Kafeterya

12.7K 581 38
                                    

İlk hikayemde yanımda olan,vote ve yorumlarını esirgemeyen herkese çok teşekkür ederim.Seviliyorsunuz...

YENİ KİTABIM "EN GÜZEL KABUSUM"A BAKMAYI UNUTMAYIN:)
VOTE VE YORUMUDA TABİ SEVİLİYORSUNUZ BEBEKLERİM

Alarmın kulaklarımı sağır eden sesiyle yağmurlu bir güne merhaba dedim. Yatakta biraz oyalandıktan sonra Bade'yi de kaldırdım. Allah'tan hemen kalkmıştı yoksa dün ki deprem metodunu uygulamak zorunda kalacaktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstümü giymeye başladım. Altıma dar paça kotumu , üstüme de oduncu gömleğimi giydim. Son olarak da siyah botlarımı ayağıma geçirip Bade'yi beklemeye başladım. (Nihayet!) Bade Hanım'ın hazırlanması da bittiğinde yurttan  çıktık. Etraf mis gibi toprak kokuyordu, havadaki kokuyu içimize çeke çeke okula doğru yürümeye başladık.

Okula vardığımızda dersin başlamasına 1 saat vardı. Biz de kafeteryaya gidip bir şeyler içmeye karar verdik . Kafeteryaya geldiğimizde boş bir masaya oturduk ve gelen garsona 2 tane sütlü kahve söyledik. Siparişleri beklerken dışarıyı izlemeye başladım. Derse yetişmeye çalışan öğrencilerin telaşı, ıslanmamak için koşanlar, gözlüklerini silmeye çalışanlar (gözlüklüler bunu iyi bilir.) ve niceleri...

Bade'nin dürtüklemesiyle ona doğru döndüm.

'Ohaa kızım bu çocuk kim? Meteor mübarek!'

Baktığı yere doğru bakınca havalı bir şekilde kafeteryaya giren bir adet öküz gördüm. Sonra Bade'ye dönüp

'Haa şu siyah ceketli olan mı? Sana dün bahsettiğim çocuk var ya hani şu kavga ettiğim, işte o çocuk, adı Asrın'

'Kaba maba ama taş gibi çocuk kabul et.'

'Fena değil yani daha iyileri de var.'

'Sus Güneş yoksa az sonra çarpılacaksın.'

Konuşmaya devam ederken kahvelerimiz geldi. Kahvenin kavruk kokusunu içime çektikten sonra bir yudum aldım ve Bade'ye döndüm. Bade gözlerini pörtleterek bana,

'Güneş bu çocuk sana yiyecek gibi bakıyor.'

'Hangi çocuk?'

'Asrın işte yaa. Tam arkandaki masada.'

'Saçmalama yaa. Başka bir yere bakıyordur o. Sana öyle gelmiştir.'

'Yok. Hemde piç piç sırıtıyor.'

Merakıma yenik düşüp arkama döndüğümde Asrın'ın gece kadar karanlık gözleriyle benim maviliklerim buluştu. Tam gözlerimin içine bakıyor ve Bade'nin deyişiyle piç piç sırıtıyordu. Daha fazla o karanlık gözlerin beni içine çekmesine izin vermeden önüme döndüm ve takmamaya çalıştım ama bakışlarının ağırlığını üzerimde (inanılmaz bir şekilde) hissedebiliyordum. Daha fazla dayanamadım ve Bade'ye

'Bade kalkalım mı? Çok rahatsız olmaya başladım. Hem dersin başlamasına 10 dakika kalmış.'

'Tamam canım, hadi.' dedi ve çantalarımızı alıp kasaya yöneldik. Tam hesabı ödeyecekken tanıdık, erkeksi bir ses bizi durdurdu.

'Hanımların hesabını buradan alın.' dedi. Arkamı döndüğümde Asrın'ın gecenin en karanlık renklerinin hakim olduğu gözleriye karşı karşıya kaldım. Umursamaz bir şekilde garsona 200 tl uzatı. Hemen kendime gelip itiraz ettim.

'Saçmalama Asrın al şu paranı.'

'Sana soracak değilim bücür.'

'Ne demek sana soracak değilim?? Tabi ki bana soracaksın. Benim hesabımı ödüyorsun.'

SON İKİ ÜÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin