4

306 23 6
                                    

Buraya geleli yıllar olmuştu.. alışmıştım ve benimsemiştim artık burayı.

Hyunjin dün 12 yaşına basmıştı ve ben bu durumdan korkuyordum. Bu gün ise sabah baya erken saatlerde Hyunjin'e beyaz bişiler giydirip evden almışlardı onu.

Gitmeden önce bana sarılıp kulağıma şu cümleyi fısıldamıştı;

"Eve iyi geleceğim merak etme o deneyler bana koymaz papatyam.."

Sonra gülümseyip benden ayrıldı ve gitti..

Gitti...

Saatler olmuştu gideli. 14 saat ne yapmışlardı ki Hyunjin'e..?

Saat tam 20.00 olmuştu ki kapı çaldı.

Koşa koşa kapıyı açtığımda anne sahte gülümsemesini sunmuş, kucağında baygın Hyunjin'le içeri girmişti.

"Anne? Ne oldu ona, iyi mi?"

"İyi merak etme sadece uzun süre bir şey yemediği için bayıldı."

Yine ve yine yalan..

Anne demekten utandığım kadın Hyunjin'i yatağına bırakıp odadan ayrıldı. Ben de hemen Hyunjin'in yatağına sandalye çekip üzerine oturdum.

Elini sıkıca tutup saatlerce onun uyanmasını bekledim. Tam uykum gelmiş, uykuya kendimi bırakacaktım ki Hyunjin'in hıçkırışını duydum.

Kafamı kaldırıp baktığında gözlerini açıp bana bakarak ağladığını gördüm.

"HYUNJİN? İ-İYİ MİSİN NEDEN AĞLIYORSUN?"

Gülümsemeye çalıştı ama sonradan pes edip daha çok ağlamaya başladı.

"Acıyormuş Hei. Yanıyor vücudum... her an ölecekmişim gibi hissettiriyor. En çok korktuğum da ne biliyor musun.."

Dedi Hyunjin hıçkırıklarının arasından.

"İkimizin ailesine bir kere de olsa hesap soramayıp bu dünyada seni tek bırakarak ayrılmak."

"Hyunjin.."

"Lanet olsun ki sen de 12 yaşına bir gün basacaksın.."

"Öyle deme Hyunjin! Acısız hayat olmaz ki."

"Öyle mi dersin..?"

"Tabii ki! Mesela.. mesela bir çiçek uzun süre sulanmadığı için tam solmaya başlayacakken onu sulamak gibidir hayat..."

Gülüp gözlerini kapattı. Ağlaması kesilmiş olsa da gözlerini kapattığında akmaya hazırlanan damla süzülmüştü yanaklarından.

"Güzel örnek.. oradaki çiçek sensin değil mi..?"

"Bilmem herkes olabilir. Mesela sen de olabilirsin, Chan'da, Yeji'de. Herkes."

"Doğru ya! Chan şuan 15 yaşında.. kim bilir o 3 yılda neler yaptılar ona.."

"Hyunjin?"

"Efendim papatyam?"

"Nasıl deneylerdi bunlar? Yani eğer anlatmak istemiyorsan anları-"

"Gözlerine bile iğneyle bir madde sıkıyorlar. Koluna, bacaklarına, boynuna, kısaca her yerine iğne yiyorsun ve her ne veriyorlarsa vücudun yanmaya başlıyor tıpkı ateşin içine atılmışsın gibi.. sonra bir an gözlerin kapanıyor gibi oluyorsun yani bi nevi kör olup geri görmeye başlamak gibi. Gözlerin açık olsa bile karanlık görüyorsun etrafı bir kaç dakika. Sonra... boşver sonrasını.."

"Anlat Hyunjin."

"E-emin misin duymak istediğine?"

"Hiç olmadığım kadar."

"Birileri fısıldıyor gibi oluyor kulağına.. "bizden olacaksın, hayatını lanetliyorlar" gibi. Arada sırada da kanlı ve tıpkı yaratağa benzeyen insanlar beliriyor gözlerinin önünde. Birinin ağzı yırtılmış, birinin göz kapakları kesilmiş, birinin tek kulağı kopmuş.. kısaca iğrenç şeyler. Boynuzları falan da var. Evrimleşmiş gibiler."

Bir an Hyunjin'i şizofren sanmıştım. Dedikleri gözümün önünde canlanmıştı..

Dedikleri yalandan ibaret olabilir miydi?

Ama Hyunjin yalan söylese bile korkacağımı sandığı için böyle yalanlar söylemezdi.

"Ne diyeceğimi bilmiyorum gerçekten sana destek olabilmek istiyorum ama hangi kelimeler kullanabileceğimi bilemiyorum, karar veremiyorum.."

"Sıkıntı değil Hei ancak şimdi odamdan çıkar mısın? Biraz tek kalmak istiyorum umarım beni anlarsın. Sanırım seni burada istemiyorlar."

"EH? KİM- DAHA DOĞRUSU KİMLER İSTEMİYO"

Bir anda kahkaha atıp karnını tutmasıyla şaşırmıştım.

Ulan puşt var ya!

"YAAH YALANCI!"

"ŞSÖAĞSÇSĞXÇSŞXÇAS neyse neyse uyuyacağım Hei."

"Peki çıkıyorum öyleyse? Sana iyi gecelerr!~ eğer uyuyamazsan veya sıkılırsan falan odama gelip beni uyandır illet karıyı uyandırmadan. Tablete bakarız tamam mı?"

"Tamam Hei'm! İyi geceler mwaa!"

Yanağımı öpüp güzel gülüşünü sunmuştu bana. Ben de odadan çıkıp yatağıma yattım içimdeki endişeyle.

Ya o deneyler Hyunjin'i elimden alırsa diye düşünmeden edemiyordum. Son zamanlarda ona daha çok bağlanmıştım.

Yani şimdi değilim ama yine de internetten gördüğüm kadarıyla âşıklar gibi davranıyorduk.

Sanırım kardeş olduğumuz içindi.

Yani ben öyle sanıyordum diyebilirim..

------------

Arkadaşlar kusura bakmayın son günler cidden tableti elime alamıyorum evdeki eşyalarımızı toplayıp konteynere geçeceğimiz için çok yoğun oluyorum yazmaya vaktim kalmıyor o yüzden kısa yazdım umarım affedersiniz <3

Diğer bölümü uzun yazarım kendimi affettirmek için büyük bir ihtimalle ;)

Neyseğğ!

Öpüldünüz muckkkk kendinize iyi bakın

505|Hwang HyunjinWhere stories live. Discover now