Hastane

7K 317 24
                                    

Merhaba sevgi pıtırcıklarım, okuduktan sonra yorum yapıp vote vermeyi unutmayın. Sizi seviyorum kocaman öpüldünüz.. (Multi Efe)

YENİ KİTABIM "EN GÜZEL KABUSUM"A BAKMAYI UNUTMAYIN VOTE VE YORUMUDA TABİ SEVİLİYORSUNUZ BEBEKLERİM

Gözlerimi açtığımda kendimi bir hastane odasında buldum. Biraz kendime geldikten sonra olanları yavaş yavaş anımsamaya başladım. Deniz'in beni boğmasını, Asrın'ın beni kurtarmasını ve nicesini. Ruhumu sıkan düşünceleri kafamdan atıp etrafı incelemeye başladım. Oda da yalnızdım, portakal çiçeği renginin hakim olduğu duvarlar ve beyaz koltuklar hoş bir uyum oluştururken duvardaki tablolar da odaya zenginlik katıyordu. Odayı incelemeyi bırakıp tamamen kendime geldikten sonra yavaşça yataktan kalıp telefonumu aldım. 45 tane cevapsız arama ve 26 tane mesaj vardı. Aramaları es geçip mesajlara baktım. Çoğu Efe'dendi ve nerede olduğumla, telefonu neden açmadığımla ilgiliydi. Ama bir tanesi Yeliz'dendi ve mesajı okur okumaz ona ulaşmamı söylüyordu. Rehberden Yeliz'in numarasını bulup aradım birkaç kez çaldıktan sonra Yeliz'in endişeli sesini kulaklarımı doldurdu.

'Güneş? Canım olanları duydum. Nasılsın? Bir şeyin yok ya?'

'Saol, iyiyim de olanları nereden duydun?'

'Asrın aradı ve beni biraz haşladıktan sonra da olanları yanlışlıkla ağzından kaçırdı.'

'Anladım. Şey Deniz.. o nasıl?'

'Aslında hem seni merak ettiğim için hem de Deniz ile ilgili bir konu için seni aramıştım.'

'Seni dinliyorum?'

'Canım seni endişelendirmek istemem ama Deniz ortada yok.'

'Ne?! Nasıl?'

'Sen yanımdan ayrıldıktan yaklaşık 1 saat sonra Deniz'i aradım ama açmadı. Ondan sonra gidebileceği her yere baktım, tüm arkadaşlarını aradım ama bulamadım. Ama endişelenme onu en kısa zamanda bulacağım. Ben seni arayana dek kendine dikkat et.'

'Nasıl, nasıl böyle bir şey olabilir? Tek başına nasıl bulacaksın onu!?'

'Merak etme canım. Benim de elim armut toplamıyor, her yerde onu aratıyorum.'

'Yeliz, lütfen onu en kısa sürede bul, hem onun için hem de kendim için korkuyorum.'

'Uğraşıyorum canım. Ben onu bulana kadar yalnız kalmamaya çalış.'

'Tamam, haber alırsan hemen bana haber ver.'

'Hiç merak etme. Kapatıyorum canım görüşürüz.'

'Görüşürüz.' diyerek telefonu kapattım ve etrafta volta atmaya başladım. Deniz hiçbir yerde yoktu ve muhtemelen beni tekrar bulup yarım bıraktığı işi tamamlayacaktı. Kendimi sonsuz okyanusta yaşayan küçük bir balık gibi hissediyordum. Her an büyük bir balık gelip beni yiyebilirdi veya kocaman bir dalga beni savurup öldürebilirdi. Kapının aniden açılmasıyla yerimden sıçradım ve dudaklarımın arasından küçük bir çığlık firar etti. Gelen kişiye baktığımda rahat bir nefes aldım çünkü gelen Asrın'dı. Şaşkınlıktan elinde sandviç ve meyve suyuyla kapının önünde kalakalmıştı. Şaşkınlığı üzerinden atıp içeri girdi, elindekileri masaya bırakıp yanıma geldi. ve

'Noldu?'

'Yok bir şey. Sen bir an öyle girince..'

'Güneş karşında aptal yok. Yüzünün rengi atmış.'

'Sana yok bir şey dedim!'

'Bana bağırmayı kes. Ya güzellikle sen anlatırsın ya da ben öğrenmesini bilirim.'

SON İKİ ÜÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin