ÖZEL BÖLÜM FİNAL.

5.1K 178 32
                                    


Merhaba sevgi pıtırcıklarım. Benim için her şey son iki üç diyerek başladı. Ve son iki üç diyerek bitti. Ama her son yeni bir şeyin başlangıcıdır değil mi? Son iki üç ile birlikte biz bir aile olduk. Çoğaldık ve çoğalmaya da devam ediyoruz. Çok fazla konuşup beyninizi şişirmek istemiyorum. Yorum ve votelerinizi eksik etmeyin. Uslup ve yazım hataları için özür dilerim. (HAA BİRDE SENEYE BAŞKA BİR HİKAYE YAZAYIM MI? KONU TAMAMEN SON İKİ ÜÇTEN BAĞIMSIZ.)


ÖZGE'NİN AĞZINDAN

Tamı tamına 2.5 aydır Asrın'la konuşmuyordum. Konuşmamakla kalmayıp ona türlü işkenceler uyguluyordum. Vicdanım buna el veriyor muydu? Hayır. Peki Asrın bunu hak etmiş miydi? Kocaman bir evet!

İşkencelerimin arasında acık ara en komik olanı saat gece 3.30 'ta Asrın'ı çiğ köfteciye göndermemdi. Hadi ama kızlar, bir hayal edin; genç kızların sevgilisi, tüm kızların deli gibi arzuladığı Asrın KOÇER, gece gece hamile karısına çiğ köfte almaya gidiyordu. Bu gerçekten ondan beklenilmeyecek bir hareketti. Bu ona uyguladığım işkencenin ufak bir kısmıydı.

Yarın bebeğimizin cinsiyetini öğrenmeye gidecektik. İçimdeki ses küçük bir oğlumuzun olacağını söylüyordu ama malesef bunu yarına kadar öğrenemeyecektim.

Karnım git gide büyüyordu. Bazen aynaya baktığımda kendime hayret ediyordum. İyi de bu ben olamazdım ki! Birkaç ay önceki Özge ile aynadaki yansımanın uzaktan yakından alakası yoktu. Aynadan bana bakan Özge top gibiydi. Hem de kırmızı bir bowling topu gibi. Neden kırmızı dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü hamilelik bana yaramıştı ve yanaklarım kıp kırmızı olmuştu.

Kafamdaki düşünceler yatak odasının kapısının açılmasıyla uçuşup gitti. Asrın çarşafların ve yastıkların bulunduğu dolaptan yastık ve pikesini aldı, daha sonra da 2.5 aydır, her gece yaptığı gibi yanıma yaklaşıp saçlarımın arsına bir öpücük kondurarak kokumu içine çekti. Daha sonra da

'İyi geceler sevgilim. Bir şey istersen misafir odasında olacağım. Seni seviyorum.' dedi ve usulca odadan çıktı. Onun bu haline gerçekten üzülüyordum. Aslında sadece ona değil kendime de üzülüyordum çünkü onu bensiz bıraktığım gibi kendimi de onsuz bırakıyordum. Bu ceza ona mıydı yoksa bana mı? İşte bunu gerçekten bilmiyordum.

Sabah, saçlarımı yumuşakça okşayan ellerle yeni güne uyandım. Asrın yanıma uzanmış, saçlarımı şefkatle okşuyordu. Uyandığımı fark edince ellerini saçlarımdan hızla çekti. Ona kızmamdan korkuyordu belli ki. Ama ben kızmak değil, aksine devam etmesini istiyordum fakat bunu dile getiremezdim. Asrın yataktan doğruldu ve yüzünü bana dönerek

'Sevgilim, bugün randevumuz var.'

'Biliyorum.'

'İstersen kahvaltıyı dışarıda edelim. Oradan da kliniğe geçeriz.'

'Olur.' dedim ve yavaşça doğrularak ayağa kalktım. Banyoya girip güzelce elimi yüzümü yıkadım ardından da dişlerimi fırçalayıp giyinmek için odaya döndüm. Odaya girdiğimde Asrın odada yoktu. Belli ki rahatça giyinmem için beni yalnız bırakmıştı. Bende üzerimi değiştirip salona indim. Salona indiğimde Asrın çoktan üzerini giymiş, televizyon izliyordu. Beni gördüğünde o da televizyonu kapatıp yanıma geldi ve beraberce arabaya doğru yürümeye başladık.

Asrın bugün gerçekten sessizdi. Sanırım o da bebek için heyecanlıydı fakat o Asrın KOÇER'di. Asla heyecanını belli etmezdi.

Kahvaltının ardından kliniğe geçip Doktor Pelin Hanım'ı beklemeye başladık. Pelin Hanım 30'un sonlarında gerçekten çok tatlı ve sevecen bir kadındı. Pelin Hanım geldiğinde

SON İKİ ÜÇOù les histoires vivent. Découvrez maintenant