42- Tarif

26.7K 2.9K 2.1K
                                    

Sertab Erener - Mecbursun

Irmak: Günaydınnn

Irmak: Uyandın mı?

Irmak: Bugün nasıl hissediyorsun kendini?

Irmak: Ağrın, sızın var mı?

Semih çevrimiçi

Semih yazıyor...

Irmak: Ay dur

Irmak: Senin kolun kırıktı

Irmak: Yazma, ses kaydı at

Semih çevrimiçi

Ses kaydediliyor...

Semih: *ses kaydı* (0:12)

Günaydın güzelim. Gözümü mesaj sesiyle açtım, kendimi bugün eh işte hissediyorum, ağrım sızım da seni görünce geçecek. Ne zaman göreceğim seni?

Semih: *ses kaydı* (0:04)

Bu arada sesimi duymak için ürettiğin bahanelere bayıldım.

Irmak: Uykundan yeni mi uyandın?

Irmak: Benim mesaj sesimle mi kalktın?

Irmak: Ay özür dilerim, sen uyu yine dinlenmeye ihtiyacın var

Semih: *ses kaydı* (0:10)

Seninkinin bildirim sesi ayrı olduğu için duyduğum gibi kendi irademle kalktım. Yoksa senden önce de mesaj atan birileri oldu, onları takmadım. Ve mesaj yazacağına ses kaydı atmanı tercih ederim.

Semih: *ses kaydı* (0:07)

Bir saniye ya. İkimiz de ses kaydı atarak konuşacağımıza arasam ya ben seni. Arayayım mı? Arıyorum.

Bir anda ekranda Semih'in isminin belirmesiyle telefonu hızlıca açıp kulağıma götürdüm ve o anki şaşkınlıkla "Ay," diye bir ses çıkardım. Uykulu sesiyle güldü.

Uykulu sesiyle. Daha uykulu sesiyle attığı ses kayıtlarının etkisinden çıkamamıştım.

"Sana da ay, güzelim." dedi. Uykulu sesiyle bana güzelim dedi.

Gözlerimi kırpıştırarak kendime gelmeye çalışırken Semih'in uykuyla iç geçirdiğini duydum. Bir şeyi daha uykulu haliyle yaparsa şuracıkta yere yığılacaktım.

"Irmak? Sesim geliyor mu?"

"Evet," dedim bir çırpıda. "Evet, geliyor. Benim dikkatim dağılmış."

"Hmm," dediğinde sesi boğuk çıktı. Elimle yüzümü sıvazlayıp yüzüme ufak tokatlar attım. Acilen kendime gelmem gerekiyordu. "Ne yapıyorsun? Ne zaman göreceğim seni?"

"Ben? Hiç. Hiçbir şey yapmıyorum."

"Neden böyle şüpheli davranıyorsun?"

"Şüpheli mi? Ben mi? Bence senin güven sorunların var," dedim alaylı çıkarmaya çalıştığım sesimle. Semih gülmemişti. "Bir şey mi yaptım bilmeden?" diye sordu.

Her şeyin belirsiz olduğu zamanlarda kendime olan öfkemi ondan çıkardığım anlar geldi aklıma. Onun yerinde bir başkası olsaydı çoktan benimle iletişimini keserdi. Ama bu, biraz da Semih'in karakter yapısıydı. Onu zorlayan şeyleri seviyordu. Vazgeçmiyordu. Ben de onu çok zorlamıştım, kimi zaman haddimden de fazla...

"Hayır, hiçbir şey yapmadın." dedim tüm samimiyetimle. "Bir anda arayınca şaşırdım, öyle salak salak konuştum işte. Yeni uyandığını söylemiştin. Kahvaltı ettin mi?"

14 ŞUBAT SENDROMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin