Yeni ev

30.8K 894 151
                                    

YENİ KİTABIM "EN GÜZEL KABUSUM"A BAKMAYI UNUTMAYIN:) O DAHA GÜZEL💕
VOTE VE YORUMUDA TABİ SEVİLİYORSUNUZ BEBEKLERİM

Sevgili Günlük

O lanet günün ardından tam tamına 2 ay geçti. Babam bizden ayrıldı ayrılalı aldığım nefes bana acı vermeye başladı. Kara delik güneşi içine çekti, Güneş bir süre çıkmak için debelendi fakat başaramayacağına kanaat getirince kendini sonsuz karanlığın acımasız kollarına bıraktı.

Her gün babamın yanına gidiyorum yani mezarlığa. Eskiden mezarlıklardan çok korkardım, sırf mezarlığın önünden geçmemek için yolumu uzatırdım. Ama şimdi oradan çıkmıyorum. Babam, canımın içi neden gittin? Neden bu kötü dünyada beni bi başıma bıraktın? Neden?...

diye satırlarımı sonlandırarak günlüğümü kapattım ve komedinin yanındaki çantama attım. Daha sonra da yatağıma uzanıp gözlerimi kapatarak iki ay önce yaşananları düşünmeye başladım.

O gün çok mutluydum. Ailem ile birlikte Barlas ÜNİVERSİTESİ 'ne kaydımı yaptırmak için İstanbul'a gelmiştik. Babam sürekli benimle gurur duyduğunu söylüyor, annem her ne kadar tıp fakültesine gitmediğim için sitem etse de mutluluğunu gizleyemiyordu.

Hep yaşıtlarımdan farklı bir çocuk olmuştum. Mesela beş yaşındayken kızlar barbie bebeklerle oynarken ben arabalarla oynardım. Hatta bir araba koleksiyonum bile vardı. Liseye geçince de arabalara ve makinelere merakım iyiden iyiye artınca bende makine mühendisi olmaya karar verdim. Çok çalıştım ve emeklerimin sonucunu aldım, Türkiye'nin en iyi üniversitesini burslu olarak kazandım.

Üniversitenin önüne geldiğimizde babamın elinden tuttum ve ondan güç aldım. Daha sonra da okula doğru yürümeye başladık. Ellerim heyecandan terliyor, bacaklarımda tir tir titriyordu. Babamın elini bir saniye olsun bırakmadım.

(Babam benim her şeyimdir : İlk aşkım, destekçim, en iyi arkadaşım...)

Kaydımı yaptırdıktan sonra evimize yani Antalya'ya dönmek üzere yola çıktık. Yolda benden iki yaş küçük kardeşim Ozan'la radyoda çalan şarkıya avazımızın çıktığı kadar bağırarak eşlik ediyorduk , annem bu halimize kahkahalarla gülüyor, babam ise bize sevgi dolu gözlerle bakıyordu. Çok mutluyduk. Taa ki o lanet fren sesini duyana dek...

Gözümü açtığımda beyaz renklerin hakim olduğu boğucu bir hastane odasındaydım. Kafamı yana çevirdiğimde sarı saçları birbirine girmiş, o çok sevdiğim kehribar rengi gözleri kızarmış bir Ozan ile karşı karşıya kaldım. Neler olduğunu sorduğumda da bir arabanın şeridinden çıkıp bizim arabamıza çarpığını, annemin emniyet kemeri taktığı için iyi olduğunu fakat babamın kan kaybından yolda can verdiğini söyledi. Sonrasını hatırlamıyorum, çünkü sinir krizi geçirmişim.

2 ay öncesi gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçerken kapının açılma sesi beni kendime getirdi. Gelen annemdi. İçeri girdi ve sitemkâr bir şekilde

'Aa Güneş, sen hala hazırlanmadın mı yavrum?'

'Annecim lütfen, daha önce de söyledim gitmek istemiyorum. Seneye sınava tekrar girerim, burada okumak istiyorum lütfen anla beni. Babamı bırakamam.'

'Güneş, Gö..Gökhan senin hep hayallerinin peşinden koşmanı isterdi. Barlas Üniversitesi de senin en büyük hayalindi, lütfen bebeğim yapma böyle . Hem baban senin hep yanında.'

'Peki anne tamam, babam için, sadece onun için gideceğim, on dakikaya hazırım.' dedim. Annem yanıma yaklaştı ve anlıma küçük fakat anlamlı bir öpücük kondurduktan sonra da odadan çıktı. Bende yatağımdan kalkıp üstüme siyah elbisemi, ayağıma da siyah sandaletlerimi geçirdim. Sonra da babamın saatini ve o hiç çıkarmadığı evlilik yüzüğünün asılı olduğu kolyeyi boynuma taktım. Aynada kendime baktığımda iyi göründüğüme kanaat getirdikten sonra da valizimi sürükleyerek aşağı indim. Herkes hazır olduğunda da havaalanına doğru yola çıktık. Yolda arabanın penceresini sonuna kadar açtım ve Antalya'ya özgü olan portakal çiçeği kokusunun arabanın içine dolmasına izin verdim. Ve yol boyunca da bu büyülü anın tadını çıkarttım. Havaalanına vardığımızda çekin işlemlerinin yapıldığı yere gittik. (Upuzun kuyruğa rağmen!) çekin işlemlerini halledip uçağa bindik. Böylece de bir saatlik işkencemiz başlamış oldu.

SON İKİ ÜÇDonde viven las historias. Descúbrelo ahora