18.Bölüm

2K 90 6
                                    

Uyarı: Arkadaşlar okunma sayısı fazla olsada oy sayısı az siz oy attıkça ben motive oluyorum lütfen oy atmayı unutmayın

Askeriyenin önündeki banka oturmuş sakinleşmeyi bekliyordum ordaki askerler su getirmişlerdi yaklaşık yarım saatir burda oturuyordum onu bir ay görememe düşüncesi beni üzüyordu ordan zorda olsa kalkmıştım Şeyda'yı arayıp beni almasını söylemiştim arabası durunca bende arabaya ilerleyip bindim
"Balım nolmuş sana gözlerin kıpkırmızı"
"Demir gitti"
"Nereye"
"Göreve"
Ona doğru döndüğümde anlam veremediğim bir şekilde gözlerinde acı çekiyormuş gibi bir şey vardı ona bakınca hemen gözlerini kaçırmıştı çokta umursamamıştım kafamı cama yaslayıp yolu izlemeye devam etmiştim telefonuma bildirim gelmesiyle hızla açmıştım Demir'dendi
"Makyaj güzeli telefonumu kapatmam lazım büyük ihtimalle bir daha açamıycam Allah'a emanetsin"
"Demir kendine dikkat et seni herzaman seni bekleyeceğimi unutma Allah'a emanet ol"
Mesaj görüldü olmuştu sonra da büyük ihtimalle komple kapatmıştı yine gözlerim dolmuştu
"Yine niye ağlıyorsun"
"Demir mesaj attı"
"Ne mesajı okusana"
"Sonra okurum"
"Oku işte Balım uzatma"
"Noluyo Şeyda okumak istemiyorum seni ne ilgilendiriyor Demir'in mesajı"
"Tabiki beni ilgilendirmiyorda canım ne yazdığını bileyimki sana ona göre destek olayım"
"Tamam şaşırdım sadece"
Bana beklentiye bakıyordu çok uzatmayım okumuştum sonra hiç konuşmamıştık çeşke arkadaşlık meselesini uzatmayıp ona daha çok sarıla bilseydim

Demir gideli iki hafta olmuştu ve ben onu çok özlemiştim onun varlığına çok alışmıştım bakışına sarılışına öpüşüne niye gidemiyordukki ben sorun çıkarmazdım bugün işten sonra askeriyeye uğrayıp bilgi almaya çalışacaktım nerdeyse hergün gidiyordum ama bilgi veremeyeceklerini söyliyorlardı ve ben hergeçen gün habersiz bir şekilde kahroluyordum bide üstüne Şeyda'yla aramızda soğukluk vardı ufak sebeplerden kavga ediyorduk ve benden durduk yere özür diliyordu hiçbir bok anlamamıştım onunlada konuşmam lazım mesai bittiğinde şirketten çıkarken tasarımcımız Murat beyi görmüştüm yanıma doğru geliyordu
"Mesain bittimi"
"Evet"
"Benimkide bitti istersen bi kahve içelim"
"Önemli bir yere gidicem"
"Bence benden önemli değil"
"Sizden önemli Murat bey"
"Peki sen nasıl istersen ama beyi kaldıralım bence ve ilk fırsatta kahve içmeye gidiyoruz"
"Söz veremem Murat bey duruma göre değişir"
"Peki isterseniz sizi bırakabilirim"
"Gerek yok Murat bey arabam var kendim gidebilirim"
"Peki"
"Görüşürüz"
"Mutlaka görüşelim"
Arkama bakmadan hızla arabama doğru ilerlemiştim bir kaç kere daha sormuştu nazik bir şekilde reddetmiştim ilk defa bu kadar ısrarcı olmuştu ve açıkçası rahatsız olmuştum ve umarım bir daha tekrarlanmazdı
Askeriyeden içeri girdiğimde sorun yaşamamıştım artık alışmışlardı ilk geldiğimde bir kaç askere sorduğumda göreve giden asker yakınlarının bilgi aldıkları yeri göstermişlerdi kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde yine aynı konuşma gerçekleşmişti
"Sizi bıktırdığımı biliyorum ama en ufak bilgi bile benim için çok önemli lütfen bildiğiniz birşey varsa söyleyin"
"Bak kızım bizim elimizdede bir bilgi yok terör yuvasına gittiler eğer birşey bilsem gerçekten söylerim zaten telefon numaranı bıraktın daha fazla buraya gelip kendini yıpratma"
Adamda benden bıkmıştı artık ama ondan bilgi alabileceğim tek yer burasıydı elimden başka birşey gelmiyordu
"Peki birdaha gelmemeye çalışırım ama lütfen en ufak bir şeyde beni arayın"
"Tamam kızım arıycam"
Adamda haklıydı her geldiğimde ne az bir saat bir bilgi yada hareketlilik varmı diye ısrar edip darlıyordum ya ölmüşse onu seviyordum çeşke bunu ona söyleyebilseydim şu küslük mevzusunu daha fazla uzatmasaydım gözlerimden yaşlar akıyordu askeriyeden çıkmıştım  iki hafta geçmişti tek bir haber bile yoktu mutluymuş gibi yapmaktan yorulmuştum kısa sürede hayatıma girip odak noktam olmuştu onsuz yapamayacak hale gelmiştim sağ salim dönerse onunla daha çok vakit geçirip dibinden ayrılmayacaktım askerler hızlı ve heycanlı bir şekilde dışarı çıkmaya başlamıştı bir tane tank askeriyeye doğru yaklaşıyordu umursamadan arbama doğru ilerliycekken içinden iki hafta önce gördüğüm Demir'in timinden askerler inmeye başladı en son Demir inmişti iki haftadan sonra onu görüyordum gözlerim bu sefer mutluluktan ve özlemden dolmuştu göz göze gelmiştik o burdaydı bir kaç metre ilerimdeydi hızla ona doğru koşmaya başlayıp kucağına atlamıştım bacaklarımdan tutup destek veridğinde kafamı boynuna gömmüştüm sıkı sıkı sarılıyordum
"Seni çok özledim"
"Bende yavrum bendede beni öldürmekmi niyetin"
Boynuna öpücükler kondurmaya başlamıştım ne söylediği umrumda değildi sadece ona sıkı sıkı sarılmak istiyordum
"Yavrum özlemini sonra gidirirsin üstler burda herkes bize bakıyor"
"Umrumda değil şuanda"
Daha sıkı tutunmuştum oda belimden sıkıca tutup ilerlemeye başlamıştı arabanın kapısını açıp oturmuştu kucağından inmemiştim arabaya yerleşince yüzümü ellerinin arasına almıştı
"Çok mu özledin beni"
Kafa sallayıp tekrar sarılmıştım bu gülmesine sebep olmuştu kafamı kaldırıp
"Sen özlemedinmi beni"
"Özledim çok özledim ama terliyim pis kokuyorum"
Kafamı boynuna yaklaştırıp
"Yoo çok güzel kokuyorsun"
Gözlerini boynuma dikip
"Geçmeye başlamış yenisini yapmak lazım"
"Demirrr"
"Ne"
Utanmıştım ben hangi cesaretle o kadar adamın içerisinde onu öpmüştümki kafamı göğsüne yasladığımda oda susmuştu dakikalarca böyle kalmıştık hayla geldiğine inanamıyordum kafamı kaldırıp
"Demir"
"Efendim makyaj güzeli"
"Sen gerçekten geldin değil mi"
"Gerçekten geldim"
"Ben asker olmaya karar verdim olmaz böyle ben seni çok özlüyorum"
Söylediklerim onu güldürmüştü
"Ne ciddiyim"
Göz göze geldiğimizde gözleri dudaklarıma kaymıştı tam yaklaşırken arabanın camına biri vurmaya başlamıştı kafasını sinirle arkaya vurmasıyla gülmüştüm
Camı açıp
"Noldu koçum bizi bölmene neden olacak kadar önemli şey ne"
"Demir ayıp"
"Komutanım albayım sizi çağırıyor"
"Git sen geliyorum"
Asker gidince
"Burda bekle en hızlı şekilde geri dönmeye çalışıcam"
Kafa sallayıp kucağından yan tarafa doğru geçtim oda arabadan inmişti elime telefonu alıp Şeydaya yazmaya başladım
"Şeyda Demir döndü çok mutluyum onu çok özlemiştim"
Bir kaç dakika sonra cevap gelmişti
"Sen ciddimisin"
"Şuan çok mutluyum"
"Hemen eve gelin onu görmem lazım"
"Siz ne ara bu kadar yakın oldunuz onu anlamadım"
"Yakın değiliz sadece merak ettim eniştem sonuçta sen ne sandın"
"Hiçbir şey şaşırdım sadece de eve uğramayız büyük ihtimalle sonra görürsün bir şeyi yok zaten"
"Balım eve uğrasanız nolur görmek istiyorum ya"
"Noluyor Şeyda sanane Demir'den gelmiyoruz eve filan kendine çeki düzen ver artık"
"Balım özürdilerim ben başka birşeye sinirlendim sende istediğimi yapmak istemeyince böyle oldu çok pardon"
"Tamam önemli değil"
"Uğramaya çalışırsanız sevinirim"
"Tamam Şeyda uğramaya çalışırız"
Demir arabaya oturunca
"Noldu ne dedi gerimi gideceksin"
"Sakin gitmiyorum hiçbiryere sadece bu yılın en zor göreviydi tebrik etti bide kısa sürede bir tim gittiğimiz için"
"Tamam"
Elini iki kere dizine vurunca geri kucağına gelmemi istiyordu yavaşça tek dizine oturduğumda iyice beni kendine yaslamıştı
"Balım çok yorgunum ben iki gündür uyumuyorum evime gitsek ben banyo yapıp uyusam sende yanımda olsan olur mu"
"Tabiki istersen ben arabayı kullanayım sen dinlen"
"Yok geç sen yan tarafa"
Kafamı hayır anlamında sallayıp belim direksiyono gelecek şekilde kucağında ters döndüm kafamı boynuna yaslamıştım arabayı çalıştırmıştı boynuma bir öpücük kondurmuştu kafamı iyice yasladım kokusu burnuma buram buram geliyordu boynuna öpücük kondurmaya başladığımda
"Balım araba kullanıyorum"
"Sen kullanıyorsun ben değil"
"Arabayı sağa çekip o dudaklarını şişene kadar öperim öpemeyecek hale gelirsin"
"Tamam valla sustum yaparsın sen"
Öpmeyi bırakmıştım yapardı filan riske gerek yoktu kullanmadığı elini belime atıp okşamaya başlamıştı sonunda dönmüştü dediğimi yapacaktım dibinden ayrılmayacaktım

___________________________________________

1065 kelime
___________________________________________

KOMUTANIM Where stories live. Discover now