29.Bölüm

1.6K 53 0
                                    

"Demir napıyorsun indir beni gitmem lazım"
Cevap vermiyordum
"Demir dedim uçak kalkacak"
"Kalksın"
"Demir"
Diyip çığlık attığında güvenlik görevlileri yanımıza gelmeye başlamıştı
"Bir sorun mu var"
Yüzüğü gösterip
"Sözlüm"
Balım bağırdığında adamın gözlerinde hayla şüphe görmüştüm elimi cebime atıp asker kimliğimi gösterdiğimde önümden çekilmişti
"Demir niye dinlemiyorsun sen beni"
"Yavrum mantıklı konuşsan dinlerim"
"Demir gebertirim seni indir beni ya bak akacak beynim şuracığa"
"Sen kaçmasaydın bunlar olmayacaktı"
"Napsaydım annenle küsmenimi izleseydim"
"Evet izleseydin"
"Demir bak herkes bize bakıyor rezil olduk indir beni"
Söyelediği şeyle etrafta göz gezdirdiğimde herkesin bize garip birşey yapıyormuş gibi baktığını fark ettim bu sinirimin artmasına neden olmuştu
"Siktiğimin mektubunu bırakıp gitmeden önce düşünseydin"
"Yapmak zorundaydım anlamıyormusun"
"Anlamıyorum hiçbirşey anlamıyorum"
Havaalnından çıktığımızda hayla konuşmaya devam ediyordu arabanın yanına gidene kadarda susmadı aradada vuruyordu arabanın yanına gidip eğilerek kapıyı açtığımda makyaj güzeli
"Yavaş hayvan sırtında ben varım"
Sırtımdan indirip önümde sabitledim ve kollarımı sıkıca ona doladım

BALIM'DAN
Bana kollarını sardığında  kollarımı kendiliğinden boynuna dolanmıştı burnunu boynuma yaslayıp  fısıldayarak
"Eğer yetişemeseydim sana birdaha dokuanmayacaktım"
Sessiz kalmıştım sadece ona daha sıkı sarılmıştım gözlerimden yaşlar süzülüyordu ağladığımı anlayınca benden ayrılmış yüzümü ellerinin arasına almıştı
"Bunu bize niye yaptın niye yaptın be güzelim"
"Ama annen annenle aran bozulacaktı küsecektiniz benim gibi ailen olmayacaktı ben ben bunu istemiyordum istemiyorum"
"Şşş öyle birşey olmayacak sandığın hiçbirşey olmayacak biz evlenicez annem bu evliliği kabul edecek kimse kimseyle küsmiycek"
"Gerçekten mi*
"Gerçekten"
Beni arabaya otutturup kendiside sürücü koltuğuna geçti arabayı çalıştırdığında kafamı cama yaslamıştım eve varana kadarda ikimizdende çıt çıkmamıştı arabadan inip kapıyı açtığında içeri geçmiştik biryere gitmeden direk yatak odasına çıktığımızda ışığı açıp mektubun yanındaki yüzüğü almıştı yanıma yaklaşıp parmağıma yüzüğü tekrardan takmıştı
"Birdaha bu yüzüğü ne olursa olsun çıkarmayacaksın bu yüzüğü senden başka hakeden kimse yok olmayacakta"
"Ama"
"Aması yok tamam mı"
"Tamam"
"Şimdi uyu yarın konuşucaz"
Odadan çıkmak için arkasını döndüğünde
"Nereye gideceksin"
"Salona"
"Benimle uyumayacakmısın"
"Hayır"
"Demir"
"Makyaj güzeli lütfen zorlama"
Birşey dememe fırsat vermeden odadan çıkmıştı sarsılmış bir ifadeyle yatağa oturdum onunla aynı evde farklı yataklarda uyumamı istiyordu ama ben bundan çok daha fazlasını hakediyordum yatakta cenin pozisyonunu alıp düşünmemeye çalıştım belki uyubilirdim

Aradan kaç dakika geçti bilmiyorum ama ne kadar çabalasamda uyuyamıyordum acaba o uyumuşmuydu uyumuştur herhalde beni böyle bırakıp rahat rahat uyumuştur o acaba yanına yatsam napardı sabah kızarmıydı bana kızmazdı ya birşey olmazdı ya ne olacaktı hem ben onunla yakında evlenecektim evlendiğimizdedemi böyle olacaktı olmazdı Iıı imkanı yoktu yataktan çıkıp merdivenlerden parmak ucumda inmeye başladım solona girdiğimde koltukta yattığını fark ettim uyu beyfendi uyu beni böyle bırak uyu sessizce yanına yaklaşmaya başladım Allah'tan koltuğu açmıştı yoksa beni bırak o bile sığmazdı önüne bıraktığı boşluğa onu uyandırmadan yerleşmeye çalıştığımda bir anda elini belime koyup sırtımı  göğsüne yasladı boynuma sert bir öpücük bırakıp
"Uyu"
Dedi tırssamda kendimi iyice ona yaslayıp gözlerimi kapattım ne olacaksa yarın olsundu
Uyandığımda kendimi Demir'in üstünde bulmuştum kendime gelmeye çalıştığımda beni izlediğini fark etmiştim
"Demir"
"Efendim"
"Bana kızmadın mı yanına geldim diye"
"Hayır"
Gözlerimi kaçırıp
"Ben kalkayım artık"
Birşey demesine izin vermeden üstünden kalkıp merdivenlere koştum hızlıca çıkarken arkamdan
"Yavaş düşeceksin"
Diye bağırdı ona cevap vermeden banyoya girdim elimi yüzümü yıkıyıp aynaya baktığımda günün zor geçeceğini anlamıştım
"Bugün senin için zor geçecek be Balım"
Dişlerimi fırçaladım banyo yaptım akla  gelecek herşeyi yapmıştım ama zaman bir türlü geçmiyordu ve benim aşşağı inmem lazımdı ne olacaksa olsundu artık banyonun kapısını açıp merdivenlerden inmeye başladım salona girince Demir'in  hazırlanmış olduğunu fark ettim
"Nereye gidiyorsun"
"Askeriyeye"
"Konuşmadan mı"
"Konuşulacak birşey yok"
"Demir"
"Makyaj güzeli sana sinirim hayla geçmedi ikimizde bir sindirelim ilk önce"
"Ama-"
Arkasını dönüp çıkacakken duraksamıştı
"Kahvaltı etmeyi unutma"
Diyip direk çıkmıştı
Yere oturup dizlerimi kendime çektim bunların hepsini haketmiştim ama kendimi bir şekilde affettirecektim

Saat 9 olmak üzereydi ve Demir hayla gelmemişti Demir en çok yaprak sarma sevdiği için yaprak sarma yapmıştım daha doğrusu çalışmıştım bunlar serçe parmak kalınlığında olması gerekiyordu demi ama benimkiler ikitane baş parmak gibi olmuştu ama benimkiler daha güzeldi incecik olursa tadı olmazdıki yaprak yerdik olmazdı canım alarm ötünce hızla ayağa kalktım pişmişti herhalde inşallah tarifte 35 dakika pişirin diyordu ocağın altını kapatıp tencereyi açtığımda yüzüme sıcak buhar gelmişti geri tencereyi kapatıp içeri geçtim ben o kadar uğraşıp yaptım bari kendi kendine soğusun elime telefonu alıp Demir'i aradım beşinci çalıştan sonra açıldığında hevesle konuşmaya başladım
"Demir ne zaman geleceksin biliyormusun bugün sen seviyorsun diye sana sarma yaptım birazcık kalın olsada çok güzel oldu olmuştur herhalde daha tadına bakamadım sen gelice beraber baka-)"
"Hanımefendi"
Demir'in sesi yerine başka bir ses duyduğumda irkilmiştim
"Siz kimsiniz ve Demir'in telefonu niye sizde"
"Ben askerim"
Duraksayıp
"Demir komutanımın işi var telefona bakamıyor"
"İşi mi var"
"Evet"
"Ne işi var peki komutanının"
"Şey işi var şey"
"Ney işi var"
"Aşşğıda askerlere parkur yaptırıyor"
"Öyle mi"
"Öyle"
Kırgınca gülümseyip
"Peki ama şuan yanındaki komutanını görürsen benimle konuşmak bile istemesede eve gelmesini söyle lütfen"
"Ne yanımdası yanımda değ-"
Telefonu yüzüne kapatmıştım benimle konuşmak bile istemiyordu ben gitmek zorundaydım ailesiyle arasını bozacaktı benim yüzümden hoş yine öyle olacak ama bu sefer demir benimle konuşmuyor yinede pes etmeden masayı kurmaya başladım belki gelirse yerdi bensiz son olarak sarma doldurduğum tabağıda masaya koyup salondan çıktım yemek yiyene kadar üst kattaki misafir odasında kalacaktım yatağa oturup dizlerimi kendime çektim telefonumu elime alıp uçak modundan çıkardığımda onlarca mesaj telefonuma gelmeye başladı bildirimleri umursamayıp direk Yiğit'in numarasını tuşladım çaldıktan bir kaç saniye geçmeden yiğit açmıştı
"Balım sen nerdesin sen kafayımı yedin"
"Yiğit"
Üzgün sesimi duyunca duraksamıştı
"Efendim"
"Seni çok özledim biliyormusun"
"Bende çok özledim"
"Bana sarılamana çok ihtiyacım var "
"Şuan Türkiye'demisin"
"Evet gidemedim Demir engel oldu"
"Çok sükür Allah'ım peki bana konumunu at hemen yanına geliyorum"
"Şimdi olmaz yarın buluşsak olur mu"
"Tamam onada tamam nerde"
"Biz birbirimize küstüğümüzde nereye gidiyorsak oraya"
"Tamam güzelim seni çok merak ettim ve aynı şekildede sana çok kızgınım"
"Biliyorum bana kızgın olduğunu bunların hepsini yarın konuşalım mı şuan pek iyi değilim"
"Noldu"
"Telefonda anlatılmaz"
"Tamam şuan kapatıyorum ama eğer o saatte o yerde olmazsan seni zorla alıp oraya getiririm"
"Tamam tamam orda olucam"
"İyi misin"
"İyi olmaya çalışıyorum"
Diyip telefonu kapatmıştık Yiğit'le konuşmak moralimi geri yerine getirmişti kapı sesini duyunca yerimden doğrulmuştum bir odanın açıp kapanma sesi geldi kapının önünden gelen adım sesleriyle direk yatağa uzanıp gözlerimi kapatmıştım kapı açılma sesi ve yanıma yaklaşan adımlar
"Makyaj güzeli"
Nefes bile almamaya çalışıyordum anlamasın diye
"Bana cevap vermeyecekmisin"
Çıt yok
"Uyumadığını ikimizde biliyoruz"
Yine sesimi çıkarmadığımda
"İlla zorluk çıkarıcam diyorsun ha"

___________________________________________

1050 kelime
(Arkadaşlar lütfen oy atmayı unutmayın)
___________________________________________

KOMUTANIM Where stories live. Discover now