Deniz ben"
Sandelyeyi işaret edip
"Teşekkürler"
Oturduğumda oda yerine geçmişti gözlerim karşıyı bulunca Demir'in bana baktığını fark etmiştim yanındaki kadın elini Demir'in çenesine koyop kendisine çevirmişti bu ayağa kalkmama ve sandalyenin tiz bir ses çıkarmasına neden olmuştu herkes bize bakınca
"Pardon lavoboya gitmem gerekiyor"
"İstersen bende geleyim"
"Gerek yok"
Sevgilimin sevgilisi benimle lavaboya gitmek istiyordu hemen salondan çıkıp koridora girmiştim lavaboyu bulmam zor olmamıştı içeri girip elimi yüzümü yıkarken çok geçmeden Demir içeri girmişti
"Çıkarmısınız kadın lavabosu burası erkeklerinki karşıda"
"Balım yapma böyle herşeyi açıklayabilirim lütfen dinle beni"
Sinirle elimi musluğun yanındaki yere vurmuştum
"Ne dinliycem be seni karşımda bir kadınla el ele oturuyordun"
"Görev görev için"
"Benim bildiğim görev silahla kurşunla yapılıyor kadınlarla gönül eğlendirerek değil"
Birşey söyliycekken kadın topuklu sesleri gelmişti beni hemen kulumdan tutup kabine çekmişti konuşacakken beni duvara yaslayıp eliyle ağzımı kapatmıştı gözleri sessiz olmam için bağırıyordu kadınlar içerdekiler hakkında konuşuyorlardı birinin telefonu çalınca gitmek zorunda kalmışlardı çıkma seslerini duyduğum anda Demir'i kendimden uzaklaştırmıştım ağzını açacakken sözünü kestim
"Açıklamalarını duymak istemiyorum sen az önce o kadının elini tutan onun sevgilisi Fatih'sin bu böyle kalacak"
"Balım"
"Ne Balım ne Balım kes sessini bitti herşey bitti o kadının elini tutarken gördüm ben seni"
Son kelimelerim çığlık gibi çıkmıştı bana yaklaşacakken hemen onu itip kabinden çıkmıştım
"Bitti Demir herşey bitti"
Gözlerindeki pişmanlığı net bir şekilde görüyordum bana ihanet etmişti acaba o kadınıda beni öptüğü gibi öpmüşmüydü tuvaletten çıkacakken kendimi Demir'in poposuyla bakışırken bulmuştum bu manyak napıyordu bağırmamaya çalışarak
"Demir napıyorsun indir beni"
"Malesef beni terk etmene göz yumamam"
"Demir manyakmısın acaba indir beni vallahi bağırırım görürsün"
"Bağır bağırda herkes bizi görsün"
"Demir sana beni indir dedim"
Karanlık bir tarafa doğru ilerlemeye başlamıştı
"Manyakmısın be adam sen niye her kavgamızda beni sırtına atıp bir yere götürüyorsun"
"Bırakayımda benden kaç"
"Ya biz ayrıldık ayrıldık seni az önde terk ettim farkındamısın"
"Ne zaman ben hatırlamıyorum"
"Demir ben çıldırmadan indir beni"
"İstediğin kadar çıldır beni dinleyene kadar ordasın"
"Beynime kan gitmesinde öleyim ben indirme sen beni"
"Birşeycik olmaz"
"Ya Demir sen beni aldattın aldattın"
Bu sefer o sinirle konuşmaya başlamıştı
"Aldatmadım ben seni aldatmadım aldatmamda bir dinlesen"
"Dinlemiyorum seni ya indir beni"
Bir kapıyı açtığında dışardaydık arka kapıdan kaçırıyordu beni bu böyle olmazdı en sonunda ben onu sırtıma atıp kaçıracaktımda nasıl birşey olduğunu anlardı tabi ezilmezsem Demir ilerlemeye başladığında çığlık atmamak için zor duruyordum
"Damir indir beni"
Durunca etrafıma bakmıştım siyah uzun kamyonete benzer bir arabanın önündeydik beni indirdiğinde arabanın kapısı açılmıştı içinde askerler vardı ve hepsinde kulaklık gibi şeyler vardı Demir beni anlık şokla arabaya bindirip kapıyı kapatmıştı kulağından birşeyler çıkarırken askerler ona ters ters bakıyordu
"Komutanım naptınız siz ya yarım saat sonra sırtınıza atıp götüremiyormuydunuz"
"Beni dinlemezdi yarım saat beklesem"
"Komutanım Mehmet komutan çok kızacak"
"Konuşup bir şekilde hallederiz"
Herkes bana dönünce Demir beni omzunun altına almıştı hemen kendimi geri çektiğimde bana sinirli sinirli bakıyordu araba hareket edince hemen konuşmaya başlamıştım
"Napıyorsunuz durdurun şu arabayı inicem ben"
Öndeki asker Demir'e bakınca Demir
"Boşver onu benim eve sür sen"
"Ne boşver ne boşver sürme filan eve ayrıldık biz ayrıldık az önce seni terk ettim ben farkındamısın"
"Balım Allah rızası için beş dakika sus bak beş dakika"
"Ha bide çok konuşuyorum durdurun şu arabayı ya"
"Seni şimdi öperek sustururdumda ne kadar utanacağını biliyorum"
Gözlerim kocaman olmuştu bacağına bir tane geçirmiştim yalandan bacağını tutup inlemişti
"Bana şiddet uyguluyorsun"
Ona ters ters bakıp yandaki askerlere dönüp
"Bakın siz mantıklı insanlara benziyorsunuz biz az önce ayrıldık ve siz beni resmen kaçırıyorsunuz şu anda suç bu suç durdurun şu arabayı"
Demir gülerek
"Durdursanıza koçum bak yengen ne diyor"
Hepsi birden yutkunmuştu
"Yenge biz bu arabayı durdurursak bizim ağzımıza sıçar"
"Ne yengesi be"
"Yengenizin yanında küfürmü ediyorsunuz"
"Komutanım valla ağzımızdan kaçtı"
"Ben sizin yengeniz filan değilim"
"Yengeniz"
"Değilim"
"Yengelerisin"
"Değilim de-ği-lim sen beni aldatmadan önceydi o"
"Ya daha ne kadar söyliycem ben seni aldatmadım aldatmamda"
"Aldattın kadınla el eleydin el ele"
"Yavrum biraz sabret eve gidince sana herşeyi detaylıca açıklıycam"
"Eve filan gitmiyorum ben ya"
"Yoo gidiyoruz"
"Demir delirtme beni"
"Delir ama sonra"
Telefonum çalmaya başlamıştı baktığımda babamdı şimdi ne bok yapacaktık telefonu gözü ne gözüne soktuğumda
"Aç ve işin olduğunu söyle"
"Olmaz"
"Niye"
"Sana zarar verir beni tehdit ettiği için zaten oraya gittin"
"Seni hakedecek naptım ben"
"Aldattın"
"Hayla aldatmak diyor"
Telefon kapanmıştı ama çok geçmeden geri çalmaya başlamıştı telefonu elimden alıp bir askere uzattı
"Aç ve Balım'ın fenalaşıp hastaneye kaldırıldığını söyle"
Telefonu aldığında hoparlöre alıp  açtığında nefesimi tutmuştum
'Balım sen nerdesin hangi cehennemdeysen hemen buraya geliyorsun hemen'
'Ben doktor Ali Balım hanım şuan hastanemizde'
Sessizlik olduktan sonra
'Ayağa kalkacak durumu var mı'
'Malesef'
Telefondan dıt dıt sesi geldiğinde hıçkırmamak için elimi ağzıma koymuştum kızı hastaneye kaldırılıyor durumunu sormak yerine oraya gelecek durumum var mı diye soruyordu ben onun canından kanındandım Demir beni göğsüne çektiğinde sesimi çıkarmamıştım gözyaşlarım gömleğini ıslatıyordu elini saçlarıma atıp yavaşça okşamaya başlamıştı araba durunca kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım yaşlı gözlerle ona bakınca
"Yavrum vardık"
Elini yüzüme atıp yanağıma damlayan göz yaşını okşayarak silmişti kapıyı açıp çıktığında bende inecekken beni kucağına almıştı birşey denemiştim şuan ona ihtiyacım vardı ve ne olursa olsun Demir'in bana ihanet etmeyeceğini biliyordum

___________________________________________

1050 kelime
___________________________________________

KOMUTANIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin