SON İKİ ÜÇ

İlk öpücük

Arkadaşlar okuduktan sonra yorum yapıp votelerseniz sevinirim. İyi okumalar. Seviliyorsunuz.

YENİ KİTABIM "EN GÜZEL KABUSUM"A BAKMAYI UNUTMAYIN VOTE VE YORUMUDA TABİ SEVİLİYORSUNUZ BEBEKLERİM

Mesaj sesiyle yeni güne merhaba dedim. Telefonumu komedinin üstünden alıp mesajı okumak için tuş kilidini açtığımda Deniz'in günaydın mesajıyla karşılaştım. Mesajda

'Günaydın güzeller güzeli sevgilim, yeni güne seni mutlu ederek başlamak istedim.Umarım başarmışımdır.' yazıyordu. İstemsizce sırıtmaya başladım. Aklım bu çocuk seni çok seviyor, bu çocuğu üzmeye hakkın yok derken kalbim Asrın ne olacak diyordu. Beynimi kemiren bu düşünceleri zor da olsa düşünmeyi bırakıp Deniz'in mesajını cevapladım.

'Günaydın yakışıklı prensim, evet beni çok mutlu ettin :).' diye mesajı cevaplandıktan sonra Bade'yi uyandırıp hazırlanmaya başladım. Beyaz, uzun kollu badim ve çiçekli pantolonumun altına siyah babetlerimi giyip Bade'nin hazırlanmasını bekledim. Bade'de hazırlandığında okula gitmek için yurttan çıkıp yürümeye başladık. Okula geldiğimizde fakültelere gitmek için ayrıldık. Fakültenin kapısından tam içeri girecekken kuvvetli bir kol belimi sardı ve beni geriye doğru çekti. Arkamı döndüğümde de bir çift mavilik beni karşıladı.

'Günaydın sevgilim.'

'Günaydın Yakışıklı prensim.' dedim. Deniz bana iyice sokularak yanağıma bir öpücük bıraktı ve

'Nasılmış bakalım benim güzeller güzeli sevgilim?'

'Sabah çok güzel bir mesaj aldı kendisi, o yüzden çok mutlu. Peki benim yakışıklı prensim nasıllar acaba?'

'Kendileri de sabah sabah bir cadıyla karşılaştılar. Şuan o cadı da kollarında bu yüzden kendiler biraz mutsuz.'

'Çok kötüsün Deniz, Aşk olsun ben cadı mıyım yani?'

'Hahahah şaka yaptım. Sen cadı falan değilsin. Sen benim güzeller güzeli prensesimsin.'

'Sende benim yakışıklı prensimsin.'

'Hadi o zaman prenses, seni sınıfına bırakayım.'

'Ben giderim canım, sen dersine geç kalma.'

'Hayır güzelim, sevgilimin sınıfına sağ salim vardığından emin olmalıyım.'

'Peki o zaman, hadi gidelim. İlk ders beni sınıftan atan hocanın, onu bir daha kızdırmak istemiyorum.' dedim ve dersin olduğu amfiye doğru el ele yürümeye başladık. Tüm fakültenin gözleri bizim üzerimizdeydi ama görmezden gelerek yürümeye devam ettim. Sınıfa girdiğimizde bir çift göz bizi delip geçti ve bir cırlama da kulaklarımızı sağır etti.

Özge: 'İnanmıyorum, siz benden habersiz nasıl sevgili olursunuz? Hainler!'

'Dün olan bir şey Özge, abartma istersen.' dedi Deniz.

Özge : 'Deniz, sen nasıl bir akrabasın? elimde olsa seni akrabalıktan reddedeceğim ama maalesef imkan olanak yok.'

'Off Özge tamam haklısın yediğimizi içtiğimizi dahi bundan sonra sana anlatacağız oldu mu?, şimdi rica etsem sevgilimle beni biraz yalnız bırakır mısın?'

Özge: 'Öyle olsun Deniz Bey, seninle de daha sonra görüşeceğiz Güneş Hanım.' dedi ve yanımızdan gitti. Deniz bana dönüp

'Üzgünüm sevgilim, seni bu cadıyla yalnız bırakmak zorunda kalacağım.' dedi ve Asrın'ın bizi izleyen gözlerinine bir bakış atıp bana dönerek (Asrın'ın da duyabileceği bir sesle)