Davet

142 6 0
                                    

🎀

"Bu senin için ve bu da senin için ve bu da!" Gökçe'nin gösterdiği kıyafetlere bakarken kafam allak bullak olmuştu.

"Gökçe bunlar ne?" Diye sormuş bulundum. Bana yandan bakış atıp başını iki yana salladı.

"Mal mısın, Alya? Görmüyor musun, elbise!" Dedi, gözüme yeşil elbiseyi sokarak. "Ne yani kendime bir şeyler alırken seni es mi geçseydim? Hem sevdiğin renklerden aldım, sevdiğin tasarımlar falan filan." Elindeki elbiseleri bir gözüme sokuyor bir bedenime doğru tutuyordu.

"Tabii iyi yapmışsın da, ne gerek vardı?" bir anlık gafletle sorduğum sorunun canımı alma derecesine geleceğini bilseydim, sorar mıydım? Hayır!

Yavaşça oturduğu yerden kalkıp, gözlerini kısarak üzerime doğru gelmeye başladı. Olduğum yerden onun gibi yavaşça hareketlendiğimde parmağını sallayıp beni uyardı.

"Şş bir yere kaçamazsın. Olduğun yerde kal!" garipten sesler çıkartarak üzerime gelmesiyle yavaşça yutkundum. Sol kolumu havaya kaldırıp onun gözünün önüne getirdim.

"Dur gelme! Bak ben yaralandım. Acı bana!" diyerek bir savunma ortaya attım. Şahinin sardığı koluma bakıp bir kaç saniye yerinde öylece durdu.

"Ulan seni iki dakikada boş bırakmaya gelmiyor! Sen en ara elini kestin, ne ara sardın? Ulan gelsen sakarlığın tutar beş kat yuvarlanırsın, gelmesen bi yerlerini doğrarsın!" Sinirle söylediği şeylere masumca bakıp yalandan burnumu çektim. İki elini beline atıp kaşlarını çattı. "Bana masum ayakları çekme!" Kızgın bir boğa gibi nefes verdi. "Yarın gidelim ayakkabı alalım. Bi de çanta alırız, oldu da bitti maşallah!" dedi.

"Tamam, tamam kızma, istediğin yere gideriz." Dedim. Suyuna gidersem her şey tamamdı. Eliyle yeşil ve siyah elbiseyi tutarak bana uzattı. Usulca alıp ona baktım.

"Bu ikisi güzel. Hem sen rahat edersin, hem de benim içim rahat eder." Dedi. Başımı hızlıca sallayıp elbiseleri sol koluma yavaşça koydum. "Şimdi sen dene onları beğendiğin elbiseye göre ayakkabı şey ederiz." Dedi. Sanki kırk yıllık usta gibi yatağa serdiği elbiselere bakıp başını kaşıyordu.

Onun bu haline gülüp daha fazla beklemeden odasından çıktım. Kendi odama geçip elbiseleri yatağın üzerine koydum. Gözüm saate kaydığında akşam 7 olduğunu gördüm.

Sabah Gökçe ve Özlem davet için elbise almaya gitmişlerdi. Ben bir önceki günün hüznünü yaşadığım için gitmemiştim. Aslında Özlem sonradan olaya dahil olmuş. Gökçe onunla alışveriş merkezinde karşılaşmış sonrası belli.

Sıkıntıyla yatağa oturup siyah elbiseye baktım. Çok tatlı bir elbiseydi. Bunu giymek çok istesemde yanımdaki kişinin Hakan olma olasılığı kafamı karıştırıyordu.

Aslında aklımda mükemmel bir plan vardı ama alacağım tepkiler beni korkutuyordu. Bence yapabilirdim. En fazla ne olabilirdi ki?

Elbiseye bakmayı kesip pijamanın cebinden telefonu çıkardım. Mesajlara girip Hakan'ın konuşmasına tıkladım.

Hakan


Pişt, Hakan müsait misin??
¹⁹'⁰⁵


Şimdi çıkacaktım önemli bir şey miydi istersen sende gel yolda konuşalım?
¹⁹'⁰⁵

Şanlı Komutan Where stories live. Discover now